
Balıkesir’in Ayvalık ilçesi, doğal güzellikleri kadar efsaneleriyle de büyülüyor. Bunlardan en dikkat çekeni ise hiç şüphesiz Şeytan Sofrası. Gündüzleri Ege Denizi’ne karşı güneşin tadını çıkarmak, akşamları ise kızıl gökyüzü eşliğinde manzaraya dalmak isteyenler için bu tepe, hem görsel hem de mistik bir deneyim sunuyor. Ancak Şeytan Sofrası'nı özel kılan yalnızca manzarası değil, ardında yatan iki ayrı efsane...
Kuraklık, Günah Keçisi ve Sofra: Münzevinin Kurtuluş Hikâyesi
Rivayete göre 16. yüzyılda, bu tepede yalnız başına yaşayan bir Rum keşiş vardı. Halk arasında “Panalope” adıyla anılan bu kişi, zamanla toplumdan dışlanmış ve “şeytan” damgası yemişti. Ayvalık’ta uzun süreli bir kuraklık başlayınca, halk yaşanan felaketin sebebini Panalope’ye yükledi ve onu cezalandırmak için tepeye çıktı.
Ancak Panalope, gelen öfkeli kalabalığı karşılamak yerine, onları krallara layık bir sofrayla karşıladı. Göz alıcı manzara eşliğinde sunulan bu zengin ziyafet, halkın öfkesini dindirdi. Kalabalık yemeğe dalarken Panalope gizlice oradan kaçtı. Bu olaydan sonra tepenin adı halk arasında Şeytan Sofrası olarak anılmaya başlandı.
Üç Ayaklı Şeytan ve Mitolojik İz
Tepenin ortasında yer alan devasa bir ayak izi de ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bu iz, bölge halkı tarafından “şeytanın ayak izi” olarak adlandırılıyor. Efsaneye göre, Yunan mitolojisinde Tanrı Zeus’un sütannesi olan İda, Kaz Dağları’nda oğlunu korumak için şeytanı gökyüzünden kovmuş.
Kaçarken üç ayağından biriyle bu tepeye basan şeytanın, geride bu dev izi bıraktığına inanılıyor. Diğer ayak izlerinin ise biri Midilli Adası’nda, biri de Kaz Dağları’nda yer aldığı söyleniyor.
Dilekler, Kurdeleler ve Madeni Paralar
Şeytan Sofrası sadece efsaneleriyle değil, geleneksel ritüelleriyle de dikkat çekiyor. Ayak izinin çevresine bağlanan renkli kurdeleler ve atılan madeni paralar, bölgeyi adeta dileklerin merkezi hâline getiriyor. Ziyaretçiler, bu sembollerin dileklerini gerçekleştireceğine inanıyor.
Ayvalık’a yolu düşen herkesin uğraması gereken Şeytan Sofrası, yalnızca bir seyir noktası değil, aynı zamanda geçmişin mitleriyle bugünün umutlarını buluşturan bir kültür hazinesi.

