BIST 100
11.520,67 0,37%
DOLAR
41,0268 0,06%
EURO
47,8184 0,35%
GRAM ALTIN
4.449,26 0,29%
FAİZ
39,38 -0,68%
GÜMÜŞ GRAM
50,72 -0,28%
BITCOIN
109.910,00 0,31%
GBP/TRY
55,3277 0,27%
EUR/USD
1,1648 0,26%
BRENT
67,71 -1,58%
ÇEYREK ALTIN
7.274,54 0,29%
Balıkesir Açık
Balıkesir hava durumu
29 °

Yeni Sistemin Eski Habercileri – Hilmi Duyar

hilmi duyar

Yeni Sistemin Eski Habercileri’nde bu haftanın konuğu mesleğinde 40. Yılına yaklaşmış gazeteci Hilmi Duyar. Uzun yıllar Hürriyet Gazetesi Balıkesir temsilciliği yapan Duyar ile dijitalleşmenin getirdiği ‘sözde’ kolaylıklardan, eski günlerin zorluklarına kadar pek çok konuda konuştuk.

İlk olarak sizi kısaca tanıyalım?

23.04.1960 doğumluyum. Lise mezunuyum. Gazeteciliğe 1984 yılı kasım ayında yeni asır gazetesinde başladım. Yaklaşık 1 buçuk yıl sonra Hürriyet Gazetesine geçtim. 32 yıl orada çalıştıktan sonra 2018 yılında emekli oldum ve şu an Politika Gazetesi’ndeyim.

Mesleğe başladığınız ilk yıllarda teknik olarak haberler nasıl yazılıyordu, fotoğraflar nasıl basılıyordu?

Daktilo ile yazılıyordu. Ben bazı konularda biraz şanslıydım. Balıkesir’de ilkler hep bana geldi. Mesela dizüstü bilgisayar ilk bana geldi. Dönemin valisi dizüstü bilgisayarıma bakmaya gelmişti. Gazete yere düşmeden haber İstanbul’da diye reklam vardı. Telefoto ile fotoğraf geçerdik. İlk bende vardı. D pozitifleri karanlık odada keserdik İzmir’e gönderirdik otobüsle. Çok önemli bir haber olduğunda renkli fotoyla çekip telefotoyla geçerdik.

“Kalite çok düştü”

O günler zordu foto çekip geliyorsun garajdan otobüse veriyorsun yalvar yakar, telefonla plakayı bildiriyorsun. Teknoloji geldiği zaman ilk tarayıcı geldi. Hem renkliyi hem d pozitifi tarayabiliyordu. Burada foto bastırıyorlardı renkli onu tarıyorlardı, bilgisayardan fotoğrafları gönderiyorlardı, biz hala otobüsle gönderiyorduk. Sonra her şey cep telefonlarına kadar düştü. Kalite çok düştü. Mesela canlı yayın aracı ile yapılan canlı yayın ile cep telefonlarıyla yapılan canlı yayın arasında kalite anlamında çok fark var.

Geçmişten günümüze baktığınızda gazetecilik mesleğini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Geçmişte zor olmasına rağmen daha zevkliydi. Daha heyecanlıydı. Haber atlatma vardı. Şimdi basın bültenleri ile kopyala yapıştır gündeme geldi. Örneğin Belediyeler haftada 3 4 basın toplantısı yaparlardı şimdi bülten ile gönderiyorlar. Hal böyle olunca soru da soramıyorsun, mesleğini yapamıyorsun. Öyle de gazetecilik olmuyor. Bazı şeyleri kimse sormuyor. Bütün kurumlardan bülten geliyor soru soramıyoruz. Bir gün çok ünlü bir piyanist gelmişti Balıkesir’e bülten göndermişler bizi çağırmamışlar. Aradım neden bizi çağırmadınız diye sordum. Basın bülteni gönderdik dediler. Yapmadım haberi. Bizim orada olmamız başka, bülten göndermeleri başka.

Mesleğe yeni başlayan ya da başlamayı düşünen gençlere ne tavsiye edersiniz?

Kitap okumalarını tavsiye ediyorum. Google’a girip öğrendiğiniz bir şeyi çok çabuk unutuyorsunuz. Araştırsınlar, soru sorsunlar. Özellikle röportaj yaparken ses kaydı mutlaka alsınlar.

Başınıza gelen bizimle paylaşabileceğiniz ilginç bulduğunuz bir olay var mıdır?

Mesleğe başladığım ilk yıllarda büroya bir öğretmen geldi. Köyde bir okulun kapalı olduğunu bunu haber yapmamı istedi.Eskiden askeri birlik, havaalanı vb.. olan bu tür yerlerde öğretmen olan subay astsubay eşleri geldiği zaman merkez doluysa yakın köylere veriyorlardı. Bazıları da rapor alıp okula gitmiyordu. Diyelim ki iki öğretmen var biri öğretmen biri müdür oluyordu. İkisi de rapor alırsa okul kapalı oluyordu. Ben böyle bir şey sandım, gitmedim öğretmenle birlikte köye. Ertesi gün yine geldi, taksi bekliyor gidicez dedi gidiyoruz. Ben bari çocuklar önlüklerini giyip gelsinler fotoğraf çekeyim diye düşünüyorum. Okulun kapsının önünde kocaman asma kilit. Okulu koyun ahırı yapmışlar. Koyunlar sınıfta, sıralar üst üste konmuş. Ben orda koyunlar, koyun gübreleri, sınıf tahtası, sıralar öyle bir fotoğraf çektim, haberim tam sayfa yayınlandı Hürriyet Gazetesi’nde. Dönemin başbakanı habere inanmayıp, “Muhabir koymuştur o koyunları okulun içine” demiş. Gelip bakıyorlar daha sonra. Orası evmiş ve evin sahibi sokmuş koyunları içeri, devletin oradan çıkmasını istediği için. Sonra oraya çok kısada okul yapıldı. İnsan böyle bir şeye vesile olduğu için sevinç duyuyor. Şeyma KIZILER

 

 

 

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?