Yayınlanma Tarihi :

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın’dan Hukuk ve Demokrasi Vurgusu

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın’dan Hukuk ve Demokrasi Vurgusu

Balıkesir Milletvekili Burak Dalgın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında hukuk, demokrasi ve temel haklar konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Dalgın, hukukun siyasetin aracı haline getirilemeyeceğini vurgulayarak, son dönemde kamuoyunda tartışmalara neden olan yargı süreçlerine ilişkin eleştirilerde bulundu.

“Gözaltılar Siyasi Baskı Aracı Olamaz”

TBMM’de yaptığı konuşmada hukukun üstünlüğüne dikkat çeken Dalgın, son yargı süreçlerinde yaşanan bazı uygulamalara tepki gösterdi. Gözaltı işlemlerinin siyasi bir baskı unsuru olarak kullanılmaması gerektiğini ifade eden Dalgın, “Daha önce defalarca ifade vermiş kişilerin cezalandırma amaçlı gözaltına alınması kabul edilemez. Adliyeden gelen davete icabet edecek kişilerin evleri ağır silahlarla basılamaz” dedi.

Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen sürecin siyasi bir yön taşıyıp taşımadığı sorusunu gündeme getiren Dalgın, Anayasa’nın 10. maddesini hatırlatarak, “Herkes kanun önünde eşittir” ifadelerini kullandı.

“Seçim Süreçlerine Müdahale Edilemez”

Cumhurbaşkanlığı seçim süreçlerine geçmişte de müdahaleler yapıldığını hatırlatan Dalgın, “1961’de Ali Fuad Başgil’in adaylığı engellendi, 2007’de 367 kararıyla Abdullah Gül’ün adaylığına müdahale edildi. Bugün de benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Milleti yönetecek kişileri seçme hakkı milletindir” dedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuya ilişkin açıklamasını eleştiren Dalgın, metnin hukuki değil, siyasi bir nitelik taşıdığını öne sürdü. Masumiyet karinesinin ihlal edildiğini belirterek, “Mahkemeye dahi çıkmamış kişilere ‘örgüt lideri’ veya ‘örgüt yöneticisi’ deniyor. Eğer ortada 6-7 yıllık bir suç örgütü olduğu iddiası varsa, neden bugüne kadar müdahale edilmedi?” diye sordu.

“Hukuk ve Demokrasi Haysiyet Meselesidir”

Hukukun sadece yatırım çekmek için değil, onurlu bir yaşam için gerekli olduğunu belirten Dalgın, “Hukuku ve demokrasiyi para gelsin diye değil, hepimiz haysiyetli yaşayalım diye savunuyorum. Koltuk kavgası yüzünden milletimizin fakirleşmesini izliyoruz” dedi.

Türkiye’de hukuk ve demokrasi mücadelesinin dış güçlerin değil, milletin iradesiyle yürütüleceğini ifade eden Dalgın, “ABD ve AB’nin ne dediğine bakmayı bırakmalıyız. Demokrasi ve hukuk mücadelesini bu ülkenin insanları verecek. Meclis’te, meydanlarda, her yerde” diye konuştu.

“Anayasal Haklar Keyfi Olarak Kısıtlanamaz”

Anayasa’nın 22. maddesi gereği herkesin haberleşme özgürlüğüne sahip olduğunu vurgulayan Dalgın, hükümetin sosyal medyada bant daraltması uygulayarak vatandaşların bilgiye erişimini kısıtladığını söyledi. “Tıpkı deprem faciasından sonra olduğu gibi. Üstelik TBMM’de yaptığım bu basın toplantısını bile VPN üzerinden canlı yayınlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Anayasa’nın 23. maddesinin vatandaşların seyahat hürriyetini garanti altına aldığını belirten Dalgın, “Ancak 8 Mart Kadınlar Günü ve 1 Mayıs İşçi Bayramı’nda metro hatları keyfi olarak durduruluyor. Millet işine gücüne gidecek. Bu nasıl bir keyfilik?” dedi.

Anayasa’nın 34. maddesine dikkat çeken Dalgın, herkesin barışçıl gösteri ve toplantı düzenleme hakkına sahip olduğunu hatırlatarak, “Silahsız ve saldırısız her toplantı ve yürüyüş serbesttir. Bunu keyfi şekilde kısıtlayamazsınız” ifadelerini kullandı.

“Türkiye’yi Özgür ve Güçlü Bir Geleceğe Taşıyacağız”

Konuşmasının sonunda Türkiye’nin demokrasi tarihine vurgu yapan Dalgın, “Bugün mesele sadece Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı değil. Bu, Türkiye’nin 150 yıllık seçim ve parlamento geleneği, 100 yıllık Cumhuriyet’i ve 75 yıllık çok partili demokrasi tarihidir. Türkiye’yi hür, zengin ve dünyayla yarışan ülkeler ligine taşıyacağız” diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak : Basın Bülteni

YORUM YAP