
Türkiye, deprem kuşağında yer alan bir ülke. Bu nedenle hemen her sarsıntıdan sonra kamuoyunun ilk başvurduğu adresler Kandilli Rasathanesi ve AFAD oluyor. Ancak sıkça dikkat çeken bir durum var: Kandilli Rasathanesi’nin açıkladığı deprem verileri ile AFAD’ın açıkladığı rakamlar birbirinden farklı olabiliyor. Peki bu farklılığın nedeni ne?
Farklı Ölçüm Yöntemleri Kullanılıyor
Deprem verilerindeki farklılığın en temel sebebi, kurumların kullandığı ölçüm yöntemleri. Kandilli Rasathanesi depremleri genellikle “moment magnitüd” ve “yerel magnitüd” üzerinden değerlendiriyor. AFAD ise çoğunlukla moment magnitüd (Mw) sistemine ağırlık veriyor. Yerel magnitüd, yani halk arasında bilinen adıyla Richter ölçeği, yüzey hareketlerini daha hızlı ölçüyor. Moment magnitüd ise fay hattının kırılma enerjisini daha kapsamlı hesaplıyor. Bu yüzden sonuçlarda 0.1 ila 0.5 arasında değişen farklılıklar ortaya çıkabiliyor.
İstasyon Yoğunluğu ve Konumları Etkili
Kandilli Rasathanesi’nin Türkiye genelinde yaygın bir istasyon ağı bulunuyor. Ancak AFAD’ın da daha yeni teknolojiyle donatılmış farklı ölçüm noktaları var. İstasyonların yoğunluğu, bölgeye olan uzaklıkları ve ölçüm yapılan derinlik, açıklanan rakamların farklı olmasına yol açıyor. Özellikle fay hattına yakın bir istasyondan gelen veriler, daha uzak bir noktadaki ölçümlere göre değişiklik gösterebiliyor.
İlk Veriler Hızlı, Son Veriler Güncellenmiş Olabiliyor
Depremden hemen sonra kamuoyuna sunulan veriler, öncü ölçümlerden oluşuyor. Kandilli Rasathanesi çoğunlukla ilk ölçümleri hızlı şekilde paylaşıyor. AFAD ise bazen verileri revize ederek yayımlıyor. Bu nedenle aynı deprem için farklı zamanlarda farklı rakamlar görülebiliyor. Kamuoyunda kafa karışıklığına yol açan bu durum, aslında ölçümlerin zamanla daha netleşmesinden kaynaklanıyor.
Neden Önemli?
Deprem büyüklüğündeki 0.2 veya 0.3 puanlık farklılıklar halk arasında büyük fark yaratıyor gibi düşünülse de bilimsel açıdan bu küçük sapmalar olağan kabul ediliyor. Önemli olan, depremin etkilediği bölgelerdeki hasar durumu ve can güvenliği. Uzmanlar, vatandaşların bu tür farklılıklara odaklanmak yerine resmi uyarıları dikkate almasının hayati olduğunu vurguluyor.
Kandilli Rasathanesi ve AFAD tarafından açıklanan deprem büyüklüklerindeki farklılıklar bir çelişki değil, ölçüm tekniklerindeki çeşitlilikten kaynaklanan normal bir durum. Deprem gerçeğiyle yaşayan Türkiye’de, asıl öncelik bu farklılıkları tartışmak değil, depreme karşı bilinçli ve hazırlıklı olmak.

