Savaştepe’ye bağlı Karacalar kırsal mahallesinde 2006 yılında cansız bedenleri bulunan Büşra ve Tuğçe isimli kuzenlerin davası 10 Nisan 2023’e ertelendi.
Savaştepe’ye bağlı Karacalar kırsal mahallesinde 23 Mart 2006 yılında okula gitmek için evlerinden çıktıktan 44 gün sonra cansız bedenleri bulunan Büşra ve Tuğçe isimli kuzenlerin Bölge Adliye Mahkemesi’nden dönen kararın ilk duruşması yapıldı. Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devam etmesine, sanıkların DNA’larının olayla ilişkisini belirlemesi için genetikçilerin bulunduğu 5 kişilik heyeti görevlendirdi. Dava 10 Nisan 2023’e ertelendi.
Ailelerinin avukatı İbrahim Erenci, Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma kararını değerlendirdi. Erenci, Bölge Adliye Mahkemesi’nin verdiği karardaki tereddütleri haklı bulduklarını ancak bilirkişi olarak atanan genetikçilerin de incelemesinde olumlu rapor vermesini beklediklerini kaydetti.
Avukat İbrahim Erenci, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını değerlendirerek, “Bilindiği gibi Bölge Adliye Mahkemesi’nin bozma kararı vardı. Ama bu bozma kararı tutuklu şahısların salıverilmesi yönünde bir karar değildi. Sadece hükme ulaşırken eldeki bilirkişi raporlarının değerlendirilmesi yönünde Bölge Adliye Mahkemesi’nin bir itirazı vardı. Yani ‘tamam siz sormuşsunuz, Adli Tıp’tan da raporları alıp karşılaştırmışsınız ve bir hükme varmışsınız. Amenna buna bir şey demiyoruz ama 5 kişilik heyet oluşturulsaydı, bu heyet de adli genetikçilerden olsaydı daha iyi olurdu’ şeklinde tavsiye niteliğinde bozma kararı bu. Ayrıca çocukların alıkonulması konusunda zaman aşımına uğradığı yönündeki Balıkesir 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararına da ‘hayır burada zaman aşımı henüz dolmamıştır, bu konuda da değerlendirme yapılabilir’ dedi” diye konuştu.
Mahkeme sürecinin yeniden başlamasından korkularının bulunmadığını kaydeden Avukat İbrahim Erenci, “Bizim bu kararı okumamız şöyle oldu; tereddütleri haklı bulduk. Bizim herhangi bir korkumuz yok. Adli genetikçilerin yeniden incelemesi sonucunda kuvvetli delil olduğu yönde rapor geleceği kanaatindeyiz. O nedenle raporun yeniden gönderilmesi bizim için sadece zaman açısından değer ifade ediyor. Çünkü Mart ayında tam 17 yılı dolduracak bu yargılama, duruşma da Nisan ayında yapılacak. 17 yılın sonucunda da gelecek rapora göre bir karar verilecek. Lehe de aleyhe de olsa bu karar taraflarca istinaf edilecek, tekrar bölge adliyesine gidecek. Karar onanması durumunda temyiz edilecek, Yargıtay’a gidilecek ve Yargıtay’da da muhtemelen duruşmalı yapılacak. Bölge Adliye Mahkemesi’nde duruşmasız karar verilmesini biraz yadırgadık. Böylesine önemli bir dosyada herhangi bir tebligat çıkarılmayıp evrak üzerinde değerlendirme yapılmasını çok anlayamadık. Ama bundan sonra verilecek karar her ne olursa olsun Bölge Adliye Mahkemesi’nden daha önce de talep ettiğimiz gibi tekrar duruşmalı yapılması yönünde ısrarlı taleplerimizi sürdüreceğiz” dedi.
Avukat İbrahim Erenci, “Mahkemenin verdiği karar şu oldu; tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Biz tutuksuz yargılanan sanıkların da suça iştiraki olduğu yönünde baştan beri söylediğimiz ve elde ettiğimiz delil, karine ve argümanlarla onların da tutuklanması ve an azından tutuklanmayacaksa adli kontrol tedbiriyle zapturapt altına alınmasını istedik. Bunu sadece ben istemedim. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekili avukat arkadaşımız da tutuksuz sanıkların tutuklanmasını istedi. Yani devleti temsilen, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını temsilen orada bulunan meslektaşım da bunu talep etmesine rağmen maalesef taleplerimiz reddedildi. Yani tutuksuz sanıklar ellerini kollarını sallayarak duruşmaya gelip gidecekler veya SEGBİS’le duruşmaya bağlanacaklar. Böyle bir konfor, çocuk katili oldukları savıyla yargılanan insanlara sağlanmamalıydı bunu yadırgıyoruz. Yadırgadığımız sadece bu değil; 17 yıl boyunca yadırgadığımız çok fazla husus var” dedi. Mahmut ACARÖZ
