
Beklenmeyen bir karar ile bu hafta piyasalar adeta alt üst oldu. TCMB politika faizini 200 baz puanlık indirimle %16’ya çekti. Eylül ayında uyguladığı faiz indirimine ekim ayında da devam etmesi kritik bir adım oldu. FED sıkı para politikası konusunda ipuçları verdikten sonra gelişmekte olan tüm ülkeler buna faiz artırımı ile cevap verdi. Çünkü FED para musluklarını kısmaya başlar ve risk iştahı azalırsa yabancı sermaye çekebilmek ve azalan risk iştahını bertaraf edebilmek için bu durum daha yüksek bir faiz gerektirir. Eğer ekonomi temeliniz sağlam ve duyulan güven fazla ise bu iyidir fakat sağlam bir ekonomi temeli yok ise FED sıkı politika ile hareket ettiğinde en önce ekonomi temeli iyi olmayan ülkelerden sermaye çıkışı olur.
Türkiye bu temeli 2018 sonrası bozdu. Yüksek enflasyon ve yüksek döviz kurları ile tepki veren ekonomiyi satılan döviz rezervleri daha kötü hale getirdi. Daha sonra uzayan faiz indirimleri ile zaten kötü olan ekonomi daha içinden çıkılamaz hale geldi.
İktisat bölümünün ilk senesinde okutulan iktisada giriş dersinde şöyle bir konu anlatılır; “Düşük faizin borçlanma maliyetini düşüreceği, dolayısı ile "diğer bütün değişkenler sabit kaldığında" faiz indirimi ekonomi üzerinde genişletici etki yapar.” Ancak bu bütün değişkenleri sabit tutmak her zaman olası değildir. Enflasyon %20 olmuşken faiz indirimi sonucu enflasyon beklentisi olmaz sonucunda kur artar.
Sonuçta dolar yine zirveye koştu ve bunun sonucunda ₺ her zaman ki gibi tüm para birimleri karşısında değersizliğini korumaya devam etti. Yani o öyle “dolarla mı maaş alıyorsunuz?” demekle olmuyor maalesef. Çünkü ekonomide bir kelebek etkisi vardır. Herhangi bir faiz, döviz ya da küçük bir yaşanan mali kriz, şirketlerin ani oluşan problemleri bile piyasayı bir anda alt üst edebilir ya da yerine getirebilir. Tabii her zaman sistem sizin istediğiniz gibi işlemez. Sonucu doğru olur diye düşünüp uygulanan bazı kararlar felakete de sürükleyebilir hiç beklenmeyen olumlu sonuçlar da doğurabilir. Çünkü biz iktisatçılar her zaman teorilerle çalışırız fakat bazen sisteme teoriler ile bile fayda etmez.
Şu anda yapılması gereken fiyat istikrarlı şekilde, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyüme politikası olmalı. En önemlisi ise tekrardan bir güven ortamı oluşturulmalı çünkü bu denli fazla güvensizliğin içinde ne yapılırsa yapılsın istenilen sonuç olmaz. Ekonomide mutlaka istikrarlı ve güvenli bir alan oluşturulmalıdır ki uygulanan kararlar ülkeyi doğru ve istenilen noktaya getirsin.