
Balıkesir’e yalnızca 1 saat 15 dakika uzaklıkta, Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı bir balıkçı köyü var: Gölyazı.
Tarihiyle, doğal güzellikleriyle ve sıcacık insanlarıyla adeta bir açık hava müzesini andıran bu köy, hem tarih meraklılarını hem de doğa tutkunlarını kendine çekiyor. Uluabat Gölü’nün kıyısında, sularla çevrili küçük bir yarımadada kurulu Gölyazı, her mevsim farklı bir tablo gibi ziyaretçilerini karşılıyor.
Yüzyılların Tanığı Bir Yerleşim: Apollonia
Bugünkü adıyla Gölyazı olan köyün geçmişi, antik çağlara kadar uzanıyor. 1962 yılında Gölyazı adını alan köy, tarih boyunca Apollonia, Apollonias veya Apolyont isimleriyle anılmış. Yazılı kaynaklar, sikkeler ve arkeolojik buluntular, Apollonia kentinin Helenistik ve Roma dönemlerinde refah içinde, canlı bir liman kenti olduğunu gösteriyor.
Denizden uzak olmasına rağmen, Uluabat Gölü’nün Marmara Denizi’ne bağlanması sayesinde Gölyazı, o dönemlerde önemli bir ticaret ve ulaşım merkezi haline gelmiş.
Bugün köyün sokaklarında dolaşırken, bu köklü geçmişin izlerine adım adım rastlamak mümkün. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapan bu küçük köy, hem Bizans hem de Osmanlı dönemlerinden kalma yapılarıyla bir tarih mozaiği sunuyor.
Gezilecek Tarihi Noktalar
Gölyazı’da gezerken tarih, doğa ve huzur birbirine karışıyor. Köyün simgesi haline gelen Ağlayan Çınar, 750 yıllık geçmişiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Çınarın gövdesinden sızan su damlaları, efsanelere konu olacak kadar etkileyici. Rivayete göre, bir aşk hikâyesinin hüzünlü hatırası olarak “ağlayan” bu çınar, Gölyazı’nın duygusal simgesi haline gelmiş durumda.
Köyde ayrıca Yel Değirmeni, kent surları, Zambak Tepe ve antik tiyatro gibi tarihî kalıntılar da ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Bir diğer önemli yapı ise Aziz Panteleimon Kilisesi. Osmanlı döneminden kalma bu görkemli yapı, günümüzde sanat etkinlikleri ve sergilere ev sahipliği yapıyor.
Gölyazı’da Neler Yapılır?
Gölyazı’ya geldiğinizde sizi sadece tarih değil, doğanın huzuru da karşılıyor. Sabahın erken saatlerinden itibaren sandal turları düzenleniyor. Sessizce gölün üzerinde süzülürken gökyüzünün suya yansımasını izlemek, şehir yaşamının stresinden uzaklaşmak isteyenler için eşsiz bir deneyim. Özellikle gün doğumu ve gün batımı saatlerinde göl, adeta renk cümbüşüne dönüşüyor.
Fotoğraf tutkunları için Gölyazı tam bir cennet. Köyün taş sokakları, suya düşen yansımalar, balıkçı tekneleri ve köprü manzarası, profesyonel ve amatör fotoğrafçılar için benzersiz kareler sunuyor. Hatta her yıl düzenlenen Fotoğrafçılar Şenliği, Türkiye’nin dört bir yanından sanatseverleri bir araya getiriyor.
Balıkçı Köyü Lezzetleri
Gölyazı, aynı zamanda balıkçı köyü kimliğini hâlâ koruyan nadir yerlerden biri. Köyün restoranlarında göl balıklarıyla hazırlanan taze yemekleri tatmak, ziyaretin en keyifli duraklarından biri oluyor. Özellikle turna, sazan ve yayın balığı burada oldukça meşhur. Balıklar, köy kadınlarının geleneksel tarifleriyle pişiriliyor; yanında ev yapımı salatalar ve yöresel ekmeklerle servis ediliyor. Köyün kahvelerinde oturup göle karşı çayınızı yudumlarken, balıkçıların sabırla ağlarını toplamasını izlemek bile başlı başına bir huzur kaynağı.
Kazı Çalışmalarına İlgi Artıyor
Son yıllarda Gölyazı, tarihçiler ve arkeologların da ilgisini çekmeye başladı. Antik Apollonia kentinin kalıntılarının ortaya çıkarılması için sürdürülen kazı çalışmaları, hem bölgenin tarihine ışık tutuyor hem de köyün kültürel turizmine katkı sağlıyor. Ziyaretçiler kazı alanlarını gezebiliyor, rehberler eşliğinde bölgenin geçmişine dair bilgiler alabiliyor. Bu yönüyle Gölyazı, sadece bir gezi noktası değil, yaşayan bir tarih laboratuvarı haline gelmiş durumda.
Balıkesir’den Kaçamak İçin En Güzel Rotalardan Biri
Balıkesir’den yaklaşık 1 saat 15 dakikalık bir yolculukla ulaşabileceğiniz Gölyazı, hafta sonu kaçamakları için mükemmel bir seçenek.
Hem tarihî dokusu hem doğası hem de yöresel tatlarıyla ziyaretçilerine dolu dolu bir gün vaat ediyor. İster aileyle, ister arkadaşlarla, ister yalnız başınıza gidin… Gölyazı’da geçireceğiniz birkaç saat bile size adeta zaman yolculuğu yaptıracak.
Tarihin Kalbinde Bir Balıkçı Köyü
Gölyazı, geçmişiyle bugünü harmanlayan, her adımında hikâyeler barındıran bir köy. Uluabat Gölü’nün sessiz suları, yüzyıllardır bu topraklarda yaşananları anlatır gibi… Ağlayan Çınar’ın gölgesinde oturup köyün balıkçı kadınlarını izlerken, insan hem huzuru hem tarihi aynı anda hissediyor.
Balıkesir’e bu kadar yakınken, Gölyazı’nı görmeden geçmeyin. Bir gününüzü ayırın, o gölün kenarında çayınızı yudumlayın, eski taş evlerin arasında dolaşın, geçmişin sesini dinleyin. Çünkü Gölyazı, yalnızca bir köy değil; zamanın yavaşladığı, tarihin soluk aldığı büyüleyici bir durak.



