Yayınlanma Tarihi :

Veteriner Hekimlerinin 180’nci gurur yılı

Veteriner Hekimlerinin 180’nci gurur yılı

Balıkesir Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, Veteriner Hekimliği eğitim ve öğretiminin 180’nci yıldönümü nedeniyle açıklamada bulundu.

Dünyada ilk Veteriner Fakültesi’nin 1762 yılında Fransa’da açıldığını, Türkiye’de ise Veteriner Hekimliği Bilimsel Eğitim-Öğretimine 23 Ekim 1842 yılında başlandığını kaydeden Veteriner Hekimleri Odası Başkanı Hüdayi Tanrıkulu, Veteriner Hekimliğinin geçmişinin M.Ö. 2000 yıllarına dayandığını, tarihin en eski mesleklerinden biri olarak kabul edildiğini belirtti.

Veteriner Fakültesinin, Türkiye’de Mühendislik ve Tıp’tan sonra kurulan üçüncü Fakülte olduğunu belirten Tanrıklu, “Bir meslek, tarihi, statüsü, ülke ve topum üzerindeki etkileri ile önemli hale gelmektedir. Onu farklı kılan bireye, topluma ve insanlığa olan katkısıdır. Veteriner hekimlerin insan ve toplum hayatı için çalışmaları, 1842 tarihinden bugüne kadar bir iftihar tablosu olarak ortadadır. Veteriner hekimlik mesleği; tüm dünyada hayvan sağlığını ve dolayısıyla insan sağlığını korumada, yeterli ve güvenli gıdaya erişimde stratejik öneme sahip bir meslek olarak kabul edilmekte olup, Covid-19 Pandemisi sürecinde üstlendikleri görevler ve yürüttükleri çalışmalar ile geçmişte olduğu gibi insanlığa hizmetleri devam etmektedir. TURKOVAC aşısını geliştirerek insanlık için hizmete sunan bir veteriner hekim bilim insanıdır” dedi.

“VETERİNER HEKİMLER ÖNEMLİ BULUŞLARA İMZA ATTILAR”

Bu önemine binaen gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de Veteriner Hekimlikle ilgili alanlarda güçlü bir teşkilat yapısı, etkili mevzuat ve hepsinden önemlisi kaliteli ve yeterli bir eğitim ve öğretim için gerekli önlemlerin alınmasını isteyen Tanrıkulu, “Üzülerek belirtmek isteriz ki, ülkemizde sayıları hızla artan Veteriner Fakültelerinin bir kısmı, kaliteli akademik kadrolar ve teknik alt yapı açısından arzu edilen seviyelerde değildir. Bugün ülkemizde sayısı 33’e çıkan Veteriner Fakülteleri tüm uyarılara rağmen bu anlamda çok olumsuz bir örnek teşkil etmektedir. Geçen 180 yıllık süre içerisinde ülkemizde dünya çapında birçok veteriner hekim bilim adamı yetişmiş ve önemli buluşlara imza atmışlardır. Haftalarca evlerine uğramadan salgın hastalıklarla mücadele çalışmalarını yürüterek, halkı açlıktan kurtarmışlar, zoonotik hastalıklara karşı yaptıkları mücadelelerle yine halkın sağlığını korumuşlar, ülkemizin en ücra köşelerine kadar ıslah hizmetlerini götürmüşlerdir. Böylece Ülke hayvancılığına ve dolayasıyla insan sağlığına sundukları önemli katkılardan dolayı halkın takdirini kazanmışlardır.

Kurtuluş savaşı sırasında sığır vebası serumu ile sığır vebası salgını kontrol altına alınarak ordunun lojistik gücünü yeniden kazanması sonucunda, Mareşal Fevzi Çakmak, ‘Eğer Türk Veteriner Hekimleri olmasaydı İstiklâlimizi kazanamayacaktık’ sözünü söylemiştir. Dün Mehmet Âkif Ersoy, Adil Mustafa Şehzadebaşı, Şefik Kolaylı, Ord. Prof. Dr. Tümgeneral Süreyya Tahsin Aygün, Yüzbaşı Hüdai ve Kemal Cemil Beyler, Binbaşı Ahmet Bey ve daha niceleri tarihe altın harflerle kaydedilmiştir. Bugün de her türlü zorluklara, hala sağlık çalışanı olarak kabul edilmeyip özlük haklarındaki mağduriyete, karşılaştıkları insanlık dışı şiddete, yok sayılmaya rağmen aynı ideal ile kutsal olan hizmetlerine devam etmektedir” diye konuştu.

“RİSKE RAĞMEN CANLA BAŞLA ÇALIŞILIYOR”

Veteriner hekimlerin; ülkemizin en büyük ilinden, ülkenin en ücra köşesindeki köy ve mezrasına kadar ayakta olduğunu, bir taraftan laboratuvarlara kapanarak hayatları kurtaracak aşı, serum ve ilaç üretmek için olağan üstü gayret gösterdiğini, diğer taraftan sahada, salgın ve zoonotik hastalıklara karşı koruyucu aşılamalar, hastalık mihraklarına müdahale, tedavi hizmetlerinin kesintisiz olarak sürdürülmesi, insanımızın gıda güvenliğinin  sağlanması ve veteriner halk sağlığı gibi hizmetleri gece gündüz, kar, yağmur çamur demeden, mesai mefhumu gözetmeden onlarca riske rağmen canları pahasına gece gündüz demeden devam ettirdiğini anlatan Tanrıkulu, “Veteriner hekimlik, hayvanların ve insanların sağlığı, refahı ve çevrenin korunması amacıyla faaliyet gösteren istisnai bir meslektir. Veteriner hekimler, gıda güvenliği, biyogüvenlik, biyolojik çeşitlilik, antimikrobiyal dirençlilik ve iklim değişikliği gibi dünyanın en acil sorunlarının çözümüne katkıda bulunmak için vardır. Eğitim ve öğretimde istenilen standartları olmayan bir mesleğin yarınları sıkıntılıdır, problemlidir. Çağın bilim ve teknolojisine göre normlarınızı oluşturmak, ön almak bir zorunluluk olarak ortadadır. Eğitim ve Öğretimin 180. Yıl dönümünde bir kez daha belirtmek isteriz ki; Ülkemizde 33 Veteriner Fakültesi mevcuttur. Yeni Veteriner Fakülteleri açılması ile zarar gören hayvan sağlığı, insan sağlığı, çevre sağlığı ve hayvancılığımız olacaktır. Yeni fakülteler açmak yerine, mevcut fakültelerimizin Uluslararası Akreditasyon Kurumu olan Avrupa Birliği Veteriner Hekimlik Eğitim Kurumları Birliği (EAEVE) tarafından denkliğinin onaylanması için çaba harcanmalıdır. Veteriner Fakültelerine girişte taban puan veya yüzdelik başarı sınırı kriterleri getirilmeli, veteriner hekimlik eğitim ve öğretiminin araştırma ve uygulama ağırlıklı olması zorunluluğundan dolayı, veteriner fakültesi kontenjanları ülkemizde ihtiyaç duyulan veteriner hekim sayısı, fakültelerin fiziki yapısı, hayvan hastanesi, uygulama çiftliği, laboratuvar ve akademik altyapıları da dikkate alınarak yeniden gözden geçirilmelidir. Tıp Fakülteleri ve Diş Hekimliği Fakülteleri intörn ve son sınıf öğrencilerine asgari ücret üzerinden maaş ödeneceği yönündeki uygulamaya Veteriner Fakültesi öğrencileri de dahil edilmelidir. Tıp Fakültelerinin 6 yıl ve Diş Hekimliği Fakültelerinin 5 yıl eğitim verdiği gibi Veteriner Fakülteleri de 5 yıl eğitim vermektedir. Tıp ve Diş Hekimliği intörn öğrencileri ne yapıyorlarsa Veteriner Fakültesi intörn öğrencileri benzer şekilde çalışmakta, muayene, teşhis, tedavi ve ameliyat yapmakta, nöbet tutmakta, sağlık hizmeti vermektedir. Son sınıf öğrencilerine tanınan bu haktan Veteriner Fakültesi öğrencileri de yararlandırılmalı, eşitliğin, adaletin ve hakkın gereği yapılmalıdır. Mesleğimizin yüksek standardını ve sürdürülebilirliğini devam ettirmek ve mümkün olan en iyi hizmeti sunmak için yüksek kaliteli bir veteriner hekimlik eğitim ve öğretiminin ülkemize kazandırılmasının yanı sıra, sürekli eğitimler ile iyi donanımlarla çağdaş veteriner hekimlik uygulamaları gerçekleştirilmelidir. Türkiye’de Veteriner Hekimliği eğitim öğretiminin 180’nci yılını kutluyor, ebediyete irtihal eden meslek büyüklerimizi ve hocalarımızı rahmetle anıyor, ülkemiz, mesleğimiz, meslek mensuplarımız ve öğrencilerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyoruz” dedi. Cengiz GÜNER

Kaynak : Haberci Medya

YORUM YAP