Bir Asrı Aşan Merhamet Çınarı: Türk Kızılayı

Bugün, ülkemizin gurur kaynaklarından biri olan Türk Kızılayı’nın 157’nci kuruluş yıl dönümü. 11 Haziran 1868 tarihinde “Osmanlı Yaralı ve Hasta Askerlere Yardım Cemiyeti” adıyla temelleri atılan bu köklü kuruluş, savaş meydanlarında başlayan yardım serüvenini, günümüzde yurt içi ve yurt dışındaki milyonlara uzanan bir şefkat hareketine dönüştürmüştür.

Türk Kızılayı, sadece bir yardım kuruluşu değil; milletimizin asırlardır benimsediği yardımlaşma, dayanışma ve hoşgörü kültürünün kurumsal yansımasıdır. İnsani değerlerin zayıfladığı bir dünyada, karşılık beklemeden uzanan bir el, gözyaşını silen bir merhamet eli, açlığı doyuran bir tas çorba, üşüyen bedeni ısıtan bir battaniyedir Kızılay. Ve bu sadece bir kurumun değil, bir milletin vicdanıdır aslında.

Afetlerde ilk koşan, kan ihtiyacında ilk ulaşan, savaşlardan kaçan mazlumlara ilk sarılan hep Kızılay olmuştur. Sadece Türkiye sınırları içinde değil; dünyanın dört bir yanında, nerede bir ihtiyaç varsa oraya koşmuştur. Kimi zaman bir çadır, kimi zaman bir sıcak yemek, kimi zaman da bir umut olmuştur insanların hayatında.

Elbette bu başarı ve güven, gönüllülerin emeğiyle, bağışçıların desteğiyle, özverili çalışanların gayretiyle yoğrulmuştur. Her bir Kızılay gönüllüsü, bu büyük iyilik hareketinin bir parçası, insanlık onurunun taşıyıcısıdır.

Bugün Kızılay’ın kuruluş yıl dönümünü kutlarken, geçmişten bugüne yapılan tüm fedakârlıkları saygıyla anıyor, bu değerli kurumun ülkemizin yüz akı olmaya devam edeceğine yürekten inanıyoruz. Unutmayalım ki bir damla kan, bir paket yardım, bir sıcak selam bazen bir insanın hayatını değiştirebilir.

İyiliği çoğaltmak, dayanışmayı büyütmek için hepimize sorumluluk düşüyor. Türk Kızılayı yalnızca bugün değil, her zaman hatırlanmalı ve desteklenmelidir. Çünkü Kızılay, biziz. Hepimiziz.