
Önceki yazılarımızda dikkatle altını çizdiğimiz hayvanlardaki uyuz vakalarının göz ardı edildiğinde hastalığın zoonoz bir hastalık olduğundan dolayı toplum ve halk sağlığını tehdit edebilecek düzeylerde kitlesel bulaşmalara neden olabileceğini belirtmiştik.
Ülkemizde son aylarda sağlık kuruluşlarına uyuz hastalığı şikayetiyle başvuran kişi sayısında anormal derecede artış görüldüğü, görülen vakaların şiddetinin de giderek arttığıbildirilmektedir. 2023 yılı başlarında yaşadığımız deprem felaketi nedeniyle bölgede uzun zaman kişisel temizliğe dikkat edilmemesi başta olmak üzere kalabalık aile yaşamları ve evlerimizde beslediğimiz evcil hayvanların düzenli olarak iç-dış parazit uygulamalarının yapılmaması sonucu söz konusu hastalığın toplum ve halk sağlığını tehdit eder düzeye geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bilim adamlarının açıklamalarına istinaden toplum/topluluk genelinde %40 lara varan hastalık oranlarının ya da hanede bir kişide hastalığın görülmesi tüm bireylerin tedaviye ihtiyaç duyduğu anlamını taşımaktadır.
Uyuz vakalarının bulaşmasında önemli bir rol oynayan evcil hayvanlarımızda hastalığın prognozu, seyri ve teşhisi hakkında bilmemiz gereken birçok önemli nokta bulunmaktadır. Ülkemizde son yıllarda beşeri olarak görülen uyuz vakaları sayılarında 5-6 kat artışın olduğu aynı zamanda da tedavi de kullanılan uyuz ilaçlarına karşı uyuz etkeninin direnç göstermesi nedeniyle de tedavisinde zorluklar yaşanıldığı bilinen bir gerçektir. Zoonoz bir hastalık olduğundan hastalığın kaynağını tedavi etmeden beşeri tedaviye yönelmek hastalıkla mücadelede göz ardı edilen en önemli noktadır.
Uyuz hastalığı farklı birkaç akarın özellikle de Sarcoptesscabiei akarının neden olduğu oldukça bulaşıcı bir deri hastalığı olarak bilinmektedir. Oldukça bulaşıcı olan bu akarlar köpeklerin tüy dokusu içine yerleşip zamanla deri altına girerek döküntü, kaşıntı ve tüy dökülmelerine neden olurlar.
Uyuz hastalığı köpeklerde demodektik uyuz ve sarkoptik uyuz olmak üzere 2 farklı formda gözlemlenmektedir.Demodektik uyuz ile sarkoptik uyuz arasındaki en önemli fark sarkoptik uyuzun hem zoonotik olması hem de bulaşıcılığının yüksek olmasıdır. Demodektik uyuz ise insanlarda bile bulunabilen bağışık sisteminde herhangi bir sıkıntı olmadığı sürece insana zarar vermeyen bir uyuz çeşididir.
Sarkoptik uyuz belirtilerine baktığımızda şiddetli kaşıntı, tüy dökülmesi ve derin yaralar hayvanın özellikle tüysüz bölgelerinde göze çarpan ilk belirtilerdir. Şiddetli kaşınma sonrası açık yara haline gelen bölgede zamanla oluşan kalın kabuklu yaralar bize hastalığın hangi süreçlerden geçtiği hakkında en önemli bilgileri vermektedir. Mevcut yaralar genellikle kulak kenarlarında, ayak bileklerinde , koltuk altlarında ve dirseklerde görülmektedir. Sarkoptik uyuzu diğer uyuz türlerinden farklı kılan en önemli özelliği ise oldukça bulaşıcı olmasının yanında insana da bulaşma oranının yükseliği gelmektedir.
Köpeklerde görülen uyuzun sarkoptik uyuz olup olmadığını anlamak için 1’er hafta ara ile en az 3 kez deri kazıntısı alınarak incelenmesi gerekmektedir. 3 kez alınan deri örneğinin negatif olması sarkoptik uyuzun bulunmadığının en önemli göstergesi olmaktadır. Hastalığın tedavisinde ilaçlı banyolar ve topikal tedaviler olmak üzere 2 farklı yol izlenebilir. Sarkoptik uyuza etkili ilaçlı şampuan ve ilaçlarla hayvanlarımızı belirli süre aralıklarında yıkamak tedavide sonuç alınan önemli bir yoldur. Bunun yanında hastalığa özel merhem ve kremlerle sıkıntılı bölgelere masaj ve uygulamalar da yeni başlamış vakalarda tedavide başarıyı getirmektedir.Yeniden enfeksiyonu önlemek için, köpeğinizin uyuduğu yataklar atılmalı veya sık sık seyreltilmiş çamaşır suyu solüsyonunda yıkanılmalıdır.
Demodektik uyuz ise köpeklerin kıl köklerinde yaşayan parazitik bir akar olan Demodexcanis’ten kaynaklan bir uyuz türüdür. Köpeklerde en çok görülen uyuz türü olmasının yanında bulaşıcı olmaması , deri altında değil de kıl köklerinde yaşaması ile sarkoptik uyuzdan ayırt edilmektedir. Hayvanın bağışıklık sisteminde bir sorun olmadığı sürece klinik belirti göstermemekle birlikte tüy dökülmesi, hayvanın yüzünü veya başını ovması, deride kızarıklık veya iltihaplanma gibi basit belirtiler hastalığın varlığında gözlemlenebilmektedir. Bu uyuz formunun tedavisinde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta ise deri enfeksiyonlarından ayırt edilmesi zorluğudur. Mevcut belirtilerin uyuzdan mı yoksa deri enfeksiyonundan mı kaynaklandığını anlamak için mikroskop altında demodez akarının yeterli sayıda tespit edilmesi gerekmektedir. Tedavisinde ise uyuz belirtilerinin yanında hayvanın bağışıklık sistemini güçlendirecek takviyelerin alınması gerekmekle birlikte medikal tedaviye de oldukça fazla dikkat edilmelidir.
Uyuz hastalığının tedavisi olmakla beraber bu tedavinin süresi ve hastalık süreci oldukça uzun sürebilmektedir. Hayvandaki hastalığı tedavi ederken esas bulaş kaynağına hiç bir şey yapılmaması hastalık ile mücadele noktasında ki en göz ardı edilen en önemli noktadır. Uyuzun kaynağı kurutulmadığı sürece hastalık nüks edecek ve her nüks daha da şiddetli bir tabloyu karşımıza getirecektir. Hastalığı geçiren hayvanın hayatının geri kalan bölümünde de hastalığa yakalanma riskinin bulunduğunu da unutmamak gerekir. Hastalığa yakalanmamak yakalanılsa dahi basit bir uygulama ile tedavi de başarı sağlayabilmek için hayvanlarımızın iç-dış parazit tedavilerini aksatmadan belirlenen periyotlar da söz konusu uygulamaları yapmamız hem hayvan hem de insan sağlığı açısından oldukça önemlidir.