BIST 100
10.208,76 -1,56%
DOLAR
41,9207 0,17%
EURO
48,9065 -0,21%
GRAM ALTIN
5.727,34 -1,65%
FAİZ
40,62 0,05%
GÜMÜŞ GRAM
69,89 -4,21%
BITCOIN
107.024,00 -0,02%
GBP/TRY
56,3083 0,06%
EUR/USD
1,1655 -0,27%
BRENT
61,29 0,38%
ÇEYREK ALTIN
9.364,20 -1,65%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
22 °

Lenfödem sadece Meme Kanserinden sonra gelişen bir rahatsızlık mı?

Özden Certel

Lenfödem, vücuttaki lenf sıvısının taşınmasında görevli lenf damarları ve lenf nodlarının işlev bozukluğu sonucu dokularda sıvı birikmesiyle ortaya çıkan kronik bir rahatsızlıktır. Halk arasında genellikle meme kanseriyle ilişkilendirilse de, lenfödem yalnızca meme kanseri sonrasında gelişen bir durum değildir. Aslında birçok farklı neden, lenfatik sistemin dengesini bozarak bu rahatsızlığın oluşmasına yol açabilir.

Meme kanseri tedavisinden sonra lenfödemin sık görülmesinin temel nedeni, cerrahi veya radyoterapi sırasında koltuk altındaki lenf bezlerinin çıkarılması ya da hasar görmesidir. Bu müdahaleler, lenf akışını engelleyerek kolda sıvı birikmesine neden olur. Ancak bu durum, lenfödemin tek nedeni değildir. Lenfödem, primer (doğumsal) ve sekonder (sonradan gelişen) olmak üzere iki ana grupta incelenir.

Primer lenfödem, doğuştan lenf damarlarının gelişimsel bozukluklarından kaynaklanır. Bu durum, genetik faktörlerle ilişkili olabilir ve çoğunlukla ergenlik ya da yetişkinlik döneminde belirti vermeye başlar. Bu tür lenfödemde, lenf damarlarının sayısı azdır ya da yapısal olarak yeterince işlevsel değildir. Primer lenfödem; konjenital lenfödem, erken başlangıçlı lenfödem (Lenfödem praecox) ve geç başlangıçlı lenfödem (Lenfödem tarda) gibi alt tiplere ayrılır.

Sekonder lenfödem ise, normal çalışan bir lenfatik sistemin sonradan hasar görmesi sonucu gelişir. Meme kanseri tedavisi bu grubun en bilinen nedenidir, ancak sekonder lenfödem; travmalar, enfeksiyonlar, damar cerrahileri, radyoterapi, tekrarlayan cilt iltihapları (örneğin erizipel) ve bazı paraziter hastalıklar nedeniyle de ortaya çıkabilir. Özellikle tropikal bölgelerde görülen filaryazis adlı paraziter enfeksiyon, dünya genelinde lenfödemin en yaygın nedenlerinden biridir.

Ayrıca pelvik bölgeye uygulanan cerrahi işlemler veya jinekolojik kanser tedavileri sonrası bacakta gelişen lenfödem de oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Örneğin; rahim, yumurtalık veya prostat kanseri nedeniyle lenf nodlarının çıkarıldığı operasyonlardan sonra alt ekstremitelerde lenfödem görülebilir. Benzer şekilde, melanom (cilt kanseri) cerrahilerinde de lenf nodlarının alınması lenf dolaşımını bozarak lenfödem riskini artırır.

Lenfödemin belirtileri genellikle etkilenen bölgede şişlik, ağırlık hissi, gerginlik, ciltte kalınlaşma ve hareket kısıtlılığı şeklinde ortaya çıkar. Tedavi edilmediğinde dokularda kalıcı sertleşme ve enfeksiyonlara yatkınlık gelişebilir. Bu nedenle erken teşhis ve uygun fizik tedavi uygulamaları büyük önem taşır.

Lenfödem yalnızca meme kanseri sonrasında gelişen bir problem değildir. Doğuştan gelen yapısal bozukluklardan, cerrahi müdahalelere, enfeksiyonlardan radyoterapiye kadar birçok farklı neden bu hastalığın ortaya çıkmasına yol açabilir. Lenfödemin erken dönemde fark edilmesi ve fizyoterapist eşliğinde uygun tedaviye başlanması, hastalığın ilerlemesini önlemede en etkili yaklaşımdır. Manuel lenf drenaj, cilt bakımı, bası giysisi ve egzersiz programları tedavinin ayrılmaz bir bütünüdür. Bu nedenle lenfödem, yalnızca bir kanser sonrası yan etki olarak değil, çok yönlü nedenleri olan bağımsız bir lenfatik sistem hastalığı olarak değerlendirilmelidir.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?