
Son dönemlerde eğitim çevrelerinde sıkça tartışılan bir konu gündeme oturdu: Ödev kontrolünü kim yapmalı? Veliler mi çocuklarının ödevini kontrol etmeli, yoksa bu görev tamamen öğretmenlere mi ait olmalı?
Bu sorunun yanıtı, hem öğretmenlerin iş yükü hem de öğrencilerin öğrenme sorumluluğu açısından farklı görüşleri beraberinde getiriyor.
Öğretmenler: “Her ödevi tek tek kontrol etmek öğrenme sürecini yavaşlatıyor”
Pek çok öğretmen, her öğrencinin ödevini tek tek kontrol etmenin artık pratik olmadığını savunuyor. Özellikle kalabalık sınıflarda 30-40 öğrencinin ödevini incelemek, zamanın büyük kısmını alıyor.
Bu durum, öğretmenlerin ders süresinde yeni konulara geçmesini ve öğrencilere bireysel geri bildirim vermesini zorlaştırıyor.
Bazı eğitimciler, ödevlerin temel amacının “sorumluluk kazandırmak” olduğunu, bu nedenle kontrolün veliler tarafından yapılmasının öğrencinin gelişimine engel olmayacağını düşünüyor.
Kimi öğretmenler ise, ödevlerin sadece kontrol edilmesi değil, “nasıl yapıldığı” ve “hangi hataların tekrarlandığının değerlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Veliler: “Biz rehberlik ederiz ama kontrol öğretmenin işi olmalı”
Veliler cephesinde de farklı görüşler var. Bazı veliler, öğretmenlerin ödevleri düzenli kontrol etmediğini belirterek, çocuklarının çabalarının karşılık bulmadığını dile getiriyor.
Bazı veliler ise, ödevin tamamen öğretmenin kontrolünde olması gerektiğini, kendilerinin yalnızca çocuklarına çalışma ortamı sağlamakla sorumlu olduklarını savunuyor.
Balıkesir’de bir veli olan Ayşe Kaya, durumu şöyle özetliyor:
“Ben çocuğumun ödevini takip ediyorum ama yanlışlarını düzeltmiyorum. Çünkü o hataları öğretmeni görmeli ki, nerede eksik olduğunu bilsin. Biz sadece ortam sağlıyoruz.”
Uzmanlara göre, velinin rolü ödevi yapmak değil, çocuğu desteklemektir. Ancak bazı aileler, çocuklarının ödev yapma alışkanlığı kazanmadığını düşünerek sürece doğrudan müdahil oluyor. Bu durum, öğrencinin bağımsız öğrenme becerilerini zayıflatabiliyor.
Eğitim uzmanlarından dengeli çözüm önerisi
Eğitim bilimciler, ödev kontrolünün “paylaşılmış bir sorumluluk” olması gerektiğini savunuyor.
Uzmanlara göre öğretmen, ödevin içeriğini hazırlayıp değerlendirmeli; veli ise öğrencinin ödevi zamanında ve dikkatli biçimde yapmasına destek olmalı.
Bu sayede hem öğretmenin iş yükü hafifler hem de veli, çocuğunun eğitim sürecine aktif şekilde dahil olur.
Eğitim Uzmanı Dr. Mehmet Tunalı, bu konuda şunları söylüyor:
“Ödev kontrolünü tamamen velilere bırakmak doğru değil. Çünkü veliler pedagojik geri bildirim veremez. Ancak öğretmenin de her ödevi detaylı incelemesi gerçekçi değil. En doğrusu, öğretmenlerin örnek ödev kontrolleri yaparak öğrencileri yönlendirmesi, velilerin ise süreci evde takip etmesidir.”
Teknoloji destekli kontrol sistemleri gündemde
Bazı okullar ise bu soruna modern çözümler getiriyor. Dijital ödev platformları ve mobil uygulamalar sayesinde öğretmenler ödevleri çevrim içi olarak kontrol ediyor, veliler de aynı anda ilerlemeyi takip edebiliyor.
Bu sistemler, hem öğretmenlerin zamanını verimli kullanmasını hem de velilerin çocuklarının akademik gelişiminden haberdar olmasını sağlıyor.
Ortak sorumluluk, sağlıklı öğrenme
Eğitim çevrelerinde süren bu tartışmanın net bir kazananı yok gibi görünüyor. Ancak uzmanlar, ödev kontrolünün hem öğretmen hem veli tarafından paylaşılması gerektiği konusunda hemfikir.
Ödevin pedagojik yönü öğretmene, disiplin ve takip kısmı ise veliye düşüyor.
En önemli nokta ise, öğrencinin ödevini kendi başına yapması ve sürece aktif katılım göstermesi.
Ödevin kontrolü kadar ödevin amacı da unutulmamalı. Ödev, öğrencinin sorumluluk bilinci kazanması, öğrenme sürecini pekiştirmesi ve kendi hatalarını fark etmesi için var.
Bu denge kurulduğunda hem öğretmenler zamanını daha verimli kullanabilir, hem veliler çocuklarının eğitimine sağlıklı biçimde katkı sunabilir.

