
Eğitim-İş Sendikası Balıkesir Şubesi ‘Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz’ demek için alanlara çıktı. Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda düzenlenen basın açıklamasında konuşan Şube Başkanı Serap Müjdeci Gökgün, senede bir gün Öğretmenler Günü’nde öğretmene övgü düzenlerin senenin 364 günü öğretmene nasıl çalışma koşullarını, nasıl insani olmayan ücretleri reva gördüğünü anlatmak için alanlarda olduklarını söyledi.
Eğitim-İş üyeleri sıkıntılarını, beklentilerini anlatmak için bir kez daha alanlardaydı. Eğitim-İş Sendikası Balıkesir Şubesince düzenlenen basın açıklamasına Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Genel Sekreteri Özgür Aras, sendika üyeleri, bazı siyasi partiler ve sivil toplum örgütü yöneticileri de katılarak destek verdi.
Yokuş aşağıya yuvarlanan ülke ekonomisine rağmen, toz pembe tablo çizmeye çalışanlara karşı ‘Barınamıyoruz, Geçinemiyoruz, Yaşayamıyoruz’ demek için alanlara çıktıklarını belirten Gökgün, “TÜİK’in yalancı enflasyon rakamları, sarı sendikaların iktidarı memnun etmeye endeksli tavrı ve iktidarın emek düşmanı bakış açısıyla şekillenen 7. Dönem Toplu Sözleşme müsameresinde, perde yine yoksullukla kapandı. Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası’nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve yine kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekeceği iyimser enflasyon rakamlarının dahi altında kaldı.
Onca büyük laf, onca vaat, onca beklentinin ardından bu sürecin sonunda yine hükümetin utanç verici zam teklifinin kabul edilmesi, ortada alın terimiz için bir görüşme değil bir dayatma olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Daha önceki TİS süreçlerinden miras kalan birçok kazanım, yeniymiş gibi makyajlanıp önümüze kondu. Bir kez daha ne öğrendik: Emeğin onurunu iktidarın bir aferinine satan sarı sendikalar, emekçinin hakkını savunmaz” dedi.
Gerçekleri çarpıtma enstitüsü gibi çalışan TÜİK’in ve hükümetin noteri gibi çalışan Kamu Hakem Heyeti’nin yapısındaki çarpıklık söz konusuyken, hileli maçta adil sonuç olamayacağını belirten Gökgün, “Memur ve memur emeklisi için açlık sınırına düşmek anlamına gelen, kamuda işçi-memur arasındaki ücret makasını ters orantıya sokan, seçimden seçime hatırlanan ve vaat edilen haklarımızı görmezden gelen bu sonuç tüm kamu emekçileri gibi, geleceğin mimarı olan eğitim emekçileri açısından da bir utanç tablosudur” diye konuştu. Bilge Yurdusev