
Gece 03.00’te başlayan bir telaş, sabah 05.30’da tezgâhların dizilmesi, gün ağarmadan alışverişe çıkanlar… Balıkesir’in semt pazarlarında görünmeyen ama yaşayan bir dünya var. Bu dünyada sadece sebze-meyve değil, gelenek, sabır, emek ve şehir kültürü satılıyor.
Pazarcıların günü ilk saatleriyle başlayan mesaisi, güneşin doğuşunu selamlarken kurulan tezgâhlar, en taze ürünün en erken saatlerde kapılması için gelen müdavimler… Balıkesir’in çeşitli semt pazarlarında yaşanan bu görünmeyen hayat, şehirdeki gündelik yaşamın ritmini belirliyor. Üstelik sadece ekonomi değil, sosyal ilişkiler, kuşak çatışmaları ve tüketim psikolojisi de bu mikro evrende gözlemlenebiliyor.
GÜNEŞ DOĞMADAN KURULAN TEZGÂHLAR
Balıkesir’de bir pazartesi sabahı saat 03.30… Şehir sessiz ama Toptancı Hali’nde homurtular, koliler, naylonlar ve hışırtılar yükseliyor. Gölgelerde beliren pazar kamyonetleri birer birer semt pazarlarına yanaşıyor. Pazar kurmak, çoğu insanın uyuduğu saatlerde başlıyor.
Tezgâh kurulumundan, malların yerleştirilmesine; terazilerin hazırlanmasından ilk müşteri için ürünlerin parlatılmasına kadar dakikası dakikasına işleyen bu süreç, her biri yılların ustası olan pazarcılar tarafından adeta bir ritüel gibi yönetiliyor.
EN TAZE ÜRÜNÜN PEŞİNDEKİ MÜDAVİMLER
Gün henüz ağarmamışken pazarın müdavimleri beliriyor. Özellikle emekliler ve ev hanımları arasında bir grup, ürünlerin en tazesi ve en iyisini alabilmek için sabah 09.00’da çoktan pazar yerinde oluyor. Onlar sadece alışverişe değil, aynı zamanda pazarın nabzını tutmaya da geliyor.
“Domatesin sapına bak, taze mi değil mi anlarsın” diyen bir teyze, yanında taşıdığı küçük tartısıyla bile pazarcıların dikkatini çekiyor. Burada her kilo, her bağ dikkatle seçiliyor; “biraz daha tazesinden ver” demek bile küçük bir taktik.
PAZAR, SADECE ALIŞVERİŞ YERİ DEĞİL
Semt pazarları Balıkesir’de sadece alışveriş yapılan alanlar değil. Aynı zamanda güncel dedikoduların konuşulduğu, yeni evlenenin duyulduğu, vefatların fısıldandığı bir sosyal ağ.
Pazar tezgâhları arasında sıkça rastlanan cümlelerden biri: “Geçen hafta yoktun, hasta mı oldun?” Bu soru basit bir meraktan öte, bir sosyalleşme biçimi. Balıkesir’de pazarlar, özellikle kadınlar arasında bir sosyalleşme mekanı işlevi görüyor.
GENÇ NESİL VE PAZAR KÜLTÜRÜNDEN UZAKLAŞMA
Ancak Balıkesir’in modernleşen yüzüyle birlikte semt pazarlarına olan ilgi de kuşaklar arası fark gösteriyor. Gençler genellikle AVM’lerdeki marketleri tercih ediyor. Pazarlık yapmak, ürünü elle seçmek ya da tazeliğini anlamak gibi beceriler giderek kayboluyor.
Bazı gençler için semt pazarı “karmaşa” olarak görülüyor. Oysa bu karmaşa, içinde çok derin bir düzen barındırıyor. Her pazarın bir “kafa tezgâhı”, bir “ucuzcu köşesi”, bir “güvenilir sütçüsü” var.
YEREL EKONOMİNİN NABZI
Pazarlar aynı zamanda Balıkesir kırsalındaki birçok ailenin geçim kaynağı. Susurluk’tan gelen lor peyniri, Sındırgı’dan gelen domates, Havran’dan gelen zeytin, Ayvalık’tan getirilen sabun… Pazarlar, kırsal üreticiyle şehirli tüketiciyi buluşturuyor.
Bazı köylüler haftanın üç günü farklı ilçelerde pazar kuruyor. Nakliye, soğutma, sabahın erken saatinde yola çıkma gibi büyük zorluklara rağmen, ürünlerini tezgâha koyduklarında gözleri parlıyor. Çünkü orada sadece bir kilo sebze değil, bir haftalık emeğin karşılığı satılıyor.
KAYBOLMAMASI GEREKEN BİR KÜLTÜR
Balıkesir’deki semt pazarları, görünenden çok daha fazlasını barındırıyor. Onlar sadece alışveriş alanları değil; bir kültürün, bir yaşam biçiminin ve bir ekonomik döngünün taşıyıcısı. Bu yaşam tarzının, modernleşmenin gölgesinde silinmemesi için önce fark edilmesi, sonra korunması gerekiyor.
..Terazilerin üstü naylonla kaplanıp,müşterinin göremeyeceği yere konmazsa Balıkesir pazarları güzel..