Halk arasında ‘Köpek Gençlik Hastalığı’ olarak ta bilinen hastalık, isminin aksine sadece genç köpeklerde değil her yaşta köpekte görülebilen özellikle solunum ve sindirim sistemini etkileyen bulaşıcı ve viral bir hastalıktır.
Hastalığa aşılanmamış tüm yaş gruplarındaki köpeklerin duyarlı olmasına rağmen özellikle 3-6 ay aralığında ki yavru köpekler maternal antikor seviyeleri sebebiyle daha duyarlıdırlar.
Köpek gençlik hastalığı oldukça kolay ve hızlı yayılabilen viral bir hastalıktır. Özellikle sonbahar ve kış aylarında köpeklerde bağışıklık sisteminin zayıfladığı için bu dönemlerde hastalıkla daha yoğun karşılaşılabilir.
Hastalığın bulaşması enfekte köpekler ile temas, hapşırma, öksürme, salya, dışkı, idrar yeni doğan yavrular da ilave olarak anneden de yavrulara bulaşabilmektedir. Aynı zamanda etken ile bulaşık yemek ve su kaplarıyla da hastalığın bulaşması oldukça kolaydır.
Hastalık göz, solunum, deri, sindirim ve sinirsel formda olmak üzere 5 farklı formda karşımıza çıkabilir. Fakat hastalığın en yaygın formu ishal ve kusma ile seyreden bunun yanında iştahsızlık ve kilo kaybı ile karşımıza çıkan sindirim formu olarak göze çarpar. Hastalıkta bu 5 formun hepsi bir arada olabileceği gibi ayrı ayrı formlarda da gözlenebilmektedir.
Hastalığın spesifik ve başarılı bir tedavisi olduğunu söylemek oldukça güçtür. Hastalığın teşhisi ile ishal, kusma gibi semptomların önlenmesi bunun yanında bağışıklık sistemi zayıflamış hayvanlarda sekonder enfeksiyonların bulaşını engelleme ve sinirsel semptomların tedavisine yönelik bir tedavi yolu izlenmektedir.
Yaşı küçük ve bunun yanında bağışıklık sistemi oldukça zayıf her yaş grubu hayvanda hastalık oldukça şiddetli seyredip tedavide başarı elde edilemezken bağışıklık sistemi güçlü hayvanlarda tedaviye cevap alınabilmektedir. Fakat tedaviye cevap veren hayvanlarda iyileşme sağlansa bile belli bir süre sonunda kalıcı sinirsel semptomlar gözlemlenebilir. Bu kalıcı sinirsel semptomların başında da çene spazmı, kas seğirmeleri , sinir hasarları, nöbetler ve beyin hasarları oldukça yaygın bir şekilde görülmektedir.
Bu hastalıkta ki amaç hastalığı tedavi etmek değil hastalığın bulaşmasını önlemek olmalıdır. Peki köpeklerimizi bu hastalıktan nasıl korur ve bulaşmayı önleyebiliriz. Öncelikle yavru köpeklerimizin anne sütünü yeterli miktar ve zamanda almalarını sağlamalıyız. Bununla birlikte 6 haftalık dönem sonunda karma aşılarını uygun doz ve miktarlarda yaptırmalıyız. Eğer ki elde olmayan sebeplerden dolayı yavru anne sütüne ulaşmada sıkıntı yaşıyorsa yavrumuzun bağışıklık sistemini güçlendirici vit-mineral takviyelerini almasını sağlamalıyız. Bunun yanında yavru köpeklerimizi çift doz karma aşılarını yapmadan yada 2. doz aşıdan 15 gün geçmeden dış ortamlara çıkarmamak ve yabancı köpekler ile teması etmemesini sağlamalıyız.
6 haftalık dönemden sonra yapılan çift doz karma aşıların ömür boyu bir koruma sağlamadığını belirli dönemlerde bu aşıların tekrarının yapılması gerektiğini unutmamalıyız. Bunun yanında köpeklerde gençlik hastalığına sebep olan virüs grubu insanlarda da kızamık, kabakulak ve bronşite sebep olan virüs ailesi olduğunu fakat köpek gençlik hastalığının köpekten insana geçmesinin mümkün olmadığını da özellikle evde köpek bakan hayvanseverlerin bu konuda endişelenmemesi gerektiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bu hastalığı tek başına bir hastalık olarak değerlendirmenin yanlış olduğunu köpeklerin bağışıklık sistemini sekteye uğratan her durumun bu hastalığa zemin hazırladığını o yüzden de köpeklerimizde uygulanması gereken aşı takvimi ve paraziter ilaçlamaların uygulama zamanlarına azami suretle dikkat etmeliyiz. Özellikle tedavide başarı şansı oldukça düşük olana köpek gençlik hastalığına yavrularımızın yakalanmaması için çift doz gerekirse 3 doz karma aşılarını mutlak suretle yaptırmalıyız.
