
Balıkesir Tabip Odası, COVİD19 İzleme Kurulu tarafından yapılan açıklamada her yıl Ekim-Mart aylarında Avrupa ülkelerinde olduğu gibi Türkiye için de grip vakalarının arttığı bir dönem olduğu, bu yıl farklı olarak COVID-19 pandemisi ile influenza aynı zaman diliminde bir arada görülmesinin kaçınılmaz olduğu ifade edildi.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu nedenle tanı, tedavi, aşı, kişisel koruyucu malzeme kullanımı, sürveyans ve sağlık hizmetlerinin organizasyonu başlıklarına ilişkin sağlık otoritesince yürütülecek kapsamlı hazırlıklara gereksinim vardır. İnfluenza (Grip) ve Ağır Akut Solunum Yolu Enfeksiyonları yakınmalarıyla başvuran her hastaya eş zamanlı İnfluenza ve COVID-19 testlerinin yapılması şimdiden planlanmalıdır. Salgın yönetiminde en kritik rolü üstlenen birinci basamak sağlık hizmetlerine öncelik verilmeli ve mevcut yükü taşımakta zorlanan birinci basamak sağlık kurumlarında yaşanan sıkıntılar giderilmelidir. Özellikle birinci basamakta ayaktan hastayı tekrar yakalamak daha zor olacağı için şu aşamada test merkezlerine yeterli sayıda İnfluenza ve COVID-19 test imkânlarının eş zamanlı sağlanması gereklidir. Mümkünse aynı örnekten çalışılması hasta kabulü ve personel iş gücü açısından önemlidir.
Buna göre test tipi, sayısı ve biran önce İnfluenza döneminde hizmet sunabilecek merkezlerin belirlenmesi yararlı olacaktır. Bu yıl İnfluenza aşısı çok yaygın yapılmalı ve kamusal bir sorumlulukla ücretsiz temini üstlenilmelidir. İnfluenza aşısı yapılmış kişilerde COVID-19 mortalitesinin azaldığına dair öncül çalışmaların mevcut olduğu dikkate alınarak aşı özellikle risk gruplarına olmak üzere yeterince temin edilmelidir. Toplumu influenza aşısı konusunda aydınlatıcı ve teşvik edici önlemler alınmalıdır. Aşı karşıtlığı göz önüne alınarak önlemler düşünülmeli, pandemi koşullarını da içeren bilgilendirici çalışmalara ağırlık verilmeli, yığılmaların ve aşırı iş yükünden kaynaklanabilecek şiddetin önüne geçilmelidir. Yeterli aşı stoku erken olarak sağlanıp, aşının mümkün olan en erken dönemde yapılması sağlanmalıdır. Daha önce aşılanmamışlarda immünizasyon için en az iki haftalık bir süreye gerek olacağı akılda tutulmalıdır. Pnömokok aşısı da göz ardı edilmemelidir. Risk gruplarında pnömokok aşısının uygulanmasının artırılması konusunda önlemler alınmalı; yeterli konjuge ve polisakkarit aşı stoku sağlanmalıdır. Kişisel koruyucu malzeme temini ve zamanında dağıtımı yaşamsaldır.
Birinci, İkinci ve Üçüncü basamaklarda sonbaharda kişisel koruyucu malzeme ihtiyacının artacağı açıktır. Bu nedenle, ihtiyaç hesaplamaları yapılmalı, temin ve dağıtımı sağlanmalıdır. Tüm sağlık çalışanları, 65 yaşüstü ve kronik hastalığı olanlar vb. için kişisel koruyucu malzemenin yanı sıra influenza aşısı erken zamanda temin edilmelidir. Hafif hastalık semptomları olanların numunelerinin evinde (yurt vb. yerleştirilecek yerde) alınması, numune alınıp PCR (+) çıkan olgulardan hafif semptomları olanların ilaçlarının yine ayni yere ulaştırılması hastanelerin iş yükünü ve bulaşı azalacaktır. Salgın kontrol çalışmalarının bir parçası olan sürveyans çalışmaları ve verileri konusunda ülke, il ve ilçe bazında sağlık çalışanları sürekli bilgilendirilmelidir.” Cengiz GÜNER