Bel fıtığı, omurgalar arasında yer alan disklerin yırtılması ya da dışarı taşması sonucu sinir köklerine baskı yapmasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Genellikle belde ağrı, bacaklara yayılan uyuşma, karıncalanma ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bel fıtığı tedavisinde cerrahi olmayan yöntemler ilk sırada yer alırken, fizik tedavi ve egzersiz uygulamaları çoğu vakada temel iyileştirici unsurlar arasında kabul edilir. Bu durumda sık sorulan bir soru da “Egzersiz yapmadan bel fıtığı iyileşir mi?” sorusudur.
Hafif düzeydeki bel fıtığı vakalarında, dinlenme, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı düzenlemeleri ile semptomlarda azalma sağlanabilir. Özellikle akut dönemde aşırı hareketten kaçınmak, ağır kaldırmamak ve doğru pozisyonda oturmak gibi önlemler sayesinde kişi rahatlayabilir. Ancak bu tür pasif yaklaşımlar, genellikle sadece kısa vadeli bir iyileşme sağlar ve sorunun kaynağına müdahale etmez. Zira, fıtıklaşan diskin omurga üzerindeki yük dengesini bozması ve çevre kasların zayıflaması, tekrar eden ağrıların önünü açar.
Fizik tedavi ve egzersiz uygulamaları ise hem bel kaslarını güçlendirmeyi hem de omurgayı destekleyen yapıları dengede tutmayı amaçlar. Bu sayede omurga üzerindeki yük azalır, disk üzerindeki bası hafifler ve sinir kökleri üzerindeki baskı zamanla ortadan kalkabilir. Egzersizler aynı zamanda duruş bozukluklarını düzeltir, esnekliği artırır ve tekrar fıtık oluşma riskini azaltır. Bu nedenle egzersiz yapılmadan elde edilen bir iyileşme, çoğunlukla kalıcı değildir ve ileride aynı bölgede yeniden sorun yaşanması muhtemeldir.
Unutulmamalıdır ki egzersiz programları kişiye özel planlanmalıdır. Yanlış yapılan hareketler fıtığı daha da kötüleştirebilirken, doğru egzersizler uzman kontrolünde düzenli olarak uygulandığında iyileşmeyi hızlandırabilir. Dolayısıyla bel fıtığının sadece dinlenmeyle veya ilaçla tamamen iyileşmesi çoğu zaman yeterli değildir; egzersiz tedavinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Egzersiz yapmadan bel fıtığının tamamen iyileşmesi nadiren mümkündür. Bel fıtığına karşı kalıcı bir çözüm ve yaşam kalitesini artırma hedefleniyorsa, egzersiz tedavisi göz ardı edilmemeli, mutlaka uzman kontrolünde uygulanmalıdır. Bu yaklaşım hem mevcut semptomların azalmasını sağlar hem de ileride oluşabilecek yeni problemlerin önüne geçer.
