
ÖZEL HABER - Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Doktor Bekir Ceylan, güven verici, destekleyici ve hoşgörülü tutumun sağlıklı bir psikososyal gelişim için oldukça önemli olduğunu ifade ederek, “Sözler ağızdan birkaç saniyede çıkıyor, izleri bir ömür kalıyor” dedi.
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Psikiyatrist Doktor Bekir Ceylan, şiddet konusunda birikimlerini HABERCİ’ye anlattı. Ceylan, günümüzde toplumda birçok bireyin doğrudan ya da dolaylı olarak şiddete maruz kaldığına dikkat çekti. Aile yapısının çocukların gelişiminde önemli rol oynadığını belirten Ceylan, şiddetin öğrenilen bir davranış olduğunun altını çizdi.
CEYLAN’DAN SALDIRGANLIK VURGUSU
Öfke duygusunun diğer duygular gibi insana ait temel duygular arasında olduğunu ancak yıkıcı etkileri dolayısıyla sözel ve davranışsal olarak doğru ifadesi hayati önem arz etiğini vurgulayan Ceylan, “İnsanların çoğu zamanla saldırgan dürtülerini denetlemeyi ve toplum tarafından daha kabul gören etkinliklere yöneltmeyi öğrenirler. Bu öğrenimin temeli ilk olarak ailede gerçekleşir. Fiziksel ya da psikolojik olarak bir başkasına zarar veren her türlü davranış saldırganlık olarak tanımlanır. Dolayısıyla saldırganlığın içerisinde şiddet davranışlarını da barındırdığı söylenebilir” dedi.
“HER TÜRLÜ YIKICI OLAN BİR EYLEM OLAN ŞİDDET BİR SONUÇTUR”
Şiddetin, bireyin yaralanmasına ölümüne ya da biyo-psiko-sosyal açıdan gelişmesine engel olan her türlü davranış ve söz olduğunun altını çizen Bekir Ceylan, “İster fiziksel ister psikolojik ögeler içersin; ister canlıya ister cansız bir nesneye yönelik olsun her türlü yıkıcı olan bir eylem olan şiddet bir sonuçtur. Bu sonuca nelerin etken olduğu konusunda bilinçlenmeden şiddet davranışını ortadan kaldırmak mümkün olamaz. Saldırgan tutum ve davranışların ebeveyn tutumu, sosyo-ekonomik durum, toplum yapısı ve özellikle cinsiyete dayalı sosyal normlar gibi bir çok faktörle ilişkili olduğu söylenebilir” diye konuştu.
“AİLE YAPISI ÇOCUKLARIN GELİŞİMİNDE ÖNEMLİ ROL OYNUYOR”
Çocuğun, ilk sosyal deneyimlerini aile içerisinde deneyimlediğini, kişiliğin oluşumunda önemli bir yeri olan özdeşim kurmanın, çocuklarda aile bireylerini modelleme yoluyla gerçekleştiğini, böylece model alınan ailenin yapısının çocuğun ileriki yaşantısında, duygusal ve toplumsal gelişiminde belirleyici bir rol oynadığını anlatan Uzman Psikiyatrist Doktor Ceylan, şunları söyledi: “Bu noktada ebeveyn tutumları çok önemli hale gelir. Anlayışlı ve tutarlı ailelerde büyüyen çocuklar, ilişkilerinde daha sosyal ve duyarlı olur, kendi duygu ve düşüncelerini ifade etme konusunda da başarı sağlar. Bu tür çocuklarda davranışlarını denetleme becerisi daha yüksek düzeyde olur. Buna karşılık katı ve otoriter tutum sergileyen ailelerin çocukları ise duygu ve düşüncelerini daha çok saldırgan tutumlarla ifade etme eğiliminde olurlar. Kendi iç dünyalarını açıklamakta zorluk yaşarlar. Katı ve otoriter tutuma maruz kalan çocuk, yaşamı boyunca sürekli birileri tarafından kontrol edilme ihtiyacı ya da aşırı kontrol etme ihtiyacı duyabilir. Yetişkinlikte ise ikili ilişkilerde güven ve anlayıştan uzak, baskıcı ve katı tutum sergileyebiliyorlar.”
“SÖZLER AĞIZDAN BİRKAÇ SANİYEDE ÇIKIYOR, İZLERİ BİR ÖMÜR KALIYOR”
Ceylan, güven verici, destekleyici ve hoşgörülü tutumun sağlıklı bir psikososyal gelişim için oldukça önemli olduğunu ifade ederek, “Sözler ağızdan birkaç saniyede çıkıyor, izleri bir ömür kalıyor. İhmal edilen çocukluk dönemi, olumlu davranışların yerine sürekli olarak olumsuz davranışların vurgulanması, hayal kırıklığı, aşağılanma ve öfkeye maruz kalma gibi olumsuz çocukluk yaşantıların saldıran davranışın altında yatan en temel etkenlerden” dedi.
“AŞAĞILAYICI SÖZ VE DAVRANIŞLARINIZDAN UZAK DURUN”
Ailelere; çocuğunuz istenmeyen bir davranış yaptığında ya da bir söz söylediğinde aşağılayıcı söz ve davranışlarınızdan uzak durun uyarısında bulunan Ceylan, “Şiddet davranışı çocuğun duygusal ihtiyacının karşılanmamasının dışa vurumudur. Duygusal ihtiyaçları karşılanmayan çocuk toplum tarafından kabul görmeyen tutumlarla ihtiyacını gidermeye çalışabilir. Çocuğun öfkesinin altında yatan ihtiyaçları anne ve babalar tarafından dikkatle takip edilmeli” mesajı verdi.
“ANLATMAYIN, UYGULAYIN”
İlişkilerde tutarlı olunmasını öneren Ceylan, istenilen davranışın gerçekleşmesinde ebeveynlerin eylemlerinin sözlerinden daha etkili olduğunun altını çizdi.
Ceylan, “Örneğin çocuklarından arkadaşına vurmamasını, eşyalarını kırmaması isterken siz onlara istenmeyen bir davranışı ortadan kaldırmak amacıyla kaba davranırsanız çocuğunuzu ikileme düşürmüş olursunuz. Buradaki davranış öğrenimi çocuğun sadece çevresindekilerinin kendisine nasıl davrandığı ile ilişkili değildir. Çevresindeki bireylerin de birbirlerine nasıl davrandıkları, problem karşısında hangi tutumları sergiledikleri oldukça önemli. Ebeveynlerinin problemler karşısında şiddet davranışı gösterdiklerini gören çocuklar yetişkinliklerinde bunu sorun çözmede doğal bir seçenek olarak görebilir. Çünkü çocuklar sözlerinizden ziyade yaptıklarınızdan öğrenme eğilimindedir. Çocuklara sürekli olarak neyi yapıp neleri yapmamaları konusunda uyarmak yerine istenilen davranışın nasıl yapıldığı ve niçin yapılması gerektiği gelişimsel sürecine uygun bir dil kullanılarak anlatılmalıdır. Sonuç olarak çocuğunuzun sağlıklı gelişimi için, ona güven duygusu aşılayın, yönlendirmeyin rehber olun, yeteneklerini keşfetmesine izin verin, doğru bir model olun, çocuğun arzu ve ihtiyaçlarını karşılayın ve sorunlarla baş ederken destekleyici tutum sergileyin” diye konuştu. Cengiz GÜNER