BIST 100
11.366,93 0,31%
DOLAR
41,4699 0,07%
EURO
48,8022 0,25%
GRAM ALTIN
4.977,28 -0,03%
FAİZ
39,80 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
58,62 0,12%
BITCOIN
111.783,00 -1,57%
GBP/TRY
55,9163 0,27%
EUR/USD
1,1751 0,11%
BRENT
69,05 -0,38%
ÇEYREK ALTIN
8.137,86 -0,03%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
11 °

Karlıdere’den ruhsal travma vurgusu

TUNAY KARLIDERE

ÖZEL HABER - Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tunay Karlıdere, deprem sonrası yaşanabilecek travmalara dikkat çekti.

Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tunay Karlıdere, yaşadığımız coğrafya gereği depremlerin hayatımızın içinde var olduğunu ve olmaya da devam edeceğini söyledi.  Prof. Dr. Karlıdere, “Ruhsal ve bedensel bütünlüğümüze zarar veren büyük bir deprem tehdidi ile en son geçen hafta karşılaştık. Enkazda kalanımız olduğu gibi akraba, eş-dost, arkadaş ve yakınını kaybedenlerimiz de oldu. Bu dehşeti televizyon ve sosyal medya üzerinden görenler ve görmeye devam edenlerimiz de var. Basın kuruluşları ellerindeki imkanlarla anlık bilgi paylaşmaya çabalıyor, bizler de yaş farkı gözetmeksizin çocuk veya yetişkin demeden hepimiz habersiz kalmamak ve gerektiğinde destek verebilmek için takip ediyoruz. Olması gerektiği gibi tek vücut halinde yaralarımızı sarmaya çabalıyoruz. Aynı zamanda da her birimiz kayıplarımız nedeniyle kendimize özel duygu ve düşünceler yaşadık, yaşıyoruz ve yaşayacağız. Ancak haberdar olmaya çabalarken dikkat etmemiz doğru olan çok önemli bir sorunumuz oluşmakta bu da ruhsal travma” dedi.

“ÇOCUKLAR İÇİN SORUN OLUŞTURMAKTA”

Ruhsal travmayı anlatırken kullandığımız anahtar sözcüğün karşılaşmak olduğu kadar tanık olmanın da aynı etkiyi yarattığını anlatan Karlıdere, “Tanıklık, sadece olay bölgesinde olmakla değil aynı zamanda sosyal medya, televizyon, gazete ve diğer haber araçları ile de gerçekleşebiliyor. Televizyonda mütemadiyen deprem haberlerini izlemek, sosyal medyada yıkıntı ve arama-kurtarma görüntüleri paylaşmak veya paylaşılanları takip etmek travmaya tekrar tekrar maruz kalmamızı sağlayacak. Bu etkenlerle uzun süreli ve bilgi kirliliği içeren temasımızı sürdürmemiz yetişkinlerden daha fazla çocuklarımız için sorun oluşturmaktadır. Bunun yerine güvenilir bilgiyi uygun dozda almak, kalan zamanımızda ise günlük yaşamımızı sürdürürken koruyucu ruh sağlığı açısından tedbir uygulamak yararlı olacak” dedi.

KARLIDERE’DEN YARDIMLAŞMA VURGUSU

Deprem sonrası oluşturulacak sosyal destek ağlarının bir taraftan travmanın etkisini azaltırken diğer yandan da zedelenen güven duygusunu onarabildiğini söyleyen Prof. Dr. Tunay Karlıdere, “Bu bağlamda ister depreme doğrudan maruz kalalım isterse tanıklık edelim fark etmeksizin duygu ve düşüncelerimizi bastırmaya çalışmayıp yakınlarımızla paylaşmak işe yarayacaktır. Ek olarak; aile bireylerimiz, komşularımız, arkadaşlarımız ve depremden etkilenen diğer insanlarla ilişki ve iletişimimizi olumlu ve destekleyici şekilde sürdürmek, yardımlaşmak, imkanları paylaşmak yeterlilik düşüncelerimizi arttırarak daha iyi hissetmemizi sağlamaktadır. Bu birliktelikler yanında yürümek, okumak ve doğada bulunmak gibi rahatlatan aktivitelere de zaman ayırmak ve meşguliyetimizin olması iyilik halimizi desteklemektedir” diye konuştu.

“ÇOCUKLARI KOLLAMAK ÖNEMLİ”

Karlıdere, açıklamasını şöyle tamamladı: “Temel olarak güven duygumuz sarsıldığından güvenli barınma ortamının sağlanması, beslenme imkanlarının oluşturulması ve yakınlarımızla beraber olabilme travmatik olayın etkisini azaltabilirken onarım için de gereklidir. Bu konular özellikle çocuklarımız için oldukça önemli olduğundan çocuklarımız bu dönemde yakınlarında olmamıza ve yakınlığımıza daha fazla gereksinim göstermektedir.

Ellerini tutmak, saçlarını yapmak, sarılmak, birlikte kitap okumak, sohbet etmek, taleplerine doğrudan kendimizin çözüm üretmesi, sakin ve güven veren tutum ve davranışlar gösterilmesi gibi yakınlıklar öncelikli olarak yapılması doğru olanlardır.

Böylece çocuklarımız hem kendisinin hem de anne ve babasının güven içinde olduğunu fark ve kabul eder. Deprem gerçeği yokmuş gibi davranmak ve depremle ilgili konuşmalardan kaçınmak veya deprem görsellerini izlemeyi yasaklamak yerine yaşına uygun şekilde ve iç parçalayıcı, korkutucu veya ürkütücü olmayacak görselleri kısa süreli ve sadece bilgi almak amacıyla izlemesine imkan sağlamak, yaşanılanları kavramasına ve kabullenmesine yardımcı olabilir. Bunun yanında tabii ki onunla konuşarak yaşadığımız travmatik olayın doğal olduğunu, depremlerde alınacak tedbirleri anlatmamız, deprem ve sonrasıyla ilgili hissettiği, işittiği, gördüğü ve yaşadığı her ne varsa anlatmasına imkan sağlamamız da önemlidir.

Tamam artık bitti, her şey geçti, bir daha olmaz gibi gerçekçi olmayan güven verici ifadelerden uzak durmak, konuşmayı tercih ediyorsa konuyu kapatmamak, tersine, anlatmak istemiyorsa da üzerine üzerine gidip konuşmaya zorlamamak doğrudur. Tüm bunlara rağmen uyku sorunları, kabus görme, sinirlilik, gerginlik, huzursuzluk, konuşmak istememe, duygusal tepkilerde azalma, dikkat sorunları, dalgınlık, sosyal olarak uzaklaşma, kolay irkilme, deprem veya onu hatırlatacak görsellere aşırı tepki verme, kolay ağlama, depremin tekrar olacağı yönünde büyük bir korku nedeniyle diken üstünde olma hali gibi sorunlar varsa, çocuklarda bunların yanında iştahsızlık, karanlık korkusu geliştiyse, anne ve babasından ayrılmak istememe, yalnızlık korkusu, ısrarcı ve inatçı tutumlar, idrar kaçırma, yaşından daha küçük davranışlar sergileme, sebepsiz bulantı, karın ve baş ağrıları, tuvalet sıklığının artması ortaya çıktıysa vakit kaybetmeden Psikiyatri Uzmanına ulaşmanız önemlidir.

Depremzede olsak da tekrar tekrar haberlerini izlesek de ruhsal travma yaşanabilir, bu travmanın etkileri kısa, orta ve uzun vadede farklı sorunlara yol açabilir, bunlardan korunmak için koruyucu ruh sağlığı tedbirlerine uymak, gerektiğinde psikiyatri uzmanlarından destek almak ve özellikle dehşet veren, ürkütücü, iç parçalayıcı deprem görüntü ve haberlerinden uzak durmak, diğer deprem haber ve görsellerini ise sadece güvenilir kaynaklardan bilgi almak üzere kısa süreli takip etmek, çocuklarımızı da aynı şekilde kollamak önemlidir.” Cengiz GÜNER

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?