
ÖZEL HABER - Ak Parti Balıkesir İl Başkanı Ekrem Başaran, parti çalışmalarını ve ekonomide yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Başaran, “Ramazan ayında 20 ilçemizi dolaştık. Şimdi bütün Balıkesir’de hem kırsal hem de ilçe merkezlerinde gidilmedik mahalle bırakmayacağız. Vatandaşımız bize ekonomide yaşanan sıkıntıları anlatıyor, çözümü de yine bizim bulacağımızı söylüyor” dedi.
Ak Parti İl Başkanı Ekrem Başaran, siyasi çalışmaları HABERCİ’ye anlattı. Haberci Genel Yayın Yönetmeni Mahmut Acaröz’e konuşan Ak Parti İl Başkanı Başaran, ekonomide yaşanan sıkıntıları yine Ak Parti kadrolarının çözeceğini söyledi.
“YENİDEN SAHAYA İNİYORUZ”
Ramazan ayında ‘30 gün Ramazan’ı 100 gün gibi yaşayalım’ diyerek Balıkesir’de milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı, kadın ve gençlik kolları ve teşkilatla 20 günde 20 ilçeyi ziyaret ettiklerini belirten Başaran, “Çok etkili, kaliteli, sonuçları güzel verim aldığımız çalışma oldu. İl teşkilatımız ekip olma ruhu kazandı. İlçe teşkilatlarımızda ayrı bir motivasyon uyandı. Pandemiden dolayı epey bir atalet olmuştu. Bu programlar bizim teşkilatımız için çok faydalı bir çalışma oldu. Teşkilatın içindeki kor ortaya çıktı. Şimdi önümüzdeki günlerin, haftaların, ayların planlamasını yapıyoruz. Bizim iki türlü çalışmamız olacak. Birisi kırsal bölgelere yönelik çalışmamız birisi de merkez mahallelerimizdeki çalışmalarımız. Bunun için de mahalle başkanlarımız ve oluşturduğumuz sandık kurullarımızdan faydalanacağız. 20 ilçede çalışma yapacağız. Faaliyetleri ilçe başkanlıklarımız yapacak, il başkanlığımız işin motivasyon, kontrol kısmını yapacak” dedi.
“SEÇİM KAMPANYASI ÖNCESİNE KADAR SAHADAYIZ”
Mahallelerde mahalle başkanları ile görüşerek, sandık kurulu görevlilerini seçime yönelik eğiteceklerine dikkat çeken Başaran, “Sandıklara oy atan mahalle sakinleri ve ilk kez oy atacak gençlerle görüşeceğiz, ailelerini de ziyaret edeceğiz. Bu çalışmalarımızı seçim kampanyası öncesine kadar sürdüreceğiz. Hafta içi hafta sonu demeden ful mesai çalışacağız. Ramazan ayı bize marşa basma, çarkı döndürme, hafif tutuklukları atma açısından ivme kazandırdı” diye konuştu.
“MUHALEFETİN YAYGARALARININ SAHADA KARŞILIĞI YOK”
Ak Parti İl Başkanı Ekrem Başaran, açıklamasına şöyle devam etti:
“Ramazan çalışmamız da şunu da gördük. Hem kırsal da hem ilçe merkezlerinde insanlarımızın bize yaklaşımı neydi ? Ekonomik, sıkıntı, hayat pahalılığı hepsi bir gerçek. Bunların yansıması nedir, insanların buna tepkisi nedir, bize bakış açısı nedir diye çok ciddi manada merakımız vardı bunu da görmüş olduk açıkçası. Bize hiç kimse demedi ki; ‘Arkadaş siz ne yüzle buraya geliyorsunuz.’ Muhalefetin yapmış olduğu yaygaraların aslında sahada karşılığının olmadığını gördük.
“VATANDAŞ, EKONOMİK SIKINTI VAR, AMA ÇÖZECEK OLAN DA SİZSİNİZ DİYOR”
Evet sıkıntı var, evet insanlarımız sıkıntılı, şikayetlerini dile getiriyorlar. Bunların hepsi gerçek, bunları insanlar da dile getiriyor, biz de biliyoruz zaten. Burada insanların söylediği en önemli şey ‘Biz bunlardan rahatsızız ama bu işleri çözecek olan sizsiniz’ diyorlar. Vatandaşlarımız ‘Altılı masada kendimizin karşılığını görmüyoruz’ diyor.
“HALKIMIZ BİR AN ÖNCE ÇÖZÜM İSTİYOR”
Vatandaşlar ekonomik sıkıntıların bir an önce çözülmesini bekliyor. Türkiye 2000’li yılların başına kadar, biz iktidar olasıya kadar çok ciddi enflasyon ekonomisi yaşadı. Benim neslim bunu yakından biliyor. Gecelik faizlerin yüzde 7000’lere ulaştığı dönemleri, 300-500 milyon borç almak için devletin kapı kapı dolaştığı zamanları çok iyi biliyor. İnsanların faize para yatırmak için bankalardan maaşını çekip faize yatırıyordu. O dönemlerden bugünlere gelince, enflasyon diye bir şey kalmadı, hayat pahalılığı diye bir şey kalmadı. Son 2 yılda pandemi ile beraber bütün Dünyanın sosyal, ekonomik şartları, insan ilişkileri, sağlık ile ilgili, konular değişti ve ekonomilerde bundan olumsuz etkilendi ve bunların bir yansıması var.”
Pandeminin yarattığı ekonomideki olumsuzlukların tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’yi de etkilediğini belirten Ak Parti İl Başkanı Ekrem Başaran, “Biz iki senede ülkemizin insanı, esnafı, işçisi, memuru pandemide sıkıntı yaşamasın diye yaklaşık 850 milyar lira destek verdik. Çalışmayan iş yerlerinin işçilerinin maaşlarının üçte ikisinin ödenmesinden tutun, kira desteklerine, elektrik faturalarının desteklerine, esnaf odalarında çok cüzzi hatta faizsiz krediler verilmesiyle işletmelere kredi verildi. Çarklar dönsün, kimse işsiz kalmasın diye iki yıl işten çıkarma yasağı vardı. Bundan dolayı bütün dünya ülkeleri ve Türkiye ciddi bir ekonomik yük altına girdi. Bunun yansıması bütün dünya ülkelerinde bizde de enflasyon olarak, fiyatların artması olarak yansıdı.
Üzerine bir de Ukrayna ve Rusya savaşının gelmesi bütün dünyadaki hem gıda hem de emtiada ciddi manalarda dolar euro bazında fiyatları artırdı. Biz dünyadan izole bir ülke değiliz. Her şeyi de kendimiz yapıyor üretiyor değiliz. Bütün dünyadaki hayat pahalılığından biz de etkileniyoruz.
“SABİT GELİRLİ VATANDAŞLARIMIZIN ALIM GÜÇLERİNDE OLUMSUZ ETKİ ORTAYA ÇIKTI”
Bu etkilenmeden en önde sabit gelirli insanlarımız etkileniyor. Asgari ücretliler, memurlarımız, emeklilerimiz. Bu sabit gelirli vatandaşlarımızın yaşam şartlarında, alım güçlerinde olumsuz etki olarak ortaya çıktı. İnsanlar da bunu dile getiriyorlar. ‘Biz eskiden maaşımızla şu kadar şunu alabiliyorduk, şimdi bu noktada sıkıntı yaşıyoruz’ diyor. Biz de bunu gidermek için Asgari Ücreti 2 bin 800 liralardan 4 bin 253 liraya çıkardık. Şimdi önümüzdeki Temmuz’da da yine bir değerlendirme olacak, yılsonunda da bir değerlendirme daha olacak.
Yine memurlarımız, emeklilerimizin maaşlarında, insanları enflasyona ezdirmemek, hayat pahalılığından olumsuz etkilenmelerini engellemek için iktidarımız maaşlarını artıracak. Bu da ilahi nihaye gitmeyecek. Ekonomik olarak ihracata, üretime dayalı, üretmeye dayalı yeni bir modeli tercih edip açıkladık. Bunun da enflasyonun üzerinde etkisinin olduğunu düşünüyoruz.
Türkiye iki yoldan birini tercih etmek durumundaydı. Ya büyümeyi sıfırlayıp hatta eksiye düşmesine razı olup düşük enflasyona razı olacaktık, o zaman da çok ciddi sayıda işsizimiz, kapanan işletmelerimiz olacaktı. Burada kısa bir süreliğine kötünün iyisi tercih edilip, enflasyon sıkıntısına razı olundu. Bu da önümüzdeki süreçte kontrol edilerek, üretim gücü arttırılarak aşılacak. Karadeniz’de bulduğumuz doğalgaz, Akdeniz ve Karadeniz’de yaptığımız petrol arama çalışmaları var. Bizim en büyük açığımız enerji sektörünün açığını finanse etmek. Türkiye’nin başına kalan tek dert bu. Bunu da Allah nasip ederse hem bulduğumuz kaynaklarla hem de üretim gücümüzle elde ettiğimiz gelirle kapatabilirsek, bizim bir daha İstanbul’daki yeni Atatürk Havalimanı gibi havalimanı yapmaya ihtiyacımız yok, ihtiyaç olursa yine yaparız. Bundan sonra devlet ettiği tüm gelirini hem sabit gelirli hem de tüm ülke insanına refahını artıracak şekilde kullanma imkanı olacak. Bunu çözeceğiz. Nasıl daha önce 2002’de iktidara geldiğimizde çözdüysek yine çözeceğiz” dedi. Mahmut ACARÖZ

