Geçtiğimiz pazar günü, 10 Kasım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 86. yılıydı. 1938 yılında hayata veda eden Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atarken sadece bir lider değil, aynı zamanda bir milletin yeniden doğuşunun simgesi oldu. Her yıl bu tarihte, Türk halkı, büyük önderi saygı ve minnetle anmak için bir araya gelir. Ancak 86 yıl sonra, Atatürk’ün mirası ve düşünceleri, hala yaşadığımız toplumda derin izler bırakmaya devam ediyor.
***
Atatürk, yalnızca askeri bir deha değil, aynı zamanda bir reformcu, bir eğitimci ve toplumsal bir liderdi. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Türk halkına özgürlük, eşitlik ve çağdaşlık yolunda açılan kapıları ardına kadar araladı. Kadın haklarından eğitime, hukuk sisteminden ekonomi politiğe kadar sayısız alanda gerçekleştirdiği devrimlerle, Türkiye’yi modern dünyaya uyum sağlayacak bir ülke haline getirmeyi hedefledi.
***
Atatürk’ün en önemli vasiyetlerinden biri, eğitimdir. "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" diyerek, bilimin ve eğitimin her zaman rehber olması gerektiğini vurgulamıştır. Bugün hala, bu öğretiye sadık kalarak, ülkemizdeki eğitim sistemini geliştirme çabaları devam etmektedir.
Fakat, Atatürk’ün mirasını anlamak ve yaşatmak, sadece geçmişi anmakla sınırlı kalmamalıdır. Onun bizlere bıraktığı Cumhuriyet’in değerleri, her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Cumhuriyetin kazanımlarını korumak ve Atatürk’ün çizdiği aydınlık yolda ilerlemek, her birimizin sorumluluğudur.
10 Kasım’da, Atatürk’ü anarken, ona olan saygımızı sadece bir günle sınırlı tutmayıp, her anımıza yansıtmak, ülkemizi daha da ileriye taşımak için elimizden geleni yapmak en büyük görevimizdir.
