
Kamu-Sen, KESK ve Kamu-İş üyesi memurlar dün ard arda yaptıkları eylem ve açıklamalarla, artan zamlar karşısında geçinemediklerini belirtip ek zam istedi. Kamu-Sen ek zam taleplerinin yer aldığı mektupları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yolladı, KESK üyeleri bordro yaktı, Kamu-İş basın açıklamasıyla ek zam istedi.
Kamu-Sen İl Temsilcisi Ahmet Baki dün PTT önünde sendika üyesi memurlarla birlikte ek zam talebini içeren açıklama yaptı. Sendika üyesi memurlar ek zam taleplerinin yer aldığı mektupları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yolları.
KAMU-SEN CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A MEKTUP YOLLADI
Kamu-Sen üyeleri dün PTT önünde basın açıklaması yaptı, ek zam istedi. Memurlar açıklamanın ardından zam taleplerinin yer aldığı mektupları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yolladı.
Kamu-Sen İl temsilcisi Ahmet Baki, “Hepinizin bildiği gibi memur maaş zamları açıklandı. Ne yazık ki, memur ve emeklilerin maaşlarına yapılan artışlar ülkemizin gerçekleriyle örtüşmüyor. Son 10 yıldır memur maaşları enflasyonun bile altında kalıyor ve sürekli eriyor. Bu durum küresel salgınla birlikte sürdürülemez bir hal almıştır. Memurlarımız ve emeklilerimiz, yoksulluk içinde en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumdadır.
Toplu sözleşme görüşmeleri de etkisiz sendikalar ve malum konfederasyon yüzünden yaralara çare üretmekten uzak kalmaktadır. 2019 yılında gerçekleştirilen toplu sözleşme görüşmeleri sonucunda kamu görevlileri ile emeklilerin sosyal ve özlük haklarında kayda değer bir kazanım sağlanamadığı gibi 2020 yılı için altışar aylık dönemler halinde yüzde 4’er, 2021 yılı için ise yüzde 3’er oranında zam yapılması karara bağlanmıştı. Buna bağlı olarak 2020 yılı içerisinde memur ve emekli maaşlarına enflasyon farkı da dahil olmak üzere yüzde 11,56 zam yapılmışken yıllık enflasyon yüzde 14,60 olmuştur. Dolayısıyla geçtiğimiz yıl memur maaşları resmi enflasyon karşısında yüzde 3,04 erimiş bulunmaktadır.
TÜİK’in resmi enflasyonu yıllık yüzde 14,6 oldu ama çeşitli mal ve hizmetler yüzde 28,12; ulaştırma yüzde 21,12; gıda yüzde 20,61; ev eşyası yüzde 18,04; sağlık harcamaları yüzde 16,67 oranında zamlandı. Memur maaşlarına 2020 yılının tamamı için ortalama 463,86 TL zam yapıldı buna karşılık aynı dönemde dört kişilik ailenin insanca yaşamak için vazgeçemeyeceği zorunlu harcamaları 965,10 TL yükseldi. Yani yalnızca geçen yıl memurun alım gücü aylık tam 501,24 TL azaldı. 2021 yılına ilişkin olarak ise memur maaşlarına, yılın her iki yarısı için yüzde 3, toplam kümülatif yüzde 6,1 oranında zam yapılması kararlaştırılmıştır. Buna karşın TCMB enflasyon tahminini yüzde 9,4 olarak güncellemiştir. 2021 yılında enflasyon hedefine ulaşılsa bile memur maaşlarının gerçekleşen enflasyon karşısında yine en az %3,5 eriyeceği daha şimdiden kesinleşmiştir. Zaten Ocak ayında alınan yüzde 3 zam, Mart ayı itibarı ile vergi dilimindeki artışa gidecektir.Hal böyle olunca memur ve emeklilerimizin alım gücü yıldan yıla azalmakta, aile bütçesindeki açık her gün biraz daha büyümektedir.
Enflasyon farkının alım gücünde bir telafi içermediği aksine geç kalmış bir mahsuplaşma ile memur maaşlarına reel anlamda sıfır zam yapıldığının tescili olduğu unutulmamalıdır. Ülkemizde desteğe en çok ihtiyaç duyan kesimlerden birisi de maaşları enflasyonun bile altında kalan kamu görevlileri ve emeklilerdir.
Tüm dünya ülkeleri dar ve sabit gelirli kesime yönelik tedbir alırken ülkemizde enflasyon yüzde 14,6 olmuş ama memur maaşına yüzde 3 artış yapılmıştır. Böyle bir uygulama var olan ekonomik sorunları daha da derinleştirir. Memur ve emeklilere yapılacak destek ekonomiye de can suyu olacak piyasaların canlanmasını sağlayacaktır. Bu çerçevede kamu görevlilerinin ve emeklilerin maaş artışlarının gerçekleşen enflasyon, yoksulluk sınırı ve refah payının temel alındığı bir mantık içinde belirlenmesi lüzumludur. Ortaya çıkan mağduriyetleri gidermek, enflasyona yenik düşen, temel ve vazgeçilmez harcamalar karşısında eriyen maaşlarını telafi etmek ve alım gücünü yükseltmek amacıyla memur ve emeklilere de bir destek paketi açıklanmasını ve kamu görevlilerine ek zam verilmesin talep ediyoruz.
Bu talebimizi ve gerekçelerini içeren mektuplarımızı bugün ülkemizin 81 ilinden Cumhurbaşkanımıza ve Hazine ve Maliye Bakanı’na gönderiyoruz. Hazırladığımız gerçek maaş bordrolarını da mektubumuza ekledik ve kamu çalışanlarımızın içinde bulunduğu zorluğu ortaya koyduk” dedi.
KESK BORDRO YAKTI
KESK üyesi memurlar Ali Hikmet Paşa Meydanı’nda ek zam eylemi yaptı. KESK Şubeler Platformu Balıkesir İl Temsilcisi Halil İbrahim Kilciler, milyonlarca kamu emekçisi, işçi ve emeklinin çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyona karşı TÜİK’in perdeleyen rakamlarıyla, sahte verilerle açlığa mahkûm edilmek istendiğini söyledi. Sendika üyeleri maaşlarının yetmediğini belirterek bordrolarını yaktı.
Kilciler, “Her gün gözümüzü iğneden ipliğe gelen zamlarla açıyor, derinleşen kriz ve pandemi nedeniyle nefes almanın bile zorlaştığı bir dönemden geçiyoruz. Pandemi, hayat pahalılığı, geçim derdi, işsizlik ve daha saymakla bitmeyecek sorunlar yumağı ile kuşatıldık. Siyasal iktidar halkın, emekçilerin yaşadığı dertleri, sıkıntıları çözmek yerine attığı her adımda sorunlar yumağını büyütüyor. Acı reçete yine emekçilerin, yoksullaştırılan halkın payına düşüyor. Milyonlarca kamu emekçisi, işçi, emekli çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu TÜİK’in perdeleyen rakamlarıyla, sahte verilerle açlığa mahkûm edilmek isteniyor” dedi.
Açlık sınırının 2.600, yoksulluk sınırının 8.600 TL’yi aştığı bugünün koşullarında sıra emekçilere gelince kaynak yok denildiğini anlatan Kilciler, “Ama 5’li çeteye vergi muafiyetleri ve istisnalar adı altında bütçeden devasa paralar aktarırken kaynak sıkıntısı çekmiyorlar. Varlık affı, prim destekleri vb. adlarla sermayeye kaynak bulmakta zorlanmıyorlar. İtibardan tasarruf olmaz diyerek saray’a 59 milyon lira bütçe ayırırken işini kaybedene günlük 39 lira reva görüyorlar. İşsizler ordusuna her gün yeni on binler katılırken eş, dost, akrabalarını işe yerleştirmede adeta birbirleriyle yarışıyorlar.
TÜİK verileri çok uzun süredir emekçi kesimlerin maaşlarını, ücretlerini baskılamanın, düşük maaş-ücret politikasının aracı haline getirilmiştir. Son olarak birkaç gün önce açıklanan işsizlik verileri de göstermektedir ki, TÜİK iktidarın politikalarını aklama ve yaşanan durumu gizleme görevi yapmaktadır. En çok işten atmaların yaşandığı bu dönemde dahi TÜİK’e göre işsizlik rakamlarında düşüş yaşanarak 12.7’ye gerilemiştir. Ancak Ali Cengiz oyunları ile rakamlara takla attırmaya, saray medyası aracılığıyla gerçek gündemleri unutturmaya, anti demokratik baskı politikalarıyla tepkileri önlemeye çalışsalar da, ‘asgari ücretliyi işçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atmaya devam etseler de artık mızrak çuvala sığmıyor” diye konuştu.
“KAMU EMEKÇİLERİNİN MAAŞI ÜÇ ÇEYREK ALTIN AZALDI”
Sadece son bir yıl içinde ortalama kamu emekçisi maaşı ile alınan dolar 114 dolar, çeyrek altın 3 adet, gram altın ise 4,5 adet azaldığını kaydeden KESK Şubeler Platformu Balıkesir İl Temsilcisi Kilciler, sözlerine şöyle devam etti: “Siyasal iktidarın memur kolları gibi faaliyet gösteren sözde konfederasyon ve bağlı sendikaları ise her defasında sahte enflasyon rakamlarının altına imza attıkları, kamu emekçilerinin hiçbir temel sorununu çözmedikleri mutabakatları tarihi başarı olarak yutturmaya çalışıyorlar. Sonuçta hangi sendikanın üyesi olursa olsun kaybeden her defasında tüm kamu emekçileri ve emekliler oluyor. Biliyoruz ki, artık bıçak kemiğe dayandı diyorsunuz. Biliyoruz ki, emekçilerin, yoksul halkın daha fazla dayanacak gücü kalmadı. Biliyoruz ki, vatandaşlarımızın bizlere insanca yaşayacak bir maaşı dahi fazla görüp kendilerine en yükseğinden 5 maaş alanlara, bizlere kuru ekmek almaya yetecek % 3, kendilerine 3 asgari ücret tutarında artış yapanlara tahammülü kalmadı. Kamu emekçilerine 2021 yılı için %3 +%3 maaş artışı dayatılan toplu sözleşme derhal yenilenmeli, yeni toplu sözleşme yapılıncaya dek yaşanan gerçek enflasyon, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak ek zam yapılmalıdır. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır.
Birinci vergi dilimi %15 ten %10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir Emekçilerin sağlık, eğitim, gıda, barınma, giyim, elektrik, ısınma giderleri için ödediği vergiler gelir vergisi matrahından mahsup edilmelidir. Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderleri pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmalıdır. Bebek maması, bebek bezi ve ekmek, süt ürünleri, elektrik, doğalgaz, su başta olmak üzere temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.”
KAMU-İŞ EK ZAM İSTEDİ
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu Balıkesir İl Temsilcisi Mustafa Demiralp, Eğitim-İş Şube salonunda yaptığı basın açıklamasında, tüm kamuoyunu ve emekçileri sefalet oranlarına karşı birlikte hareket etmeye çağırdı.
Demiralp, TÜİK’in, 2020 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre enflasyonun % 1.25 arttığını, bir önceki yılın Aralık ayına göre %14,60 olduğunu iddia ettiğini belirterek, “TÜİK halka gerçekleri açıklamakla yükümlü bir kurum olması gerekirken, verileri ayarlama kurumuna dönüşmüş durumdadır. Markette, pazarda gıda ürünlerinde fiyat artışı son bir yılda %30’ları buldu. Son bir yılda doğalgaza %34, elektriğe %33 oranında zam geldi. Açıklanan enflasyon oranı ile yıl boyunca yaşanan zamlar ve harcama oranlarındaki düşüş karşılaştırıldığında, gerçek enflasyonun %14,6’lık orandan daha fazla olduğu hemen herkesin malumudur. Açıklanmış olan oran çalışanların, emeklilerin, asgari ücretlilerin gerçek enflasyonunu değil; sadece iktidarın istediği oranı yansıtmaktadır. Eminiz ki TÜİK verilerini manipüle edenler, ülkede ısrarlı bir şekilde ekonomik kriz yokmuş gibi hissettirmeye çalışanlar dahi, gerçek enflasyonun bu olmadığını çok iyi biliyorlar” dedi.
FAİZ LOBİSİ VURGUSU
Açlık sınırının son bir yılda %19 artarken, memur maaşlarına ve emekli memur aylıklarına yüzde 7.36, SSK ve Bağkur emekli aylıklarına da yüzde 8.36 oranında zam geldiğini belirten Demiralp, “Bu yıl da TÜİK’in çarpıtmaları sayesinde memur ve emekliler, açlık sınırının altında bir zam artışına mahkum edildi. TÜİK, memurun ve emeklinin maaş zammına adeta el koydu. Faiz lobisi ile mücadele ettiğini iddia edenler, ülkeyi en yüksek faiz oranlarında Avrupa 1.si Dünya 10.su yaptılar. Yoksulluk sınırı altındaki maaşlarla geçinemeyen vatandaşlar, ay sonunu getirebilmek için bankalara borçlandılar. Vatandaşlarımızın bankalara olan borcu 834 milyar lirayı aşmış durumda. İktidar böylesi bir ortamda emekçilere sefaleti ve açlığı layık görmüş, krizin faturasını bir kez daha emekçilerin sırtına yüklemiştir” diye konuştu.
“EMEKÇİLERE, EMEKLİLERE VE İŞÇİLERE ACI REÇETE DAYATMASINI KABUL ETMİYORUZ”
Demiralp, açıklamasında iktidarın, devlet kurumlarının her birinden ballı maaş alan bürokratlara, bir avuç müteahhite para bulurken, yurt dışındaki faiz lobilerine milyarlarca dolar faiz ödemeye devam ederken, kamu emekçilerini yüzde 7.36, emeklileri yüzde 8.36 zamma layık görmesini emekçiler olarak kabul etmediklerini ifade etti.
AKP iktidarının; ekonomik kriz ve pandemi salgınının ağır şartlarında asgari yaşam mücadelesi veren kamu emekçilerine, emeklilere ve işçilere acı reçete dayatmasını kabul etmediklerini anlatan Demiralp, “Enflasyonun %14,6 olduğu, asgari ücrete %21,6 oranında zam yapıldığı bir ortamda kamu emekçilerinin maaşları %3+4.36 oranı ile sefalet koşullarına mahkûm edilmesi en hafif tabirle vicdansızlık ve adaletsizliktir. Açlık sınırının 3.146 lira yoksulluk sınırının 11.186 lirayı aştığı bugünün koşullarında hiç kimsenin kamu emekçilerinin maaş artışlarında TÜİK vasıtası ile açıklanan sahte enflasyon rakamlarını reva görmeye hakkı yoktur” dedi.
“EMEKÇİLERE VE EMEKLİLERE EK ZAM VERİLMELİDİR”
TÜİK’in sepet oyunlarıyla enflasyonu eksik hesaplayarak, kötü ekonomi yönetiminin yol açtığı yüksek enflasyonu gizleyerek, bütün faturayı emekçilere ödettiğini iddia eden Demiralp, şunları söyledi: “Halkın; çarşıda, pazarda karşı karşıya kaldığı gerçek enflasyon, halkın enflasyonu verilerine göre yüzde 29,9’dur. Milyonlarca kamu emekçisi, emeklisi ve ailelerini sevindirecek ve her dönem yaşadığımız kayıpların giderilmesini sağlayacak koşullar şunlardır: AKP iktidarı ve TÜİK, enflasyonu gizleyen anlayışını ve sahte verilerle açıklanan oranları terk etmelidir. Kamu çalışanlarımızın kayıpları telafi edilmeli, toplu sözleşme masası yeniden kurulmalı, emekçilere ve emeklilere ek zam verilmelidir. Kamu emekçilerinin sadece satın alma gücünün korunabilmesi için maaşlarına en az yüzde 30 oranında zam yapılmalıdır. Enflasyon farkı ile birlikte memurun zammı %7.36 olarak ilan edildiği anlayış terk edilmeli memurun aldığı %3 oranlı sefalet aldatmacasında vazgeçilmelidir. Emekçilerin; temel ekonomik sorunları arasında yer alan işsizlik, enflasyon, hayat pahalılığı, yoksulluk, yüksek borçluluk gibi sorunlara kalıcı çözümler için kamucu politikalara dönülmelidir. Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır. Vergi dilimi yüzde 15’ten yüzde 10 düşürülmeli ve sabit tutulmalıdır. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak; sözde toplu sözleşme zammı ile enflasyon karşısında korkunç bir ezilme yaşayan tüm kamu emekçilerini; insanca yaşamaya yetecek ücret talebine sahip çıkmaya ve bu yolda mücadeleye çağırıyoruz.” Mahmut ACARÖZ – Cengiz GÜNER

