
Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, ‘1 Haziran Dünya Süt Günü’ nedeniyle mesaj yayımladı. Dünya Süt Günü’nün süt tüketiminin günlük beslenmenin olmazsa olmazını teşvik etmek amacıyla, BM Gıda ve Tarım Örgütü ile Uluslararası Sütçülük Federasyonu tarafından 2001 yılında başlatıldığını hatırlatan Balıkesir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, “Dünya Süt Günü; sütün insan beslenmesindeki önemini, ekonomiye ve toplumsal hayata katkılarını hatırlamak için önemli bir fırsat niteliğindedir. Mucizevi bir gıda olan süt, her yaştaki insanın beslenmesinde büyük önem taşımaktadır. Süt, insanın bedensel, zihinsel gelişimi için en temel, en kolay ulaşılabilen gıda olmasının yanı sıra üretim süreciyle de düzenli ve sürekli bir ekonomik kaynak yaratarak toplumsal refaha katkı sağlayan bir üründür” dedi.
“GÜNDE EN AZ 2 SU BARDAĞI SÜT TÜKETİN”
Çocuklar, hamileler ve bebeklerini emziren kadınlar, yaşlılar başta olmak üzere her yaş grubu için, süt ve süt ürünlerinin yeterli miktarda tüketiminin insan sağlığı açısından büyük önem arz ettiğini söyleyen Tanrıkulu, “Yeterli ve dengeli beslenme için günde en az 2 su bardağı süt içilmesi tavsiye ediliyor. Ancak ülkemizde süt tüketimi kişi başına yılda ortalama 24-26 litre ile oldukça yetersiz bir durumda” diye konuştu.
“SÜT ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜ CİDDİ ORANDA BİR İSTİHDAM SAĞLIYOR”
Bütün gıdalarda olduğu gibi, gıda güvenliği yaklaşımı ve kurallarının süt tüketimi için de geçerli olduğunu vurgulayan Tanrıkulu, “Çiftlikten sofraya güvenli gıda” yaklaşımının gereği için bütün önlemlerin alınmasının son derece önemli ve değerli olduğunu ifade etti.
“SEKTÖRLER ARASI İŞBİRLİĞİNE İHTİYAÇ VAR”
Gıdaya erişimin esas olduğu bir toplumda gıda güvencesinin de süt tüketimi açısından sağlanması gerektiğini kaydeden Tanrıkulu, süt tüketiminin arttırılması için erken yaşlardan başlayarak sütün insan sağlığı için öneminin toplumun her kesiminde vurgulanmasının önem arz ettiğini belirtti.
Tanrıkulu, açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “Erken yaşlarda başlayan süt içme alışkanlığının hayatın bütününe yayılmasını sağlayacak etkinliklere ve sektörler arası işbirliğine ihtiyaç vardır. Ülkemizde süt ürünleri sektörü ciddi oranda bir istihdam kaynağı oluşturmakta olup, süt ve süt ürünleri sektöründe kamu otoritesinden onaylı ve denetimli 2000’in üzerinde işletme faaliyet göstermektedir.
Sektör yılda yaklaşık 208 milyar lira ciro yaparken, 50 bin kişiye doğrudan istihdam sağlamanın yanı sıra 200 bin çiftçi, 200 bin satış noktası ve 50 bin nakliyeci de süt ve süt ürünleri sektöründen ekmek yemektedir. Ancak buna rağmen üretilen çiğ sütün yarısı kayıt dışı işlenmektedir. Türkiye’nin seçimi sağlıklı süt olmalı. Çiğ sütte olası bulunabilecek bazı patojen mikroorganizmalar insanda verem hastalığına, Q Fever denilen ateşli bir hastalığa, bir adı da Malta Humması olan Brusella’ya tifoya ve dizanteriye yol açar ve bunlar, eğer önlem alınmazsa ciddi hastalıklara sebebiyet verir.
Bilimsel ve kurumsal otoriteler tarafından önerilen ve dünyanın gelişmiş birçok ülkesi tarafından uygulanmakta olan ‘Çiftlikten Çatala Gıda Güvenliği’ konsepti ülkemiz insanların sağlığını dolayısıyla toplum sağlığını koruyabilmemiz açısından acilen gündeme taşımamız gereken önemli bir konudur. Bu konsepttin yapılanmasında veteriner hekimler en önemli görev paydaşları arasında yer almaktadır. Sağlıklı bireyler güvenli süt üretimine kişi başı yılda en az 300 kilo süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketme hedefine ulaşmak için, yeterli hayvan kaynağına sahip olabilmeliyiz.
Dolayısıyla her koşulda, öngörülen nüfusumuzun süt ve hayvansal protein ihtiyacını karşılayabilmek için hayvan sayımızı ve verimliliğini artırmak, bunun için de hayvancılığa yatırım yapmak şarttır. Ülkemizde Süt/ Yem paritesi dengelenmediği, sektörde belli bir disiplin sağlanamadığı sürece süt sığırcılığı kan kaybetmeye devam edecektir. Süt üreticileri artan yem maliyetleri ve işletme giderleri altında ezilerek bu zahmetli ve zor üretimden ya vazgeçmekte ya da kapasitelerini düşürmektedir.
“SÜT SEKTÖRÜNÜN SORUNLARI ELE ALINMALI”
Bu bağlamda ilimizde de inek sayımız hızla azalmakta Türkiye’yi doyuran il sloganımız anlamını kaybetmektedir. Hem ülkemiz hem de ilimiz için stratejik bir konumu olan süt sektörünün sorunları ivedilikle ele alınmalı, ilgili bütün kurumlar böylesi stratejik önemi olan bir sektörü yeniden canlandırması için gerekli adımları atmalıdır.
Üzülerek ifade etmek gerekir ki; süt üreticilerinin son zamanlarda içinde bulunduğu durum içler acısı bir halde olup tabiri caizse ölümü bekleyen bir hasta konumundadır. Korkumuz odur ki bir an önce gerekli tedbirler alınmaz ise mevcut hastaya müdahale edilmeden hastanın kaybedilmesi veya tedaviye geç kalınması sebebiyle geri dönüşümü zor olan kalıcı hasarlar oluşmasıdır. Ülkemizin istihdamında, beslenmesinde, sağlıklı bireyler yetiştirilmesinde ve birçok alanda kritik öneme sahip belki bir savunma sanayi kadar stratejik bir önem arz eden bu sektördeki sorunları göz ardı edemeyiz. Dünya Süt Günü’nün ülkemizde ve tüm dünyada, sağlıklı süte erişimin kolaylaşarak, daha fazla tüketilmesine vesile olmasını temenni ediyoruz. Bu gün vesilesi ile bir kez daha süt üreticisi ile tüketicisinin daha mutlu yaşam şartlarının gerçekleştirilmesini talep ediyor ve Dünya Süt Gününü kutluyoruz.” Cengiz GÜNER