Altıeylül Belediyesi'nin düzenlediği etkinlikte Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Balıkesir'in stratejik ve tarihî önemini anlattı. Yaycı, Balıkesir'in hem denizcilik hem de jeopolitik açıdan Türkiye'nin en kilit şehirlerinden biri olduğunu vurguladı.
Balıkesir’in düşman işgalinden kurtuluşunun 102. yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde, Altıeylül Belediyesi’nin ev sahipliğinde Hasan Can Kültür Merkezi’nde "Mavi Vatan ve Kuva-yı Milliye Şehri Balıkesir" başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferansın konuşmacısı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Balıkesir’in denizcilik açısından oynadığı kritik rolü ve tarihî önemini katılımcılarla paylaştı.
"Balıkesir, İki Denize Kıyısı Olan Eşsiz Bir Şehir"
Cihat Yaycı, konuşmasının başında Balıkesir’in coğrafî konumunun ne denli önemli olduğunu belirtti. "Balıkesir, Marmara ve Ege Denizi’ne kıyısı olan az sayıda şehirden biridir. Bu özellik, Balıkesir’i yalnızca Türkiye’nin değil, tüm bölgenin stratejik bir merkezi hâline getiriyor" diyerek şehrin jeopolitik gücüne dikkat çekti.
"Ege Denizi Bizim İçin 'Adalar Denizi'dir"
Yaycı, tarihî bir bakış açısıyla Balıkesir’in denizcilik mirasını da hatırlattı. Atalarının Ege Denizi’ni "Adalar Denizi" olarak adlandırdığını belirten Yaycı, "Balıkesir’in yaklaşık 200 kilometrelik kıyı şeridi vardır. Bu şerit, Balıkesir’in denizcilik ve turizm açısından büyük bir potansiyele sahip olduğunu gösteriyor" diye ekledi.
"Balıkesir, Askerî Açıdan da Kritik Bir Konumda"
Balıkesir’in tarihî önemi kadar askerî değerinin de yüksek olduğunu ifade eden Yaycı, Türkiye’nin ilk ana jet üssünün Balıkesir’de kurulduğunu ve Erdek’teki Deniz Üs Komutanlığı’nın stratejik önem taşıdığını söyledi. "Balıkesir, tarihî kökenleriyle de dikkat çeken bir şehir. Karesi Beyliği’nden bu yana tarih sahnesinde hep önemli bir yer tutmuştur" dedi.
"Geçmişin Tehditleri Bugün de Karşımızda"
Mondros Mütarekesi'ne değinen Cihat Yaycı, o dönemde Osmanlı'yı parçalamak isteyen azınlık cemiyetlerinin bugünkü tehditlerle benzerlik gösterdiğini vurguladı. "Mondros Mütarekesi’nin 7. maddesi, Türkiye’nin güvenliğini baltalamak için hazırlanmıştı. O dönemdeki tehditlerle bugün hâlâ mücadele ediyoruz" diyerek tarihî süreçteki tehlikelerin günümüze uzandığını belirtti.
