
Balıkesir Barosu Başkanı Erol Kayabay, yaptığı açıklamada 2021 yılının hiç kuşkusuz avukatlara saldırının ayyuka çıktığı, önünün alınmadığı ve dahası kamuoyu nazarında önünün alınmak istenip istenmediği konusunda şüphelerin de bulunduğu bir yıl olarak tarihe geçtiğini söyledi.
Kayabay, avukatlara saldırıda failler hakkında işletilen soruşturma ve kovuşturma süreçlerinin yetersiz kaldığını, yargının bu anlamda sacayağı olan bir meslek grubunu korumakta maalesef derin bir acziyet yaşadığını söyledi.
Kayabay, “Önce Gebze’de meslektaşımız Ersin Aslan, haciz işlemi esnasında uğradığı saldırı sonucunda görev şehidi olmuş; daha bu elim hadisenin acısı tazeliğini korurken, İzmir’de bir başka meslektaşımız görevini ifa ettiği sırada alçakça saldırıya uğramıştır. Yargının etkisiz kaldığı bir ortam, tarihi tekerrür ettirmekten başka anlam ifade etmediğinden olsa gerek bu kez 09.08.2021’de Kocaeli Barosu mensubu meslektaşımız Av. Muhammed Ensar Düzcan, Başiskele Mahallesi’ndeki bir haciz işlemi sırasında yumruklu ve bıçaklı saldırıya maruz kalmıştır. Ve ne acıdır ki, adliyeye sevk edilen fail, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştır.
Emsal şüpheli profilinin cezai yaptırım sürecinden cesaret bulduğu sistemin şimdilik son mağduru İstanbul Beylikdüzü’nde yine bir haciz işlemi sırasında saldırıya uğrayan meslektaşımız Av. Mazlum Arslan olmuştur. Fakat bu saldırı, bir özelliği itibariyle öncekilerden ayrışmıştır. Şüpheli kolluktaki ifade işlemi esnasında karakol, Bakırköy Adliyesi’nde ağır ceza mahkemesi hakimi olarak fiilen görev yapan ağabeyi ve koruma memuru tarafından basılmış, hakim kimliği kullanılmak suretiyle gözaltındaki şüpheli tutulduğu karakoldan çıkarılmaya çalışılmış, karakol çatısı altında hukuka meydan okuyarak adeta terör estirilmiştir.
İstanbul Barosu’nun olaya derhal müdahale ederek gerekli girişimlerde bulunması sonucunda hakim karakoldan uzaklaştırılmış, şüphelinin de gözaltı süresi sonunda mevcutlu olarak adliyeye sevki sağlanmıştır. Öncelikle bu süreçte meslektaşlarımız Av. Muhammed Ensar Düzcan ve Av. Mazlum Arslan’ın yanında olduğumuzun ve her iki olayla ilgili adli süreçlerin sonuna kadar takipçisi olacağımızın altını çizmek isteriz.
Öte yandan, hukuk adamı kisvesi altında zorbalığı, hukuk dışılığı, kaba kuvveti, makam gücünü hak bilip karakol basabilecek cesarete nasıl ulaştığını merak ettiğimiz hakim hakkında HSK nezdindeki şikayet sürecinin de takipçisi olacağız. Biliyoruz ki tarih, hukuk fakültelerinde birlikte dirsek çürütmesine karşı, meslek içerisinde avukata sırtını dönen hakim ve savcıların duruşunu zaten yazacaktı. Üstelik bununla kalmayacak, avukata yapılan saldırıları vaka-i adiye olarak gördüklerini de not edecekti. Fakat bu son olayla birlikte tarih, avukata saldıran failin, hakim olduğu iddia edilen bir şahıs tarafından makam gücüyle ve zorbalıkla karakoldan kaçırılma teşebbüsünü de kara bir leke olarak yazacak. Hiç kuşkusuz, adı geçen ağır ceza hakiminin görevde geçireceği her dakika, karşısına gelecek mağdur, müşteki ve sanıklar onun adalet dağıttığına inanmaya devam edecekler. O bir dakikanın bile kıymetinin bilinciyle, meslek onuru ve adaletin saygınlığı namına, bu hakime gereken cezanın verilerek cübbesinin astırılması için her türlü sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız” dedi. Cengiz GÜNER

