
İklim değişikliğinin etkileri, Balıkesir’in bereketli topraklarına hayat veren dere ve çaylarda da kendini göstermeye başladı. Bölgenin uzun süredir beklediği yağışların gerçekleşmemesiyle birlikte birçok dere, şimdiden kuruma noktasına geldi. Bu durum, hem ekosistemi hem de bölge halkını ikiye böldü.
Bölgede kurumaya yüz tutan dere yataklarında yalnızca birkaç su birikintisinin kaldığı, çevredeki ağaç ve çalıların ise suya ulaşmakta zorlandığı görülürken, yatak boyunca biriken çürümüş dal ve kütükler, suyun çekilmesiyle tamamen gün yüzüne çıkmış bulunuyor. Bazı yerlerde ise yaz mevsimini ilk günleri olmasına rağmen hayvanların su arayışı içinde olduğu da dikkat çekiyor.
Bölge halkının bir kısmı, yaşanan kuraklığın tarıma büyük zarar verdiğini belirtiyor. Özellikle yaz mevsiminde sulama ihtiyacının arttığına dikkat çeken çiftçiler, birçok ürünün veriminde ciddi düşüşler yaşandığını ve bu durumun hem ekonomik hem de sosyal sonuçları olacağını dile getiriyor.
Ancak vatandaşların bir diğer kesimi ise farklı bir bakış açısı sunuyor. Zararlı atıkların taşınamadığı için çevre felaketlerinin azaldığını savunan vatandaşlar, bu durumun kısa vadede su kirliliğini azaltabileceğini ve derelerdeki doğal dengeyi bir ölçüde koruyabileceğini ifade ediyor. Onlara göre, derelerdeki suyun taşımadığı kirlilik, özellikle yaz aylarında kötü kokular ve sinek oluşumunu da engelliyor olabilir.
Uzmanlar ise her iki görüşe temkinli yaklaşıyor. Kuruyan su kaynaklarının sadece tarımsal değil, ekolojik açıdan da ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtiyorlar. Su canlılarının yaşam alanlarının kaybolması, kuşların göç yollarında uğradığı noktaların işlevsizleşmesi ve mikroklimatik dengenin bozulması gibi birçok soruna dikkat çekiliyor.