
Enflasyon, faizden önceki aşama olduğu için faiz, ilk bakışta enflasyonun sonucu gibi görünür ama aslında enflasyon da faiz de başka şeylerin sonucudur. Kur yükselişi, ithal girdiler üzerinden giderek maliyetleri ve fiyat artışlarını tetikliyor ve sonuçta enflasyon da artıyor. 2019 başından bu yana görünüme baktığımızda hep aynı hatayı yaparak kısır döngü içinde kaldığımız açıkça görülüyor. Bir süre sonra tekrar faizi yükseltme kararı alınması kaçınılmaz olur.
Bir sorunu çözmek için o sorunu oluşturan sebebi bilmemiz gerekir. Faizi indirmek esas sorun değil esas sorun yüksek enflasyondur. Bunun da çözümü risklerden uzak durmak. Risk oluşturacak kararlardan kaçınmak daha iyi bir senaryo hazırlar. Türkiye daha önce böyle kararların bedelini ağır krizlerle ödedi.
Faizi düşürmek her ne kadar kurda bir dalgalanma yapsa da enflasyonda bir değişme olmuyor. ÜFE ve TÜFE arasında ölçülen değerler olumlu reaksiyon gösteren değerler değildir. Merkez Bankasının her zaman ki gibi piyasaya döviz satarak kuru sabit tutmaya çalışması başarısız sonuç veriyor. Ülke risk primimiz yükselmesine ve en riskli 3 ülkeden biri olmamıza rağmen riskler bitmiyor ve her seferinde daha riskli bir karar ile karşılaşıyoruz. Faizi düşürmek enflasyonun düşmesine sebep olmuyormuş demek ki.