Türk Futbolu Yangın Yeri
Eskiler, mahalle yanarken saçını tarayan hafifmeşreplerden bahsederken, sanki Türk futbolunu, federasyonunu ve hakem camiasını yönetenlerin bugün içinde bulunduğu hali de tarif etmiş…
Kulüpler, teknik direktör değiştireyim, oyuncu transfer edeyim kafasıyla içine düştükleri borç bataklığı içinde her geçen gün biraz daha batıyor.
Türkiye Futbol Federasyonu’nun beceriksiz yöneticileri, parmak sallamayı marifet sayıp, bir gün “ak” dediklerine, ertesi gün “kara” diyor.
Merkez Hakem Kurulu’nun silik karakterleri, sahaya ittikleri hakemlerden onurlu kararlar bekleyip, kendilerini kandırıyor.
Aslında uzun yılardır gözümüze sokulan bu tabloya alışır gibi de olduk…
Ama boşanma davasına konu olan Merkez Hakem Kurulu eski başkanı ile bir hakemin ilişki yaşadığı iddiası bu tabloya tüy olmaya yaklaştı.
“Yaklaştı” diyorum, çünkü daha neler duyacağız, neler…
Maçları Uluslararası Oyun Kuralları’na göre yönetmek yerine saçının keyfine göre idare eden hakemler…
Yasa dışı bahis iddialarının merkezine oturtulmaya çalışılan hakemler…
Çete olduğu iddia edilen hakemler…
Ancak Merkez Hakem Kurulu Başkanı Ahmet İbanoğlu, Yarı Otomatik Ofsayt Sistemi’nden bahsediyor.
Kulüp yöneticilerinin birbirlerine yönlendirdiği suçlamalar arşa ulaşmış, bilet satışı yöntemiyle kara para aklama iddiaları havada uçuşuyor…
Maç sonuçlarının manipüle edilerek bahis oynandığı ve futbolun ana unsurlarının bu işe dahil olduğu iddia ediliyor…
Bu ortamda basının karşısına çıkan Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Mehmet Büyükekşi, iddialar ile ilgili açıklamayı iki gün sonra yazılı olarak yapacaklarını belirttiği toplantıyı, soru almadan noktalıyor.
Federasyonu yönetenler ve onların uygulamalarından memnun olan kulüp yöneticisi, teknik adam, oyuncu veya sporsever var mı?
Yok, varsa da ben görmedim.
İyi de Haziran ayında yapılan genel kurulda oyu ben mi verdim?
Bu yöneticileri ben mi seçtim?
Böyle başa, böyle traş…
Futbolu ‘Kitleleri Uyutma Sanatı’ olarak gören, devlet yöneticileri de bu durumdan ziyadesiyle memnun.
Hal böyle olunca, bu saç tarama hamlelerinin hiçbirisi, yanmakta olan Türk futbolunun altındaki ateşe atılan odun olmak öteye geçmiyor.
Geçiyor mu?
Geçmiyor, vesselam…