
Balıkesir, Türkiye’nin süt üretiminde yıllardır ilk sıralarda yer alıyor. Ancak bu başarının ardında sadece büyük ölçekli işletmeler değil, Manyas ve Gönen gibi ilçelerin alın teri var. İki ilçe de süt üretimiyle anılıyor ama yöntemleri, üretim yapıları ve pazarlama modelleri birbirinden oldukça farklı. Peki, Balıkesir’in süt başkentliği unvanını bugün kim daha çok hak ediyor: Manyas mı, Gönen mi?
Manyas: Kalitenin Adresi, Geleneksel Üretimin Kalbi
Balıkesir’in batısında, Manyas Gölü’nün bereketli ovasına yaslanmış olan Manyas, uzun yıllardır doğal yemlerle beslenen hayvanları ve yüksek yağ oranına sahip sütüyle tanınıyor.
İlçedeki üreticiler, özellikle küçük ve orta ölçekli aile işletmeleriyle süt üretimini geleneksel yöntemlerle sürdürüyor.
Manyas’ta ortalama bir işletmede 20 ila 50 arası süt ineği bulunuyor. Bu küçük ölçekli üretim modeli, süt kalitesini artırırken markalaşma açısından avantaj sağlıyor. İlçede üretilen süt, sadece iç pazara değil; peynir, yoğurt ve tereyağı üretimi yapan bölgesel işletmelere de gönderiliyor.
Manyas, özellikle Manyas Kaymaklı Yoğurdu ve Manyas Tereyağı gibi ürünlerle gastronomi turizmine de katkı sağlıyor. Yerel üreticiler, son yıllarda organik sertifikasyon süreçlerine daha fazla önem vermeye başladı. Bu dönüşüm, Manyas’ın süt üretimini sadece bir ekonomik faaliyet olmaktan çıkarıp bir marka hikayesine dönüştürdü.
Gönen: Verimliliğin ve Yatırımın Merkezi
Balıkesir’in kuzeyinde yer alan Gönen, sadece termal sularıyla değil, yüksek verimli süt üretimiyle de biliniyor. İlçede son on yılda kurulan modern çiftlikler, üretim kapasitesini ciddi biçimde artırdı. Gönen, Balıkesir genelinde günlük süt toplama miktarında Manyas’ı geride bırakmış durumda.
Gönenli üreticiler, Avrupa standartlarında soğuk zincir sistemleri ve otomatik sağım teknolojileri kullanıyor. Bu sayede hem hijyen seviyesi yükseliyor hem de sütün raf ömrü uzuyor.
Büyük üretim tesislerinin yanı sıra, kooperatifleşme oranı da ilçede oldukça yüksek. Gönen Süt Kooperatifi, her gün yaklaşık 500 ton süt topluyor ve bunun önemli bir kısmını İstanbul’a gönderiyor.
İlçede süt üretiminin yanında yem bitkisi tarımı da güçlü bir destek oluşturuyor. Gönen Ovası’nda mısır, yonca ve fiğ üretimi, süt maliyetlerini düşürerek üreticiye nefes aldırıyor.
Ekonomik Rekabet: Miktar Gönen’de, Marka Manyas’ta
Rakamlar, iki ilçenin farklı stratejilerle öne çıktığını gösteriyor. Gönen, yıllık yaklaşık 180 bin ton süt üretimiyle Balıkesir’in en büyük tedarikçilerinden biri. Manyas ise yıllık 110 bin tonluk üretimiyle daha küçük bir hacme sahip olmasına rağmen, yağ oranı ve lezzet açısından üstün kabul ediliyor.
Uzmanlara göre, bu fark aslında Balıkesir’in süt endüstrisi için bir zenginlik oluşturuyor. Zira Gönen’in yüksek üretimi sanayiye, Manyas’ın kaliteli sütü ise markalaşmaya hizmet ediyor.
Sürdürülebilirlik: Geleceğin Yarışı Nasıl Şekillenecek?
Her iki ilçede de süt üretiminin geleceği, sürdürülebilir tarım politikalarına bağlı. Manyas’ta meraların korunması, Gönen’de ise enerji maliyetlerinin azaltılması öncelikli gündem.
Ayrıca iklim değişikliğine bağlı yem krizi riski, her iki bölgede de üreticilerin ortak endişesi haline gelmiş durumda.
Manyas, ekolojik üretim modeline yönelerek çevreye duyarlı bir strateji izliyor. Gönen ise yenilenebilir enerjiyle çalışan süt işleme tesisleri kurarak karbon ayak izini düşürmeyi hedefliyor.
Bu iki yaklaşımın ortak noktası ise aynı: Balıkesir’in topraklarında sürdürülebilir bir süt ekonomisi yaratmak.
Aynı Sütün İki Farklı Yolu
Balıkesir’in süt hikâyesinde Manyas ve Gönen, aynı zincirin iki güçlü halkası. Manyas kalitesiyle, Gönen kapasitesiyle öne çıkıyor. Biri sütün hikâyesini lezzetle yazıyor, diğeri rakamlarla.
Ama sonuçta kazanan Balıkesir oluyor.
Bugün Türkiye’nin sofralarına ulaşan her iki ilçenin sütü de aynı değeri taşıyor: Doğallık, emek ve üretim kültürü. Süt üretiminde zirve kimin elinde olursa olsun, Balıkesir’in beyaz altını her zaman bu topraklardan çıkıyor.

