
İklim değişikliğinin en somut etkilerinden biri olan kuraklık, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin önemli tarım merkezlerinden Balıkesir’de de kendini hissettiriyor. Özellikle son yıllarda artan düzensiz yağışlar, yaz aylarında yaşanan aşırı sıcaklıklar ve yeraltı su kaynaklarının azalması, hem hayvancılığı hem de bitkisel üretimi olumsuz yönde etkiliyor. Süt üretiminde yaşanan verim kayıpları, mısır ve domates tarımında düşen rekolte ile üzüm bağlarının su stresiyle mücadele etmesi, bölgedeki üreticiler için ciddi kaygı yaratıyor.
Balıkesir, Türkiye’nin süt üretiminde ilk sıralarda yer alan şehirlerinden biri. Ancak kuraklık nedeniyle yem bitkilerinde yaşanan üretim azalması, süt verimini doğrudan etkiliyor. Yem fiyatlarının artışıyla birlikte hayvanların yeterli ve kaliteli beslenememesi, süt üreticilerinin en büyük sorunlarından biri haline geldi. Birçok çiftçi, maliyetlerin yükselmesi karşısında hayvan sayısını azaltma yoluna giderken, bu durum Balıkesir’in ülke genelindeki süt üretim kapasitesini tehdit ediyor.
Bölgenin en önemli tarım ürünlerinden olan mısır da su krizinden büyük oranda etkileniyor. Özellikle sulama ihtiyacı yüksek olan bu ürün, yetersiz su kaynakları nedeniyle istenilen verimliliği sağlayamıyor. Çiftçiler, sulama kanallarındaki suyun azalmasından dolayı mısır tarlalarında kuruma ve verim kayıplarıyla karşılaşıyor. Bu da hem yem sektöründe hem de gıda sanayisinde arz-talep dengesini bozma riski taşıyor.
DOMATESLER DE NASİBİ ALIYOR
Benzer şekilde Balıkesir’in verimli ovalarında yetiştirilen domatesler de kuraklıktan nasibini alıyor. Özellikle salçalık domates üretiminde suyun kritik rolü düşünüldüğünde, azalan sulama imkanları üreticilerin en büyük sıkıntısı olarak öne çıkıyor. Çiftçiler, ürün kaybının yanı sıra maliyetlerin artmasıyla rekabet gücünü kaybetmekten endişe ediyor.
Üzüm bağları ise kuraklıkla birlikte su stresi yaşıyor. Yeterli sulama yapılamayan bağlarda üzüm taneleri küçülüyor, verim düşüyor ve kalite kaybı ortaya çıkıyor. Bu durum, Balıkesir’in hem sofralık üzüm üretimini hem de şaraplık üzüm bağlarının geleceğini tehdit ediyor.
Uzmanlar, tarımsal üretimde sürdürülebilirliği sağlamak için suyun daha verimli kullanılabileceği damla sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca çiftçilerin bilinçlendirilmesi, alternatif ürün desenine yönlendirilmesi ve kuraklığa dayanıklı tohumların teşvik edilmesi öneriler arasında yer alıyor.
Balıkesir’de kuraklığın etkileri her geçen yıl daha belirgin hale gelirken, üreticiler ve tüketiciler için ortak bir endişe öne çıkıyor: Gıda arz güvenliği. Eğer gerekli önlemler hızla alınmazsa, hem üretici hem de tüketici ciddi kayıplarla karşı karşıya kalabilir.