
Geçtiğimiz hafta Rusya'nın doğusunda meydana gelen 8.8 büyüklüğündeki deprem sonrası oluşan tsunami riski, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de kıyı kentleri için alarm zillerini çaldı. Peki, Balıkesir’in Edremit Körfezi'nde benzer bir tsunami tehlikesi yaşanabilir mi? Bilimsel veriler ve tarihsel kayıtlar, bu konuda dikkat çeken bulgular sunuyor.
Edremit Körfezi Sismik Açıdan Riskli Bir Bölgede Yer Alıyor
Balıkesir, hem Marmara hem de Ege Denizi’ne kıyısı bulunan nadir şehirlerden biri olarak, aktif fay hatlarının yoğunlaştığı bir bölgede konumlanıyor. Edremit Körfezi, Ayvalık’tan Altınoluk’a kadar uzanan kıyı şeridiyle, Kuzey Anadolu Fayı ve Ege Bölgesi’ndeki ikincil fay sistemlerinin kesişim noktasında bulunuyor. Bu jeolojik yapı, bölgeyi deprem açısından yüksek riskli hale getiriyor.
Tsunami Oluşumu İçin Hangi Koşullar Gerekli?
Uzmanlara göre bir depremin tsunami yaratabilmesi için birkaç temel şartın oluşması gerekiyor:
Depremin deniz tabanında gerçekleşmesi
Büyüklüğünün en az 6.5 olması
Fay hattının dikey yer değiştirme hareketi göstermesi
Marmara Denizi’nde doğrultu atımlı hareket baskın olduğundan tsunami riski sınırlı kalırken, Edremit Körfezi’ndeki normal ve oblik faylar bu anlamda daha tehlikeli sayılıyor.
1944 Edremit–Ayvacık Depremi: Küçük Çaplı Tsunami Belirtisi
Hasan Sezgin Üstün’ün “Assessment of Tsunami Events in Eastern Aegean Sea” adlı yüksek lisans tezinde yer alan veriler, 6 Ekim 1944’te meydana gelen Edremit–Ayvacık depremine odaklanıyor. Bu depremde 73 kişi hayatını kaybetmiş, kıyı bölgelerde yer yer su fışkırmaları ve çatlaklar gözlemlenmişti.
Ayvalık kıyılarında denizin aniden yükseldiğine dair tarihi kayıtlara da yer verilen çalışmada, yapılan modelleme sonuçlarına göre kuzey kıyılarda 50 ila 70 santimetre arasında su seviyesi yükselmesi yaşandığı görülüyor. Bazı senaryolarda bu değer 1 metreye kadar çıkabiliyor.
Risk Altındaki Bölgeler: Altınoluk, Akçay ve Ayvalık
Modelleme ve gözlem sonuçları, Edremit Körfezi çevresindeki alçak kotlu yerleşimlerin daha yüksek risk taşıdığını gösteriyor. Özellikle Altınoluk, Akçay, Burhaniye ve Ayvalık kıyılarında, orta büyüklükte (Ms 6.8–7.2) bir deprem sonrası küçük çaplı su taşkınlarının meydana gelme olasılığı bulunuyor. Bu taşkınlar, büyük bir tsunami oluşturmasa da kıyıdaki alanlar için tehlike oluşturabilir.
Bilim İnsanları Uyarıyor: “Hazırlıklı Olmak Şart”
1944 depremi gibi örnekler, Edremit Körfezi’ndeki fay segmentlerinin deniz tabanında ani ve dikey yer değiştirmelerle su kütlelerini kıyıya yönlendirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor. Uzmanlar, bu tür küçük çaplı tsunami benzeri olayların tamamen dışlanmaması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye’de Tsunami İzleme Sistemi Kurulu, Ancak Yerel Planlama Şart
Türkiye genelinde AFAD, Kandilli Rasathanesi ve Boğaziçi Üniversitesi iş birliğiyle kıyı şeritlerinde tsunami izleme ve erken uyarı sistemleri kurulmuş durumda. Ancak uzmanlara göre bu sistemlerin yanı sıra, yerel belediyelerin kıyı tahliye planları oluşturması, kamu farkındalığını artırması ve halkın eğitilmesi büyük önem taşıyor.