
KESK’e bağlı Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Balıkesir İl Temsilcisi Ekber Gün, insanın bugün gıda olarak tükettiği ürünlerin her birinin çok kadim bir tarihinin söz konusu olduğunu ve bu tarihselliğin gıdaya olağanüstü anlamlar kattığını belirtti.
Tarım Orkam-Sen Balıkesir İl Temsilcisi Ekber Gün, “Toplumlar nezdinde gıdanın kutsallığı söz konusudur. Nimete hürmet çok eski bir toplumsal etik ilkesidir. Gıdalar bu hürmeti sadece insanın maddi varlığını idame ettirdikleri için değil, manevi varlığına yaptıkları katkı nedeniyle de görmüşlerdir. Aşurenin, çiğköftenin, un helvasının toplumsal bellekte çok önemli bir anlamı söz konusudur. Bu anlamıyla gıdalar kültür ve tarih taşırlar. Bu tarih toplumsal olduğu kadar bireysel bir tarihtir de. Hangimiz çocukluk döneminde yediğimiz bir gıdayı uzun yıllar sonra yediğimizde o anıları tekrar yaşamıyoruz ki.
Sonuç olarak insanın bugün tükettiği gıdalar büyük bir toplumsal emek ve ekolojik bir evrim sonucunda anlam yüklüdürler. Kapitalizm her alanda olduğu gibi ilk çabasını gıdayı da meta olarak tanımlamakla yapıyor. Gıdayı alınıp satılan bir meta olarak tanımlamak ilk saldırıdır o nedenle kapitalizme ilk karşı çıkışımızın bu noktada olması gerekiyor. Kriz, öncelikle tıp alanında aniden ortaya çıkan bir hastalık durumunu veya hastalıklı durumun baş edilemez duruma gelme hali için kullanılan bir kavramken birçok alanda kullanılmaya başlanmıştır.
Sosyal bilimlerde ise aniden ortaya çıkan kötü durum, buhran, bunalım anlamlarında kullanılıyor. Bir kavram olarak gıda krizinin aniden ortaya çıktığını söylemek oldukça güç, son yıllarda gıda krizi olarak tanımlanmasındaki esas faktör tehlikeli, katlanılamaz duruma gelmiş olmasından kaynaklanmaktadır. Gıda krizi mevcut koşullarda toplumun gıdaya erişmesinde yaşanan krizi, çöplerden, uzayan kuyruklardan, gıda temin etme çabalarını, tanımlasa da, krizin oldukça önemli bir ayağı da toplumun sağlıklı gıdaya erişme sorunudur” dedi. Cengiz GÜNER