
CHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Akın, iktidarın çevre duyarlılığı konusunda sınıfta kaldığını söyledi. Çevre kirliliği ile ilgili iktidarın sorumluluğundaki denetleme ve yaptırımların uygulanmamasının yaratacağı sorunlara da dikkat çeken Akın, “Her ne kadar mevzuat gerekleri kağıt üzerinde yerine getirilse de gerçekte mevzuata uyulmadığı yaşanan çevre felaketleri ile ortaya çıkmaktadır” dedi.
CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın, zeytin ve zeytinyağı üretiminde çevre kirliliğine neden olan mevzuattaki boşlukların ortadan kaldırılması, yeni ve akılcı politikalarla üretimin artırılması, insan sağlığının ve çevrenin korunmasına yönelik politikalar oluşturulması için mecliste araştırma komisyonu kurulmasını istedi.
Ahmet Akın ve 21 milletvekilinin imzasıyla TBMM Başkanlığına verilen araştırma önergesinde atıkların çevreyi kirletmesinin önemli sorunlardan biri olduğuna dikkat çekildi. Önergede, “Zeytinyağı üretimi sonucunda sıvı ve katı olmak üzere iki tip atık/artık oluşmaktadır. Bunlardan sıvı atıklar, karasu (dekantasyon ve seperatör atıksuyu) ve yıkama suyu olarak ayrılmaktadır. Yıkama sularının ve seperatör atık sularının kirletici özelliği düşükken, dekantasyon atık sularının ki çok yüksektir. Diğer taraftan, zeytinlerin sıkılmasından sonra arta kalan çekirdek, kabuk ve posa, pirinayı oluşturmaktadır. Uygun olmayan yakıcılarda yakılması sonucu olarak tam yanma gerçekleşmemekte, karbondioksit ve hidrokarbon gibi eksik yanma ürünleri diğer yakıtlara göre daha yüksek emisyon değerlerinde oluşmaktadır. Bu eksik yanma enerji kaybı ile insan ve çevre sağlığında olumsuz etkilere neden olmaktadır” denildi.
“ÖNLEM ALINMAZSA ÇEVRE FELAKETLERİNE YOL AÇACAK”
Önlem alınmazsa ve alınan önlemler yetkili bakanlık tarafından yeteri kadar denetlenmezse zeytin karasuyu sorununun çevresel felaketlere neden olabileceğine dikkat çekilen önergede Ayvalık’ta yaşanan çevre kirliliği sorunu örnek verildi.
Önergede şu görüşlere yer verildi: “Her ne kadar mevzuat gerekleri kağıt üzerinde yerine getirilse de gerçekte mevzuata uyulmadığı yaşanan çevre felaketleri ile ortaya çıkmaktadır. Nitekim bunun bir örneği Ayvalık’ta yaşanmıştır. Yetkili bakanlıklarca yapılan denetimlerin yetersizliği, mevzuattaki boşluklardan yararlanılıp fırsata dönüştürülen iş ve eylemler sonucunda çevre kirliliğine yol açılması ve insan sağlığına zarar verilmesi vatandaşlarımızı son derece endişelendirmektedir. Zeytin, ülkemizde bir yaşam biçimidir. Dünyanın en lezzetli zeytini ülkemizde yetişmekte yine en lezzetli zeytinyağı ülkemizde üretilmektedir. İnsan sağlığı açısından vazgeçilmezimiz olan zeytinin adının çevre kirliliği ile anılıyor olması da son derece çelişkili bir durum yaratmaktadır. Bu nedenle ve bu gerekçelerle, zeytin ve zeytinyağı üretiminde çevre kirliliğine neden olan insan unsuru iş ve eylemlerin araştırılıp, mevzuattaki boşlukların ortadan kaldırılması, yeni ve akılcı politikalarla üretimin artırılması, insan sağlığının ve çevrenin korunmasına yönelik politikalar oluşturulması için Anayasanın 98, TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.” (Haber Merkezi)

