
Balıkesir Tabip Odası, sağlık sendikaları ve dernekleri tarafından yapılan ortak açıklamada sağlıkçıların 5 talebi yerine getirilinceye kadar başlattıkları eylemlerin devam edeceği bildirildi.
Balıkesir Tabip Odası ve sağlık sendikaları ile dernekleri tarafından yapılan açıklamada, Sağlık Bakanı’nın ‘Beyaz Reform’ olarak nitelediği, Ağustos ayı içerisinde yayımlanan ‘Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği’ ve ‘Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ndeki düzenlemelerin birlikte mücadelenin başarısı olduğuna dikkat çekildi.
“5 TALEBİMİZ KARŞILANANA KADAR EYLEMLERE DEVAM EDECEĞİZ”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Ancak aylardır dile getirdiğimiz taleplerimizin yerine getirilmediğini de görmekteyiz. Çalışma koşullarımızı ve dolayısıyla sunduğumuz sağlık hizmetinin niteliğini iyileştirmeyecek olan bu düzenlemelerin, hem bizim hem de toplumun sağlığını iyi yönde etkilemeyeceği açıktır. Sağlıklı olabilmemiz için daha önceden de sık sık gündeme getirdiğimiz ve son toplantımızda ortaklaştırdığımız 5 talebimizi kamuoyuna duyuruyoruz.
“SAĞLIĞIMIZ İÇİN 5 ÖNCELİKLİ TALEBİMİZ”
Etkili Bir Sağlıkta Şiddet Yasası. Daha önce çıkarılan sağlıkta şiddet yasaları, sağlıkta şiddeti bitirmekte etkili olmaktan çok uzaktır. Etkili bir ‘Sağlıkta Şiddete Yönelik Yasa Teklifi’, Meclis açılır açılmaz, öncelikli olarak gündeme alınmalı ve yasalaşmalıdır. ‘Beyaz Reform’ adı altında yayımlanan son iki ödeme düzenlemesi (Sağlık Bakanlığı Ek Ödeme Yönetmeliği, Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik), sağlıkta şiddeti azaltması bir yana sağlıkta şiddeti teşvik edecek düzenlemeler içermektedir. Sağlıkta şiddetin çözümü için her alanda, bütünlüklü bir yaklaşım gerekmektedir.
Güvenli ve Sağlıklı Çalışma Koşulları.
Daha iyi bir sağlık hizmeti verebilmemiz için tüm hekimler ve sağlık çalışanlarının çalışma ortamları, çalışma süreleri ve iş yükleri; bilimsel veriler ışığında ilgili emek-meslek örgütlerinin de katılımı ve denetimiyle sağlanmalıdır.
Hekimleri de hastaları da mağdur eden, hekimlere karşı şiddet kaynağı olan, halkın sağlığını tehlikeye atan 5 dakikada muayene dayatmasından vazgeçilmelidir. Sağlık hizmetleri; hekimin ve toplumun hak ettiği şekilde; bilim ve evrensel değerler çerçevesinde sunulmalıdır. Sağlık kurumlarında idarenin çalışanı denetlediği tek taraflı denetim mekanizması ortadan kaldırılmalı, çalışanların ve temsilcilerinin de olduğu kolektif denetleyecekleri bir sistem oluşturulmalıdır.
Çalışanlar üzerindeki disiplin soruşturmaları, görevlendirme vb. ile oluşturulan baskı kalkmalı, nitelikli çalışma koşulları ile nitelikli sağlık hizmeti öncelik olmalıdır. Başta Aile Sağlığı Merkezleri (ASM) olmak üzere kamusal bir hizmet olan sağlık hizmeti; kamu binalarında, kamu imkanlarıyla verilmelidir.
“AİLE HEKİMİ SAYISI ARTTIRILMALI”
Sağlık hizmetlerinin temeli olan birinci basamak sağlık hizmetlerine yeterli kaynak ayrılmalı, hekim başı bin 500 kesin kayıtlı birey düşecek şekilde aile hekimi sayısı artırılmalı, sevk zinciri altyapısı oluşturulmalı ve uzman aile hekimi sayısı birinci basamak sağlık hizmetlerini uygun ve yeterli düzeyde sağlayacak şekilde artırılmalıdır.
Üniversite ve uzmanlık eğitimi kontenjanları, ilgili emek ve meslek örgütlerinin ağırlıkta olduğu bir kurulla liyakate dayalı ve bilimsel ölçütlere göre oluşturulmalıdır. Kontenjanların ve müfredatın belirlenmesi ve uygulanmasında; ülkenin gerçek sağlık hizmeti ihtiyacı, kurumların eğitimle ilgili yeterlilikleri gibi özellikler göz önünde bulundurulmalı; uluslararası ve bilimsel standartlar sağlanmadan yeni eğitim kurumu açılmamalıdır. Asistan ve intörn hekimlerin eğitim, dinlenme haklarını ellerinden almayan ücret düzenlemesi derhal hayata geçirilmelidir.
COVID-19 tüm hekimler ve sağlık çalışanları için illiyet bağı aranmaksızın meslek hastalığı sayılmalı ve yasal dayanağı olmalıdır. Pandeminin başlangıcından itibaren tüm hekim, sağlık çalışanlarının yıpranma payı, geçmişi de içerecek şekilde bir yıla 120 gün olmalıdır. Pandemi bittiğinde ise tüm sağlık çalışanlarına beş yıla bir yıl yıpranma payı verilecek şekilde düzenleme yapılmalıdır.
Tüm ücretler, özlük haklarından feragat etmemiz istenmeden; tek kalemde ve emekliliğe yansıyan şekilde olmalıdır. İzin, rapor ve eğitimlerde ücret kesintisi yapılmamalı; ücret belirlemede toplu görüşme değil toplu sözleşme esas olmalıdır. Duyurulan yönetmeliklerde kapsam dışı kalan üçüncü basamak ile ilgili beklenen yönetmeliğin 15 Eylül 2022 tarihli uygulamada hayata geçirilmemesi durumunda, platform olarak acil eylem kararımızı açıklayacağımızı, tüm taleplerimiz gerçekleşene kadar eylemlere ve mücadeleye devam edeceğimizi bildiriyoruz.” Mahmut ACARÖZ