Balıkesir’in kültürel zenginliklerinden biri olan Müstesna Sahaf ve Kitabevi’nin sahibi, emekli asker Mithat Şare, sahaflık kültürü, kitaplar ve okuma alışkanlıkları üzerine önemli bilgiler verdi. Kitaplara olan tutkusunu emekli olduktan sonra sahaflık mesleğine dönüştüren Şare, bu hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Mithat Şare, sahaflık serüvenine başlamadan önce Balıkesir’in eski kitapçılarından Turgut Amca’yla sıkça vakit geçirdiğini belirtiyor. Turgut Amca’ya sık sık, “Bu işi bırakırken bana devreder misin?” diye sorduğunu ve ondan “İnşallah” cevabını aldığını anlatan Şare, pandeminin başlangıcında emekli olduktan sonra bu işe atıldığını ve Turgut Amca’nın da yaşı ilerlediği için dükkanını kapattığını ifade ediyor. “İşin zor, çok çalışman lazım,” diyen Turgut Amca’nın tavsiyesine uyan Şare, Turgut Amca’nın bütün kitaplarını alarak bu yolda ilk adımını atmış.
Mithat Şare, Balıkesir’in okuma kültürü açısından oldukça zengin bir şehir olduğunun altını çiziyor. Balıkesir Üniversitesi’ne gelen hocalar ve Balıkesir’deki bazı liselerin öğretmenlerinin bu kültürü besleyen önemli unsurlar olduğunu belirten Şare, insanların okuma alışkanlıklarının farkında olduğunu ve bu kişileri bir araya getirmenin önemini vurguluyor. “Kitapçı olmak, insanları bir araya getirebilmenin bir yolu” diyen Şare, sahaflık mesleğinin bu açıdan kendisi için anlamlı olduğunu belirtiyor.
Ancak Şare, Balıkesir’de sahaflık kültürünün tam olarak anlaşılmadığını da ekliyor. “Bizi sadece dini kitap satan yerler olarak düşünüyorlar, bu yüzden namaz takkesi, takunya soranlar oluyor,” diyen Şare, sahaflığın nadir bulunan, endemik türdeki kitapların satılması anlamına geldiğini ve Osmanlıca, el yazması gibi eserler barındırdıklarını anlatıyor. Günümüzde sahaflığın büyükşehirlerde ders kitabı satıcılığına evrildiğini, ancak kendisinin ikinci el kitap alım-satımı yaparak bu mesleği yaşatmaya çalıştığını belirtiyor.
Şare, kitapların ruhu olduğuna inanıyor. “Yeni kitaplarda bu ruhu bulmak zor, çünkü ikinci el kitaplarda yaşanmışlık var,” diyen Şare, bu yönüyle sahaflığın kendisi için çok özel olduğunu ifade ediyor. En nadide eserleri arasında Osmanlıca kitaplar ve gotik Almanca yazılmış "100 Jahre Howalst" adlı kitabı olduğunu belirten Şare, bu kitabın Almanya’da bir gemi inşaat şirketinin 100 yıllık sürecini anlattığını ve Türkiye’de başka kimsede bulunmadığını söylüyor.
Mithat Şare, sahaflığın sadece kitap satmak olmadığını, aynı zamanda bu kültürü korumanın ve geleceğe aktarmanın da önemli olduğunu vurguluyor. Kitapların korunması için nemden, tozdan, ışık ve kitap kurtlarından uzak tutulması gerektiğini belirten Şare, okuma kültürünün insanları birbirine bağlayan güçlü bir araç olduğuna inanıyor.
İnternet siteleri, sosyal medya üzerinden de satış yaptığını belirten Şare, “Sahaf kültürü başkadır; gelip kitapları inceleyerek alırsınız, ilginizi çeken yeni kitaplar keşfedersiniz” diyerek, internet sitelerinde satılan kitapların çoğunu daha uygun fiyata sattığını da ekliyor.
Mithat Şare, sahaflığın sadece bir iş değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu vurguluyor. Kitap satıcısı olarak insanların kitaplarını çöpe atmamaları gerektiğini belirten Şare, kitapların doğru insanla doğru zamanda buluşmasının önemine dikkat çekiyor. Gelecekte, sahaf kültürünü yaşatmak için kitap mezatları yapmayı ve topladığı eski notlar ve paralarla bir sergi açmayı planlıyor.
