
Bugünkü konumuz hayat pahalılığın psikolojimiz üzerindeki etkileri olacak. Psikolog muyum? Hayır. Peki nasıl bunu yazmaya cürret edebiliyorum açıklayayım hemen.
7 yaşlarında bir yeğenim var. Bir takım sorunları oluştu ve öğretmeni pedegog desteği almasını tavsiye etti. Biz de hemen araştırmaya başladık. Kimisi Balıkesir’de isim önerdi kimisi de şehir dışına yönlendirdi.
Şehir dışı git gel masrafı daha çok olur diye düşündü bizimkiler. Buradan bakalım dendi. Neticede geldiğimiz nokta şu: 3 bin TL! Pedegog seans ücretinin 3 bin olması açıkçası beni şok etti.
Yani hakkı değildir demeyeceğim. Elbette hakkı olabilir. Fakat bu bir defaya mahsus bir seans olmuyor çoğu zaman. Haftalar aylar alabiliyor çocukla iletişim kurmak ve onu anlamak. Herkes her hafta cebinden şak diye çıkarıp bu parayı nasıl versin…
E bir yandan da aile çaresiz. Götürmek istiyor çocuğunu pedegoga. Daha düşük ücret alan doktorlar yok mu var. O da benim bildiğim 1500 civarı. Çoğu pedegog kredi kartı kullanmıyor. Direk ofislerinde pos cihazı yok. Kredi mi çekip doktora gideceğiz yani?
Bence herkesin bir psikoloğu olmalı. Herkes belirli aralıklarla gitmeli. Ama bu şartlarda nasıl olacak? Devlet hastanelerinde psikolog yok. Ancak psikiyatristler yönlendiriyor diye duymuştum. Psikolog sayısı azlığından yönlendiremiyorlar yada…
Yani hayat pahalılığı psikolojimizi bir de bu yönden olumsuz etkiliyor işte. Zengin olmak lazım. O zaman psikoloğa gidip ruhsal olarak rahatlayabilirsin. Yoksa tek başına sorunların içinde boğulmak durumundasın. Psikoloğa maddi şartlarından dolayı gidemeyen herkese Allah kolaylık versin!

