
ÖZEL HABER - ‘Kebapçı Sertaç’ adlı işyerinin sahibi Sertaç Baydar, kellenin faydalarını anlattı. Baydar, Kuzu Kelle’nin Osmanlı mutfağında da ayrı bir yere sahip olduğunu hatırlattı. Kuzu Kellenin közde yaklaşık 5 saatlik pişme aşamasının ardından yemek için hazır hale geldiğini ifade eden Baydar, Kuzu Kellenin halk arasında doğal antibiyotik olarak tanındığını, köz ateşiyle pişen kuzu kelleye havaların soğumasıyla birlikte ilginin arttığını söyledi.
Taş Fırında pişirilen Kuzu kellelerin, piştiği tepsi içerisinde dinlenmeye bırakıldığını, vatandaşlara sundukları Kuzu kellenin kemiklere faydası olduğunu anlatan Baydar, “Kuzu kelleyi güvendiğimiz, firma ve şahıslardan temin ediyoruz. Kuzu kelleyi önce soğuk suda ıslatıyoruz. Daha sonra güzelce yıkıyoruz. Ardından tepsiye sıralayıp köz halindeki fırınımıza sürüyoruz ve 5 saat piştikten sonra çıkartarak soğumaya alıyoruz. Ardından kebap gibi vatandaşlara sunuyoruz” dedi.
“BİR YİYEN BİR DAHA GELİYOR”
Kuzu kellenin pişirilmesinin ardından tüketildiğini aktaran Baydar, fırında pişirilen kuzu kellenin kelle olarak yendiği gibi Çorbasının da yapıldığını belirtti. Pişirilen kuzu kellelerin kırıldığını, yanına kimyon, kekik, karabiber ve pul biber konarak servis yapıldığını ifade eden Baydar, Kuzu Kellenin dilinin, beyninin, yanağının ve gözünün de yendiğini anlattı. Kuzu Kellenin söğüşünün yapıldığını anlatan Baydar, Vatandaşlara kuzu kelle yemelerini önerdi. Kellenin birçok vitamin içerdiğini anlatan Baydar, “Kelle her derde deva” dedi. Cengiz GÜNER

