
Ekim ayının ilk günleri yaşanırken Ayvalık’ta zeytin hasadı hız kazandı. Zeytinliklerde hummalı bir çalışma göze çarpıyor. Yüzyıllardır bölgenin ekonomisine yön veren zeytincilik, bu yıl da üreticinin hem geçim kaynağı hem de gündelik hayatının merkezinde yer alıyor. Ancak hasat yoğunlaştıkça, küçük üreticiler için en çok tartışılan konu yine aynı: Alım fiyatları yeterli mi?
Hasat Zamanı Ayvalık’ın Ritmi Değişiyor
Ayvalık’ta sabahın ilk ışıklarıyla başlayan zeytin toplama mesaisi, gün boyu devam ediyor. Çırpma, silkme ve elle toplama yöntemleriyle dalından alınan zeytinler kasalara dolduruluyor. Ardından kooperatiflere ya da özel fabrikalara taşınıyor. Ayvalık sokaklarında zeytin kasaları ve traktör sesleri, adeta bölgenin sonbahar ritmini oluşturuyor.
Her yıl Ekim-Kasım aylarında yaşanan bu yoğun dönem, aynı zamanda Ayvalık’ın sosyal yaşamına da hareket katıyor. Zeytin işçileri için istihdam artarken, kasaba esnafı da bu hareketlilikten nasibini alıyor.
Fiyatlar Küçük Üreticiyi Zorluyor
Ayvalık’ta zeytin hasadı devam ederken üreticilerin en çok konuştuğu konu, alım fiyatlarının maliyetleri karşılayıp karşılamadığı. Küçük üreticiler, işçilik, gübre, ilaçlama ve sulama masraflarının artışından yakınıyor.
Zeytin üretiminde en önemli giderlerden biri işçilik. Günlük yevmiyelerin yükselmesi, özellikle birkaç dönüm zeytinliği olan üreticilerin bütçesini zorluyor. Ayrıca mazot fiyatlarındaki artış, hasat ve taşıma maliyetlerini yukarı çekiyor. Hal böyle olunca, kooperatiflerin ve özel fabrikaların açıkladığı alım fiyatları üreticiler tarafından yeterli bulunmuyor.
Kooperatifler ve Özel Fabrikalar Arasında Fark
Ayvalık’ta üreticilerin önemli bir kısmı zeytinlerini Tariş gibi kooperatiflere teslim ediyor. Kooperatifler, üreticinin emeğini korumak adına piyasanın altında kalmayan fiyatlar açıklamaya çalışıyor. Ancak yine de küçük üreticiler için bu rakamların yeterli olmadığını dile getiren çok sayıda ses var.
Özel fabrikalar ise genellikle piyasa şartlarına göre hareket ediyor. Bazı fabrikalar peşin ödeme avantajı sunsa da fiyatların düşük olması üreticiyi zor durumda bırakıyor. Özellikle nakit ihtiyacı olan üreticiler, mecburen zeytinlerini düşük fiyatlardan satmak zorunda kalıyor.
Tüketicinin Talebi Artıyor, Üretici Umutlu
Ayvalık zeytini ve zeytinyağı, yalnızca Türkiye’de değil, dünyada da bilinen ve tercih edilen bir marka. Zeytinyağına olan talep iç pazarda ve ihracatta artmaya devam ediyor. Bu durum, üreticiye umut veriyor. Ancak üreticiler, zeytinyağı fiyatlarının artmasına rağmen zeytin alım fiyatlarının aynı hızda yükselmemesinden şikâyetçi.
Ayvalık’ta zeytin hasadı yapan birçok çiftçi, “Bizim emeğimiz sofralara kalite olarak yansıyor, ancak kazanca aynı şekilde yansımıyor” diyerek tepkisini dile getiriyor. Küçük üreticinin beklentisi, devlet desteklerinin artırılması ve alım fiyatlarının maliyetleri karşılayacak seviyeye çıkması.
Hasat Bereketi, Gelir Adaletiyle Anlamlı
Ayvalık’ta zeytin hasadı yalnızca tarımsal bir faaliyet değil, aynı zamanda kültürel bir miras. Yüzyıllardır süregelen bu gelenek, kuşaklar boyu aktarılarak bugüne ulaştı. Ancak üretici emeğinin karşılığını alamazsa, zeytinciliğe olan ilginin azalması tehlikesi doğabilir.
Zeytinin ağacından sofraya uzanan yolculuğu, her aşamada emek istiyor. Bu emeğin karşılığını bulması, hem Ayvalık ekonomisi hem de Türkiye’nin zeytinyağı ihracatı açısından büyük önem taşıyor. Hasat döneminin bereketi, ancak gelir adaletiyle anlam kazanıyor.

