
Pir Sultan Abdal Derneği Balıkesir Şubesi üyeleri Salih Tozan Kültür Merkezi önünde yaptıkları açıklama ile 19 Aralık 1978’de Maraş’ta hayatını kaybeden 120 kişiyi andı.
Maraş’ta 1978 yılında çıkan olaylarda hayatını kaybeden 120 kişi Pir Sultan Abdal Derneği Balıkesir Şubesi üyelerinin düzenlediği açıklama ile anıldı.
Salih Tozan Kültür Merkezi önünde yapılan açıklamada konuşan Pir Sultan Abdal Derneği Balıkesir Şube Başkanı Kenan Bila, “19 Aralık 1978 günü başlayıp tam bir hafta süren ve insanlık tarihinin en kara günlerinden biri olarak tarihe geçen Maraş Katliamının 44’ncü yılında katledilen canlarımızı bir kez daha anıyor ve anıları önünde salgıyla eğiliyoruz. Resmi rakamlara göre 120, gerçekte ise çok daha fazla insanın korkunç yöntemlerle katledildiği yüzlerce insanın yaralandığı, binlerce insanın toprağını terk etmek zorunda kaldığı Maraş Katliamı bir Alevi katliamıdır ve hala Türkiye’nin kara kutusu olma özelliğini korumaktadır.
Maraş Katliamının üzerinden 44 yıl geçti. Yaşanan bu katliam, basit bir Alevi-Sünni düşmanlığı ile açıklanamayacak kadar ciddi nedenleri ve derin sonuçları olana bir katliamdır. Maraş Katliamı noktasına, virgülüne kadar hesaplanmış, planlı ve örgütlü bir saldırıydı. Katliamın her bir evresi ve olası sonuçları en ince ayrıntısına kadar hesaplanmış ve özel harp dairesi ile devlet içinde yuvalanmış çetelerin bizzat rol oynadığı bir katliamdır. Bütün bunlara rağmen 44 yıl boyunca katliamın arkasındaki güçler ve katliam sırasında bizzat rol oynayan kurum ve tetikçiler açığa çıkarılmamış ve katliam tüm yönleriyle aydınlatılmamıştır. Tersine birçok sorumlu ve tetikçiye devlet kademelerinde çeşitli görevler verilmiş veya siyasette yükselip, milletvekili yapılarak ödüllendirilmişlerdir” dedi.
“TARİHİN EN KORKUNÇ KATLİAMLARINDAN BİRİSİ”
Maraş Katliamının bugünkü Türkiye’nin yollarını döşeyen, yaşanılan her türlü sosyo-ekonomik, siyasal meselenin tam da sonuçlarından biri olan tarihin en korkunç katliamlarından birisi olduğunu kaydeden Pir Sultan Abdal Derneği Balıkesir Şube Başkanı Kenan Bila, “12 Eylül 1980 Askeri Faşist Cuntasının iş başına getirilmesi ve dolayısıyla 24 Ocak ekonomik kararlarının herhangi bir muhalefete takılmadan hayata geçirilmesi için planlanmış bir Alevi katliamıdır. Maraş Katliamı milyonlarca insanı mağdur eden, binlerce insanın katledilmesine yol açan darbenin öncesinde planlanan bu katliam, yaşadığımız her derin toplumsal meselenin varlığını borçlu olduğu toplumsal bir travmadır.
Biz Aleviler olarak, laik, demokratik, özgür bir ülkede herkesin eşit haklarla, eşit koşullarda barış içinde, birlikte, bir arada yaşama iradesinden ve inadından vazgeçmeyeceğiz. Bizler; demokrasinin, insan haklarının, özgürlüklerin, hukukun üstünlüğünün, adaletin yeşermesini istediğimiz bu coğrafyada katliamlarla yüzleşmenin şart olduğunu düşünüyoruz. Bizler Maraş’ta kocasına ‘Beni sen öldür, onların eline bırakma’ diyen Ümmühan Doğan’ı, parçalandıktan sonra kazana atılıp, yakılan 14 yayındaki Ali Tıraş’ı, karnında 8 aylık bebeğiyle katledilen Esma Suna’yı, kendi düğün gününde öldürülen Mehmet Ali’yi, Sivas’a türküleri ve semahlarından başka bir şey götürmedikleri halde yakılarak katledilen canları da, katledenleri de, bu katliamlara seyirci kalanları da unutmadık. Katliamlardan hesap sormak yerine katilleri aklayanları ve saklayanları da unutmadık. Akıtılan bunca kanın hesabı sorulana kadar, her alanda var olacağız. Bu ülkedeki farklı inanç ve kültürlere mesafe koymadan, ötekileştirmeden, bu kan gölüne çevrilmiş topraklara barış, eşitlik ve adalet gelene kadar mücadelemize devam edeceğiz Laik ve demokratik Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz. Maraş Katliamını unutmadık, unutturmayacağız” diye konuştu. Mahmut ACARÖZ

