Yaz aylarının gelmesiyle birlikte, popülasyonlarında hızlı bir artış görülen sivrisinekler hem bizlere aşırı derecede rahatsızlık vermeye hem de birçok bulaşıcı hastalığın yayılmasına neden oluyor. Sivrisinekler çok kuvvetli “taşıyıcı” canlılardır. Kanımızı emerken aynı zamanda pek çok hastalığı da bize bulaştırabilirler. Çok basit, sıradan ve tehlikeli durmayan sineklerin hayatımızı tehdit edecek boyutta olması aslında önemsemediğimiz bir olayın perde arkasının ne kadar ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğini bize göstermektedir.
Çoğu kimsenin bilmediği bir gerçek olarak karşımıza çıkan sivrisineklerin yaydıkları hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeden insanların sayısı tüm dünya savaşlarında hayatlarını kaybeden insanlardan daha fazla olduğu gerçeği ne kadar ciddi bir risk unsuru ile karşı karşıya kaldığımızın en somut göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sivrisinek ısırması sonucu vücudumuzda oluşan kızarıklık, şişme ve kaşıntı gibi belirtilerinin takibinin çok iyi yapılması gerekmektedir. Bu belirtilerin bölgesel olarak büyüyüp daha da rahatsızlık verici boyutlara ulaşıp bu belirtilere ateş, halsizlik, kusma, baş dönmesi, eklem ağrısı gibi semptomların da eşlik etmesi halinde hiç vakit geçirmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması gerekmektedir. Çünkü sivrisinekler dünyada başlıca 5 hastalığın vektörü konumunda olan taşıyıcılardır. Bu 5 hastalığa baktığımızda bu hastalıklar Batı Nil Humması, Chikungunya, Deng Humması, Zikavirüs ve sıtma hastalığı olarak karşımıza çıkarken. Bu hastalıkların bulaştırılması sivrisineğin cinsine göre değişmekte olup Sıtma (Malaria) hastalığı anofel cinsi sivrisinekler ile Batı Nil Hummasını culex, diğer hastalıkları ise aedes cinsi sivrisinekler tarafından bulaştırılmaktadır.
Sivrisinekler vasıtasıyla bulaşan en önemli ve en yaygın hastalık sıtma hastalığıdır. Hastalık nöbet haline gelen bir bulaşıcı hastalıktır. Nöbet başlamadan önce kişide halsizlik, baş ağrısı, sırt ve bacak ağrıları gözlemlenir. Ardından aşırı titreme ve yüksek ateş evresine geçilir. Tedavi edilmediği takdirde ölüme varan sonuçlarla karşı karşıya kalınırken, böbrek yetmezliği ile başlayan tablo bir süre sonra solunum sıkıntısına dönüşür ve günün sonunda kişide hayati risk oluşabilmektedir.
Dünya da pandemi şeklinde görülen zika, batı nil ve dang humması viruslarının yanısıra Chikungunya virüsü de sivrisineklerin neden olduğu en önemli bulaşıcı hastalıkların başında gelmektedir. Bu hastalıkların ortak en önemli özelliğinin başında hastalıklara karşı etkili bir tedavi yönteminin bulunmamasıdır. Hastalığa yakalananlara uygulanan semptomatik bir tedavinin yanında hastalığa özgü bir tedavi bulunmamaktadır.
Özellikle yaz aylarında sivrisineklerden korunmamız çok güç zira her yerde karşımızdalar! Yine de alacağımız birkaç önlemle onlardan korunabiliriz. Sivrisineklerden korunmanın yollarından birinin açık renkli giysiler giymek olduğu düşünülür. Sivrisineklerin genellikle koyu renkleri tercih ettiği bilindiğinden açık renk giysiler dikkatlerini çekmeyecektir. Kesinlik taşımayan bu durumun sivrisineklerden korunma yolunda önemli bir önlem olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte sivrisineklerin sevmediği bitkiler, bu süreçte kurtarıcımız olabilir. Özellikle lavanta, portakal, fesleğen, biberiye gibi bitkileri sevmedikleri bilinir. Evinize bu bitkilerden birini konumlayabilir ve sivrileri nispeten uzaklaştırabilirsiniz. Sivrisineklerin terlemiş deri üzerinde ilginç bir iştahları vardır. Bu nedenle sık sık duş almayı ihmal etmeyin. Vücuttaki ter kokusu sineklerin dikkatini çekebilir, daima temiz olmakta yarar var. Sivrisinek kovucu ilaçlar ya da spreyler her ne kadar piyasada çokça var olsa da daha doğal ürünleri de tercih edebilirsiniz. Özellikle lavanta yağı ve nane yağı sivrisinekleri kaçırabilmektedir. Tüm bunların yanısıra sivrisineklerin üreme alanları olan durgun su birinkitilerinin kurutulması, kurutabilme durumu yoksa rutin olarak larvasit ilaçları ile ilaçlanması korunma ve üreme zincirlerinin kırılması noktasında oldukça önemli uygulamalardır.
