Son günlerde Balıkesir’in Bigadiç ilçesi ekseninde iddia edilen "şap hastalığı salgını" açıklamaları üreticide endişeye neden olurken, resmi veriler ve saha çalışmaları tablonun kontrol altında olduğunu ortaya koydu. Peki, yoğun aşılama çalışmaları ne durumda? Şap hastalığı tüketici için bir risk oluşturuyor mu? İşte bilimsel verilerle şap gerçeği.
Balıkesir genelinde ve özellikle Bigadiç ilçesinde hayvancılık sektörüne dair ortaya atılan "salgın ve üretim kaybı" iddiaları üzerine gözler resmi rakamlara ve uzman görüşlerine çevrildi. Sahadan alınan güncel bilgiler ve İl Tarım ve Orman Müdürlüğü verileri, iddia edilenin aksine virüsün yayılımının yoğun aşılama programlarıyla kontrol altında tutulduğunu gösteriyor.
RAKAMLAR "KRİZ YOK, MÜCADELE VAR" DİYOR
Kamuoyunda yayılan spekülatif bilgilerin aksine, Balıkesir genelinde SAT-1 ve diğer varyantlara karşı yürütülen mücadele hız kesmeden devam ediyor. Resmi verilere göre il genelinde 600 bine yakın büyükbaş hayvan aşılanırken, "baskılama" stratejisi sayesinde hastalık lokal odaklarda hapsedilmiş durumda. Ayrıca 177.476 Repel yani yenileme ve koruyuculuğu arttıran doz yapılmış durumda.
Yetkililer, karantina uygulamalarının bir "çaresizlik" değil, hastalığın yayılmasını önlemek adına uygulanan "standart bir biyogüvenlik prosedürü" olduğuna dikkat çekiyor.
VATANDAŞIN MERAK ETTİĞİ SORU: ET VE SÜT RİSKLİ Mİ?
Hastalıkla ilgili gündem oluşunca tüketicilerin aklına gelen ilk soru "Yediğimiz et ve içtiğimiz süt güvenli mi?" oluyor. Uzmanlar ve veteriner hekimler bu konuda vatandaşa "müsterih olun" çağrısı yapıyor.
Bilimsel verilere göre Şap Hastalığı (FMD), bir "gıda güvenliği krizi" değildir.
Isı Virüsü Yok Eder: Şap virüsü ısıya karşı son derece dayanıksızdır. Pastörize edilen sütlerde ve pişirilen etlerde virüsün hayatta kalma şansı yoktur.
Biyokimyasal Engel: Kesim sonrası etin dinlendirilmesi sürecinde kas dokusunda oluşan asitlenme, virüsü saniyeler içinde etkisiz hale getirir.
İnsana Bulaşma Riski: Hastalık "zoonoz" karakterli olsa da, insanlara bulaşma oranı literatürde yok denecek kadar düşüktür ve hafif seyreder.
AŞI VE DENETİM ZİNCİRİ NASIL İŞLİYOR?
Balıkesir'de uygulanan protokol, hastalığın tüketiciye ulaşmasını imkansız hale getiren üç aşamalı bir güvenlik duvarından oluşuyor:
Aşılama: Hayvanlar düzenli olarak şap aşısı ile bağışıklık kazanıyor.
Karantina ve Pazar Kontrolü: Hastalık şüphesi olan bölgelerden hayvan çıkışı dijital takip sistemleriyle (TÜRKVET) engelleniyor.
Mezbaha Denetimi: Kesimhanelere giren her hayvan veteriner hekim kontrolünden geçiyor. Hastalık belirtisi gösteren hiçbir hayvanın tüketime sunulmasına izin verilmiyor.
ENDİŞEYE MAHAL YOK
Bigadiç ve çevresinde dile getirilen iddialar bölgesel ekonomik zorluklara işaret etse de, halk sağlığı açısından bir tehdit bulunmuyor. Uzmanlar, kaynağı belli, denetimli ve mühürlü etlerin tüketilmesinde herhangi bir sakınca olmadığını belirtirken, üreticinin de devlet destekli aşı kampanyalarına katılımının sürecin yönetiminde hayati önem taşıdığını vurguluyor.
