
Asgari ücret için Aralık ayında başlayacak pazarlık süreci yaklaşırken beklentiler 30 bin TL seviyesine ulaştı. Ekonomik veriler, uluslararası raporlar ve tarafların talepleri ışığında 2026 yılı için dört farklı senaryo masada öne çıkıyor.
2026 yılında yürürlükte olacak asgari ücretin belirlenmesi için yapılacak toplantılar Aralık ayında başlayacak. Geleneksel takvime göre Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmelerini ilk haftadan itibaren yürütecek ve ay sonunda yeni rakamı ilan edecek. Bu takvim, pazarlıkları sıklaştırıyor ve tarafların senaryo planlarını hızlandırıyor.
Komisyonun masaya getireceği ana veri noktaları arasında TÜİK enflasyon rakamları, Merkez Bankası beklentileri, işveren maliyet hesapları ve sendika talepleri bulunuyor. Uluslararası kuruluşların enflasyon ve büyüme tahminleri de görüşmelerde dolaylı olarak etkili olacak; IMF ve merkez bankası raporları enflasyonun gelecek yılda yüksek ama düşüş eğiliminde olacağını gösteriyor. Bu çerçeve, pazarlık algısını şekillendiriyor.
Aşağıda komisyonda öne çıkması muhtemel 4 farklı senaryo ve her birinin yurttaş ve işverene olası etkilerini özetliyoruz. Hesaplamalarda 2025 net 22.104 TL taban kabul ediliyor.
1) İhtiyatlı Senaryo — Enflasyon Hedefine Yakın (≈%15–20)
Açıklama: Hükümet ve işveren cephesi enflasyonun hedeflenen düşüş eğrisine referansla daha temkinli zam savunur.
Tahmini artış: %15–20 → Net yaklaşık 25.4–26.5 bin TL.
Etkisi: Hane gelirlerinde sınırlı toparlanma sağlanır; işveren maliyetleri sınırlı artar. Sendikalar tepki gösterebilir; alım gücünde tam telafi beklenmez. Bu senaryo, makro istikrar önceliğini vurgulayan bir anlayışa denk düşer.
2) Orta Çizgi Senaryo — Sosyal Denge Arayışı (≈%25–30)
Açıklama: Hükümet, işveren ve işçi tarafı arasında orta yol aranır; büyüme- enflasyon dengesi gözetilir.
Tahmini artış: %25–30 → Net yaklaşık 27.6–28.7 bin TL.
Etkisi: Reel ücretlerde anlamlı bir iyileşme görülür; tüketim tarafında canlanma sağlayabilir ancak işveren yükü hissedilir şekilde artar. Bu aralık, kamuoyu tahminlerinde ve bazı yapay zekâ projeksiyonlarında da sıkça yer alıyor.
3) Yüksek Talepli Senaryo — Sosyal Adalet Vurgusu (≈%35)
Açıklama: İşçi konfederasyonlarının “yaşanabilir ücret” vurgusuyla güçlü talep sunduğu, hükümetin de sosyal dengeyi gözettiği senaryo.
Tahmini artış: %35 → Net yaklaşık 29.8 bin TL.
Etkisi: Hanelerin alım gücünde belirgin artış; kısa dönemde tüketimde hareket; fakat özellikle küçük işletmelerde maliyet kaynaklı baskı artışı ve istihdam üzerinde gerilim yaşanabilir. Bu senaryo, kamuoyunda “30 bin TL” beklentisini besliyor.
4) Sürpriz / Maksimum Senaryo — Politik Müdahale veya Ekonomik Şok (≈%40+)
Açıklama: Siyasi gerekçelerle veya güçlü enflasyon baskısına karşı toplu bir sosyal destek olarak yüksek oran uygulanır.
Tahmini artış: %40 ve üzeri → Net 30 bin TL ve üzeri (ör. %40 → ~30.9 bin TL).
Etkisi: Kısa sürede tüketici talebinde belirgin sıçrama; işverenlerin ücret maliyetleri dramatik şekilde yükselir; dolayısıyla vergi, prim ve yan destek mekanizmalarında yeniden düzenleme gereği doğabilir. Haber ve piyasa analizlerinde bu tür “sürpriz” senaryolar hem iyimser beklenti hem de risk unsuru olarak tartışılıyor.
Görünüm ve riskler
Bazı uzmanlar, komisyonun yapısal dengeleri ve siyasi momentumu göz önüne alındığında işçi taleplerinin tam yansıma bulamayacağını ifade ediyor. SGK ve emek piyasası uzmanları, komisyon mekanizmasında uzlaşının önemine dikkat çekiyor; oy dengesi ve başkanın oyunun belirleyici olabileceğini belirten yorumlar mevcut. Bu nedenle nihai karar yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi bir üründür.
Ayrıca yapay zekâ temelli projeksiyonlar, geçtiğimiz yılki tahmin performansının ardından 2026 için 27–30 bin TL bandını işaret ediyor; bu da orta-yüksek senaryoları destekleyen bir gösterge olarak yorumlanıyor. Ancak kurumların enflasyon öngörüleri, bütçe dengesi ve işveren lobisinin direnci nihai sonucu etkileyebilir.
Aralık maratonu yaklaşırken piyasalar, sendikalar ve iş dünyası dört ana senaryoya göre hazırlık yapıyor. “30 bin TL” beklentisi hem medyada hem de bazı modellerde güçlü şekilde dolaşıma girdi; fakat komisyonda hangi dengenin tercih edileceği ekonominin teknik verileriyle birlikte politik tercihlere de bağlı olacak. Görüşmeler başladığında ilk hamleler, yılın geri kalan makro görünümü için de önemli bir gösterge sunacak.

