BIST 100
10.945,49 0,28%
DOLAR
42,5054 0,15%
EURO
49,3112 0,08%
GRAM ALTIN
5.719,68 0,78%
FAİZ
38,77 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
73,50 0,79%
BITCOIN
91.429,00 0,02%
GBP/TRY
56,2986 0,05%
EUR/USD
1,1591 -0,04%
BRENT
63,58 0,38%
ÇEYREK ALTIN
9.351,67 0,78%
Balıkesir Parçalı Az Bulutlu
Balıkesir hava durumu
8 °

ÖLÜM…

Bu üzerime giydirilen ten giysisi kefenidir ruhun. Beden tabutunu taşıyor sanki ellerim ve kollarım.  Dört kollu düşler ki ezelden nasibimize düşen bir yazgı; adı ölüm.

Hepimizin öyle ya da böyle yaşayacağı şeydir ölüm. Kimine göre korkulacak bir şey, kimine göreyse bir bayram sevinci. Bazısının ise hiç aklına getirmediği,  yokmuş gibi yaşadığı hal. Bir geçiş, bir dönüşüm, bir rücu. Dünyanın geçiciliğini ve vefasızlığını anlatan bir nasihat. Hem her an bizimle hem de hiç gelmeyecek sandığımız bir hayal. Elini uzatsan tutamayacağın kadar düşsel, sevdiğini toprağa verirken yaşadığın acı kadar gerçek.

Ama ani, ama erken, ama beklenmeyen bazen. Acıyarak baktığımız fakat başımıza aynısının geleceğini hiç düşünmediğimiz gerçek. Hem öyle bir gerçek ki dönüşü yok, telafisi yok, ertelemesi yok! Kavuşulması imkânsız olmayan tek sevgili… Maşukunu bekleyen bir âşık gibi anı kollamada ölüm.

Fark ettiniz mi hiç, insan sevdiği insanların ölümünü düşünür çoğu zaman, ardından hissedeceği boşluğu tartmaya çalışır kendince. Ama çoğu kişi kendi ölümünü hayal etmekten korkar. Adını dahi anmaktan çekindiğimiz o gün için hazırlığımız yok çünkü. Hep bu dünyayı imar etmeye çalışmakla o kadar meşgulüz ki…  Sanki ölüm bize gelmeyecek gibi yaşamaya devam ediyoruz. Sanıyoruz ki düşünmezsek gelmeyecek.

Ama bir gün gelecek, çalacak kapımızı. Hazır mısın diye sormayacak, çünkü hazırlanalım diye koca bir ömür verilmişti bize. Emaneti sahibine iade etmeye gelecek. Asli ve sonsuz yaşam yurduna götürmek için…  Yeniden başlayabilmek için ten kafesinden kurtulacağız birer birer.

Yeniden doğmak için ölmek gerekir. Toprak dahi sonbaharda tüm renklerini çeker tabiatın eteğinden. Ölür adeta, baharda yeniden uyanmak için. İnsan da ömrünün baharına ulaşmak için kötü düşünce ve heveslerden bu dünyadayken kurtulmalı, ölmelidir. Ölmeden evvel ölmelidir, Resulullah (s.a.v) kelamıyla. Nefsinin kötü huylarını öldürüp, kendinin ulaşabileceği en güzel hale dönüşmek hepimize lazım değil mi?

Hepimize lazım hatırlamak yeniden, dünyaya neden geldiğimizi. Bizi yaratan Rabbimizden uzaklaşma yeriydi dünya. Özlem yurduydu, cennet bahçelerinden ayrı kalışımız idi. Selam! Hitabına yeniden kavuşmak için, sevenin sevdiğini imtihan ettiği bir göç yeriydi. Zamanlı zamansız hepimizin içinde hissettiği bu ayrı kalışla başa çıkamadığımız, ama fani ama ölümlü yerdi dünya.

TASAVVUFTA ÖLÜM…

Tasavvufta sufiler nefisleriyle cenk ederek ölümü bu dünyada yaşarlar. Malumdur ki ölünün hırsları olmaz, intikam duygusu olmaz, şehvet ile kötü işlerin peşine düşmez, şeytana uymaz. Velhasıl egosal savaşların içinde yer almaz. Yoktur ki, hiç yok olanın derdi olur mu? Dünyada ki bütün kötülükler hep var! Olanların işi değil mi? Aslında sufi kötülüğe savaş açar bir yandan da.

Alimler ölümün dört çeşidinden bahsetmiştir. Mevti ahmer ( kırmızı ölüm): nefsin isteklerini yerine getirmemektir.  Mevti ebyaz ( beyaz ölüm): açlık ile nefsi terbiye etmeyi amaçlar. Mevti ahdar ( yeşil ölüm):  kılık kıyafete önem vermemek ile nefsin kötü huyları terbiye edilmeye çalışılır. Mevti esved  (siyah ölüm): her şeyin Allahtan geldiğini bilerek eza ve cefaya tahammül etmektir.

Tasavvufta bu dört ölüm gerçekleşmeden kişi sevgiliye ulaşamaz. O sebepten bu ölümler ile bağlantılı nefsin kötü huyları bu dünyada iken öldürülerek, Allah’ın rızasına kavuşmak hedeflenir. Bu elbette kolay değildir, insan nefsi itibariyle heva heves sahibi bir canlıdır. Sayısız istekleri ve endişeleri vardır. Her şeyi garanti altında görmek ister. Yarını bilmek ona hâkim olmak ister.

Ne acayiptir ki ne kendine sözü geçer, ne bu güne ne de yarına. Bu kadar acizlik içinde bir de her şeye malik olma çabasına girer. İşte bunları da bize nefsimiz yaptırmaktadır. Bu dünyada bütün yersiz endişe, korku, bize yoran ne varsa hepsi doymak bilmez nefsimizden. Düşman belli, uzaklarda aramaya gerek olmayacak kadar içimizde. Biz bu dünyaya onu yenmek için geldik. Bu güç hepimizin içinde mevcut.  Üstelik Allah kendi yolunda gidenlere yardımını vaat ediyor. O vakit ne gam! Hiç böylesi bir güzele ulaştıran ölüm kötü olur mu? Düğün olur elbet, düğün…

Bir söz: Herkesin ölümü kendi rengindedir. Düşmana karşı düşmandır ölüm, dosta karşı dost.

 Hz. MEVLANA

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?