
Aktar Kenan Örs, son günlerde keçiboynuzuna ilginin arttığını ifade ederek, sağlıklı beslenmeyi benimseyen bazı vatandaşların tatlılarında şeker tadını keçiboynuzu ile yakaladıklarını anlattı. Örs, “Keçiboynuzu balgam söktürücü özelliği ile öksürük tedavisinde sıklıkla kullanılıyor. Akciğerleri temizliyor, sigaranın yarattığı hasarı azaltmaya yardımcı oluyor. Alerjik hastalıklara, özellikle astım ve bronşite iyi geliyor” dedi.
Keçiboynuzunun aynı zamanda kalsiyum deposu olduğunu, kadınların ve büyüme çağındaki çocukların tüketmesinin de son derece faydalı olduğunu anlatan Örs, “Özellikle kadınlarda ileri yaşlarda oluşabilecek kemik erimesine (osteoporoza) karşı kullanılması öneriliyor” diye konuştu.
Keçiboynuzunun bal ile karıştırılarak solunum yolları rahatsızlıklarına, mide problemlerine, ağız içi yaralarına etkili bir ilaç özelliği taşıdığını ifade eden Kenan Örs, özellikle kış hastalıklarından korunmak için keçiboynuzu ve bal gibi antioksidanca zengin olan besinlerin tüketilmesini önerdi.
“ÇEKİRDEĞİ DE ŞİFA KAYNAĞI”
Çinko bakımından zengin olan keçiboynuzunun çekirdeğinin öğütülerek elde edilen tozundan bir kaşık bir su bardağı sıcak suya koyulup tüketildiğinde vücuttaki hormonlar düzenlendiğini anlatan Örs, “Keçiboynuzu çekirdeğinin süte göre yaklaşık 3 kat daha fazla kalsiyum içerdiği söyleniyor” dedi.
NASIL TÜKETİLMELİ?
Keçiboynuzu meyvesinin kalp damar sağlığı, kemik gelişimi, kolon sağlığı, vitamin ve mineral desteği, antioksidan içeriği gibi farklı pek çok faydalarının olduğundan bahseden Örs, “Keçiboynuzu, doğal bir besin olduğundan gün içerisinde en fazla 2-3 adet tüketilmesi öneriliyor. Sağlık açısından yararlı olması için çiğ tüketmeye alternatif olarak keçiboynuzu pekmezi ya da kür şeklinde de tüketilebilir. Keçiboynuzu özünün yetişkinlerde sabah akşam aç karnına 2-3 yemek kaşığı, çocuklarda kahvaltıda 1-2 yemek kaşığı, bebeklerde kahvaltıda 2 çay kaşığı verilmesi öneriliyor” bilgisini verdi. Bilge Yurdusev