
Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Aysun Aykan, Balıkesir Rotary Kulübünün düzenlediği konferansta depremlere karşı alınması gereken önlemleri anlattı. Akyan, “Ülkemizde maalesef deprem bilinci yok, deprem bilincini oluşturmak zorundayız. İlkokul seviyesinden itibaren çocuklarımıza deprem ve doğa kaynaklı afetler ile ilişkin bilgiler eğitim yoluyla verilmelidir” dedi.
Balıkesir Rotary Kulübü’nün düzenlediği konferansta Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Aysun Aykan, depremlere karşı alınması gereken önlemleri anlattı.
Kahramanmaraş’ta yaşanan 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerin son yüz yıldaki en büyük depremlerden biri olduğunu kaydeden Akyan, “Türkiye çok büyük afet yaşadı. Şuana kadar 30 binden fazla insan hayatını kaybetti. Yapılan tespitlere göre maalesef oldukça büyük bir hasar yarattı ve daha fazla can kaybı olma olasılığı var.
“KUZEY ANADOLU FAY ZONUNDA YİNE BÜYÜK DEPREMLER OLACAK”
Son 100 yıldaki en büyük depremlerden birini yaşadık. Türkiye’de bugüne kadar olan en büyük aletsel dönem depremi 1939 tarihinde, 7.9 büyüklüğünde olan Erzincan Depremidir. Kuzey Anadolu Fay Zonunun üzerinde oldu o zaman yaklaşık 33 bin kişi yaşamını yitirdi. Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde 1939’da doğudan batıya doğru başlayarak 1942, 1943,1944, 1951, 1957,1967 ve 1999’da Gölcük Depremi’ne kadar olan depremlerde birçok kişi yaşamını yitirdi. Kuzey Anadolu Fay Zonu üzerinde yine büyük depremler olacak. Doğu Anadolu Fay Zonu üzerinde Elazığ-Sivrice’de 2020 yılında meydana gelen 6.8 büyüklüğündeki Depremde 41 kişi hayatını kaybetti. Ege Denizi’nde meydana gelen depremde 80 kilometre uzağında İzmir’in Bayraklı ilçesinde 117 kişi hayatını kaybetti. İran- Khoy, Van-Başkale Depremlerinde de can ve mal kayıpları yaşandı. Bu depremler, ülkemizde deprem risklerinin azalmadığını göstermektedir. Özellikle Ege Denizi ve Kahramanmaraş Depremleri sonrasında, yapı denetimi yapılan çok sayıdaki ruhsatlı yapının yıkılması ve ağır hasar görmesi ile deprem riskinin sadece ruhsatsız ve kaçak yapılarda olmadığını da açıkça ortaya koymuştur; Yapı denetimi yapılan ruhsatlı yapılarda da risk var” dedi.
“YERLEŞİM YERLERİ FAY HATTI ÜZERİNDE”
Türkiye’nin dünyanın en aktif tektonik kuşaklarından Alp-Himalaya tektonik kuşağı içinde yer aldığına dikkat çeken Jeoloji Mühendisleri Odası İl Temsilcisi Aysun Aykan, açıklamasına şöyle devam etti: “Türkiye jeolojik yapısı nedeniyle her zaman yıkıcı depremlerle karşı karşıya bulunmaktadır. Dolayısıyla zaman zaman deprem haberlerini duymamız normal. Bugün bu haberleri Kahramanmaraş’tan duyarız, Yarın Bingöl’den, Balıkesir’den, İzmir’den, Bursa’dan ülkemizin birçok yerinden duyabiliriz. Çünkü ülkemizde çok sayıda deprem üretecek diri fay hatları vardır ve yerleşim birimlerinin çoğunluğu, bu fay hatlarının üzerinde yakınında veya etki alanında kurulmuş bulunmaktadır. Ülkemizin önemli bir bölümü deprem tehlikesi ve riski altındadır. Bu yüzden gerekli tedbirleri vakit geçirmeden almamız gerekiyor.
“DEPREME KARŞI SAĞLIKLI KENTLER OLUŞTURULMALI”
Depreme karşı sağlıklı bir kent oluşturmamız gerekiyor. Günümüz teknolojisi ve bilim ile her büyülükte depreme karşı sağlam yapı oluşturmak mümkündür. Japonya’da ülkemizden daha fazla ve daha büyük depremler meydana geliyor; fakat binalar yıkılmıyor can kaybı yaşanmıyor. Çünkü orada deprem bilinci 60 yıldır var. Depreme dayanıklı sağlam bina yapıyorlar. İlkokuldan itibaren çocuklara deprem ve doğa kaynaklı afetler ile ilgili bilgiler veriliyor. En önemlisi Depremin ne olduğunu biliyorlar. Bizim ülkemizde maalesef deprem bilinci yok, deprem bilincini oluşturmak zorundayız. İlkokul seviyesinden itibaren çocuklarımıza deprem ve doğa kaynaklı afetler ile ilişkin bilgiler eğitim yoluyla verilmelidir.” Mahmut ACARÖZ

