
Balıkesir Tabip Odası yönetimi tarafından yapılan açıklamada, COVID-19 mücadelesinde sağlık çalışanlarının, birçok ülkede hayatını kaybeden meslek grupları içinde sayı ve oran olarak en önde olduğu vurgulandı. Pandemi boyunca bazı ülkelerde, sağlık çalışanı ölümlerinin hiç olmadığı; bazılarında da salgın başında gerçekleşen ölümler irdelenerek, alınan önlemlerle sonraki dönemde sağlıkçı ölümüne rastlanmadığının ifade edildiği açıklamada, “Sağlık çalışanlarının enfekte olmasının ve buna bağlı ölümlerin engellenebildiğinin örnekleri olduğuna göre Türkiye’deki sağlık çalışanları ölümlerine herkes bu çerçevede bakmak zorundadır” denildi.
Açıklanan raporda salgının başından 28.02.2022 tarihine kadar COVID-19 hastalığına bağlı olarak yaşamını yitirmiş 506 aktif sağlık çalışanının yaşı, cinsiyeti, çalıştığı ili ve kurumu, aylara göre ölüm dağılımı, mesleği, kronik hastalık durumu, mesleklere göre ölüm hızları değerlendirildiğinin ifade edildiği açıklamada, “Türkiye’de, sağlık çalışanlarının % 14,8’ini hekimler, % 3’ünü eczacılar, % 24,5’ini hemşire ve ebeler oluşturmakta iken; toplanan verilere göre COVID-19’a bağlı ölümlerin % 34,0’ü hekimlerde, % 13,4’ü eczacılarda ve % 7,3’ü hemşire ve ebelerde olmuştur. Türkiye’de hekimlerin % 18,6’sı, diş hekimlerinin % 51,9’u özel sağlık kurumlarında; ancak ölen hekimlerin % 55,2’si, diş hekimlerinin % 86,7’si ve eczacıların % 98,5’i özel sağlık kurumlarında çalışmaktadır” ifadelerine yer verildi.
ÖLEN HEKİMLERİN % 96,5’İ ERKEK
Türkiye’deki 174.187 (2020) hekimin 71.933’ünün kadın; 102.254’ünün de erkek olduğunun belirtildiği açıklamada, “Hekimlerde COVID-19’a bağlı ölüm 10.000’de 9,87; erkek hekimlerde 10.000’de 16,23; kadın hekimlerde 10.000’de 0,83’tür. Eczacılarda COVID19’a bağlı ölüm 10.000’de 18,86’dır. Hemşire-ebelerde COVID-19’a bağlı ölüm 10.000’de 1,28’dir. COVID-19’a bağlı nedenlerle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının % 84,6’sı ve ölen hekimlerin % 96,5’i erkek. Türkiye’de, pandemide ölümlerin büyük çoğunluğunun 65 yaş ve üstünde olduğu ortada iken ölen sağlık çalışanlarının yaş ortalaması 54,6’dır. Bu ortalama yaş hekimlerde 59,8; eczacılarda 65,8; hemşire ve ebelerde 40,7’dir. Ölen 34 yaş ve altındaki sağlık çalışanlarının %29,2’si; 35-49 yaş arasındakilerin %40,6’sı işçi statüsünde çalışanlar. Acil sağlık hizmeti istasyonu çalışanlarından COVID-19’a bağlı nedenlerle hayatını kaybeden 14 kişinin 12’si ambulans şoförü olarak çalışıyordu. Pandeminin ilk üç ayındaki sağlık çalışanı ölüm sayısının, sonraki 12 ayda gerçekleşen sağlık çalışanı ölüm sayısından çok düşük olması; hiçbir değerlendirme yapılmadığını ve önlem alınmadığını göstermektedir.
Pandeminin ilk 3 ayındaki ölümlerin nedenleri iyi irdelenmiş ve bu değerlendirmeye bağlı ek önlemler alınmış olsaydı; ölümlerin tamamının önüne geçilebilirdi. Ayrıca Sağlık Bakanlığı, açıkladığı şekilde 2020 Aralık ayında sağlık çalışanlarını aşılamaya başlayıp, aşı tereddüdünün önüne geçmeye çalışsaydı; 2021 ve 2022 yılında gerçekleşen ölümlerin önemli bir kısmı olmayacaktı. Ölen sağlık çalışanlarının yaş ortalamasının düşük olması, iktidarın sağlık çalışanını yeterince korumadığının bir diğer göstergesidir. Erkek sağlık çalışanları için yaş ve ek hastalık, ölümlerde belirleyici olmuştur.
Sağlık çalışanlarında ölüm sayısının, işçi statüsündekiler için 50 yaş ve altında daha fazla olması, pandeminin sınıfsal olduğunun bir göstergesidir. COVID-19 nedeniyle kaybettiğimiz hekimlerin sayısının fazla olması da sağlık hizmetlerinin piyasalaştırılması ve emeğin değersizleştirilmesi ile yakından ilgili olup; bunlar çok yönlü irdelenmelidir. COVID-19’a bağlı ölen eczacıların, eczacı teknisyenlerinin, aile hekimlerinin ve işyeri hekimlerinin oranı dikkate alındığında; çalışma mekânları başta olmak üzere bütün sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının irdelenmesi gerektiği görülecektir. Sağlık çalışanlarındaki enfeksiyon ve ölüm artışı, Türkiye’de pandemi önlemlerinin erken alınması için uyarıcı olmalı ve dikkate alınmalıydı. Sınırlı sayıda veri ile ortaya çıkan tablo; onlarca sağlık çalışanı, on binlerce insanın önlenebilir ölümlerle kaybedildiğini göstermektedir. Sağlık Bakanlığı, Çalışma Bakanlığı, TTB, sendikalar ve diğer ilgili oluşumların yer alacağı bir komisyon oluşturulmalıdır.
Aynı komisyon; pandemi döneminde sadece doğrudan COVID-19 nedeniyle değil, dolaylı olarak pandeminin yol açtığı nedenlerle (iş yükünden kaynaklı intihar, tedavisi geciktirilen hastalıklar…) hayatını kaybeden bütün sağlık çalışanlarının her bir verisini tek tek inceleyerek raporlandırmalı ve ölüm nedeni/nedenlerini kamuoyu ile paylaşmalıdır” ifadelerine yer verildi. Cengiz GÜNER