
DİSK’e bağlı Genel-İş sendikası üyeleri Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda yaptıkları açıklamada belediyelerde çalışan şirket işçilerine kadro istedi. Genel-İş Sendikası Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı, “Siyasal iktidar seçim öncesi toplumun değişik kesimlerine ardı arkası kesilmeyen müjdeler veriyor. Bu müjdeler arasında biz Belediye şirket işçilerinin ve Belediye işçilerinin kadro konusunun olmadığını büyük bir üzüntü ile görüyor, derinden etkileniyoruz” dedi.
DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikası üyeleri Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda yaptıkları açıklamada belediyelerde çalışan şirket işçilerine kadro istedi. Basın açıklamasında konuşan Genel-İş Sendikası Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı, “Belediye şirket işçilerine kadro talebimizi bu gün bu meydandan kez daha hep birlikte haykırıyoruz. Dünyamız; kapitalizm denilen bu düzenin artık tükendiğini, iflas ettiğini haykırmaktadır. Zenginleri daha zengin eden neo liberal politikalar, yoksulları, dar gelirlileri, biz bağımlı çalışanları ise açlık ve sefalete mahkum etmiştir. Bu çürümüş düzen sadece ve sadece patronları çok, daha çok zengin yapmanın düzeni olmaktadır. Siyasal iktidar, her yeni gün toplumun Belediye şirket işçilerinden başka diğer kesimlerine müjde diye yeni haberler vermekte, Belediye Memurlarına sosyal denge tazminatı, sözleşmeli personele kadro, Belediye Şirket işçileri dışında ki KHK’lıya kadro, 1999 öncesi SGK girişliye EYT, en düşük emekli maaşı 7500 TL, asgari ücrete 2. dilim zam, yapılandırma, vb. haklar.
“AİLELERİMİZLE BİRLİKTE 4 MİLYON KİŞİYİZ”
Siyasal iktidarın bu ardı arkası kesilmeyen müjdelerinin arasında biz Belediye şirket işçilerinin ve Belediye işçilerinin olmadığını büyük bir üzüntü ile görüyor, derinden etkileniyoruz. Ülkemiz, 14 Mayıs.2023 de yapılacak seçim virajına girerken ailelerimizle birlikte 4 milyona yakın bir emekçi kesimi olan Belediye Şirket işçilerinin ve Belediye işçilerinin bu seçim matematiğinin içerisinde olmaması bizleri derinden üzüyor.
Seçim öncesi toplumun bütün kesimleri kendilerine hükümetin programında yer bulurken, Belediye şirket işçilerimizin kadro talebi kendisine yer bulamamıştır. Toplumun asıl mağduru belediye şirket işçileridir. 696 Sayılı KHK kadro değildir. Bu sürekli işçilik meselesi sadece sürekli işçiliktir.
“KADRO HAKKIMIZ ERTELENEMEZ”
Belediye Şirket İşçilerine kadro hakkı ertelenebilecek ya da seçimlerden sonraya bırakılabilecek bir konu değildir. Sendikamız Belediye Şirket işçileri ile birlikte bu meseleyi esaslı olarak takip etmekte hükümetten bu konuda bir sonuca gitmelerini istemektedir. Buradan tekrar ediyorum Sendikamız Genel Merkezinin siyasi partilere daha birkaç gün önce verdiği bu konudaki kanun teklifinin TBMM genel kuruluna getirilerek yasalaşmasını Anamızın Ak sütü gibi helal olan kadro hakkımızın verilmesini 2023 seçimlerinden önce istiyoruz.
Arkadaşlarımızı mağdurdur, başta 52 günlük ilave tediye hakları yoktur. Bu durum aynı kurumlarda çalışan işçiler arasında ayrımcılıktır. İş barışını bozan bir olgudur. İlave tediye kanunu diye bilinen 6772 sayılı kanuna acilen Belediye iktisadi teşekkülleri de eklenerek bu durum çözülmelidir.
Kıdem tazminatı kırmızı çizgimiz olmakla birlikte, Önceki yıllarda hizmet süresini tamamlayan bir işçi Kıdem Tazminatı ödeneği ölçeğinde barınacağı bir ev alabilirken bu gün için enflasyon nedeniyle bu mümkün olmamaktadır. Siyasal iktidardan kıdem tazminatı tutarlarının bu ölçekte yeniden güncellenmesini talep ediyoruz” dedi.
“VERGİDE ADALET İSTİYORUZ”
Vergi adaletsizliğinin işçiler ve emekçiler üzerindeki yük olduğunu kaydeden Genel-İş sendikası Şube Başkanı Hüseyin Hilmi Ovalı şöyle devam etti “ Türkiye’de vergi adaletsizliği her geçen gün derinleşiyor. İşçilerin altında kaldıkları vergi yükü ve gelir dağılımı adaletsizdir. Zengin ve varlıklı rant çevreleri daha az vergi öderken, toplumun diğer kesimleri daha çok vergi ödüyor. Bu oran, gelişmiş ülkelerde ise tam tersidir. Bunun doğrudan bir sonucu olarak, ülkemizde bordrolu çalışan kesimin aylık ücretleri, verginin yılsonuna doğru, vergi dilimlerinin yükselerek artması sebebiyle yılın ikinci yarısında ücretler sürekli düşmektedir. Ayrıca yılın ilk aylarındaki ödemelerimize kıyasla yılın son aylarında ödediğimiz su, gaz gibi faturalar güncellemeler gibi sebeplerle artıyor, gelirimiz vergi nedeniyle düşüyor. Bu durum çalışan sınıf için yıldan yıla ekonomik açıdan ağırlaşan bir hal almaktadır. Bizler her ay ayni ücreti, maaşı kazananlar için Adaletli bir vergi sisteminde olması gereken temel ilke “az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasıdır.” Son 10 yıllık süreçte toplanan vergilerin yüzde 92’sini ücretliler ödemiştir. Buna karşın bütçeden yapılan harcamalar sermaye sınıfına yoğunluktadır. Emekçiler bütçeden eğitim, sağlık, ulaşım gibi hizmetleri ucuz ve nitelikli olarak alamamaktadır.” Mahmut ACARÖZ