
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) yöneticileri, 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi (TİS) süreci kapsamında Balıkesir’e gelerek kamu emekçilerinin taleplerini kamuoyuyla paylaştı.
Balıkesir’de bir dizi ziyaret gerçekleştiren KESK Genel Merkez yöneticileri, Eğitim-Sen Balıkesir Şubesi'nde düzenledikleri basın açıklamasıyla taleplerini dile getirdi. Açıklamada, ekonomik kriz ve artan hayat pahalılığına dikkat çekilerek “Geçinemiyoruz” vurgusu yapıldı.
“Emekçilerin Sesi, Mücadelenin Güvencesi Olacağız”
KESK MYK Üyesi Erdal Karakuş, 2026-2027 dönemini kapsayan 8. Dönem Toplu Sözleşme sürecine girerken, ülkenin dört bir yanında kamu emekçilerinin sesi olacaklarını belirtti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Karadeniz, Ege ve Marmara bölgelerini kapsayan saha çalışmalarıyla 30 ilde kamu çalışanlarının taleplerini doğrudan toplayacaklarını ifade etti.
Katılımcı ve Şeffaf Süreç Vurgusu
Karakuş, sadece KESK’e bağlı emekçilerin değil, toplumun geniş kesimlerinden aldıkları güçle mücadelenin sürdürüldüğünü söyledi. “Her ilde topladığımız talepleri yerel basınla paylaşıyor, şeffaf ve katılımcı bir toplu sözleşme süreci yürütüyoruz. Çünkü biz, çalışanı ve emeklisiyle birlikte en az 25 milyonluk bir kitleyiz ve geçinemiyoruz” dedi.
KESK’in Öncelikli Talepleri
Karakuş, açıklamasında kamu emekçilerinin yıllardır görmezden gelinen temel haklarını dile getirerek, KESK’in bu dönemdeki öncelikli taleplerini şöyle sıraladı:
Grev Hakkı Anayasal Güvence Altına Alınmalı: Mevcut sistemin 12 Eylül rejiminin ürünü olduğunu ve sendikal faaliyetleri göstermelik hale getirdiğini belirten Karakuş, gerçek bir toplu sözleşme düzeninin grev hakkı olmadan mümkün olamayacağını söyledi.
Güvenceli İstihdam: Yüz binlerce sözleşmeli ve güvencesiz kamu çalışanı için kadrolu ve güvenceli istihdamın sağlanması gerektiğini vurguladı.
Temel Ücrete Dahil Ödemeler ve Emeklilikte İnsanca Yaşam: Ek ve yan ödemelerin maaşa dahil edilmesi, kamu emekçilerine emeklilikte insanca yaşam hakkı tanınması talep edildi.
Şeffaf ve Adil Atama Sistemi: Mülakatların kaldırılarak, tüm kamu atamalarının eşit, şeffaf ve yazılı sınava dayalı olarak yapılması istendi.
Adil Vergi Sistemi: Ücretliler üzerindeki ağır vergi yükünün azaltılması, dolaylı vergilerin düşürülmesi ve gelir vergisi sisteminin adil biçimde yeniden düzenlenmesi gerektiği belirtildi.
4688 Sayılı Yasa Değişmeli: Kamu sendikacılığını etkisizleştiren yasanın, kamu emekçilerinin talepleri doğrultusunda demokratik ve özgürlükçü şekilde yeniden yazılması gerektiği ifade edildi.
3600 Ek Gösterge Tüm Kamu Emekçilerine Tanınmalı: Unvan, kadro veya hizmet sınıfı ayrımı yapılmaksızın, 1. dereceye ulaşmış tüm kamu çalışanlarının 3600 ek gösterge hakkından yararlanması gerektiği vurgulandı.
“Açlık Sınırı 35 Bin Lira, Kamu Emekçileri Bunun Altında Ücret Alıyor”
BES Ar-Ge biriminin Haziran 2025 verilerine göre açlık sınırının 35 bin TL, yoksulluk sınırının ise 85 bin TL’ye ulaştığını aktaran Karakuş, kamu çalışanlarının bu rakamların çok altında maaşlarla geçinmeye çalıştığını belirtti. Emeklilikte ise açlık sınırının dahi altına düşüldüğüne dikkat çekti.
“Bu Kriz Sadece Kamu Emekçilerinin Değil, Herkesin Sorunu”
Karakuş, açıklamasının sonunda ekonomik krizin yalnızca kamu çalışanlarını değil, çiftçiden esnafa, işçiden emekliye kadar tüm toplumsal kesimleri etkilediğini belirtti. “Çiftçi mazot alamıyor, üretici ürününü değerinde satamıyor, esnaf siftah yapmadan kepenk kapatıyor” diyerek, toplumun tüm kesimleriyle ortak mücadele çağrısında bulundu.