BIST 100
11.073,26 -0,45%
DOLAR
42,4484 0,21%
EURO
49,4341 0,31%
GRAM ALTIN
5.739,80 -0,10%
FAİZ
38,58 0,00%
GÜMÜŞ GRAM
79,36 -0,75%
BITCOIN
92.890,00 1,40%
GBP/TRY
56,2462 0,44%
EUR/USD
1,1636 0,09%
BRENT
62,83 0,61%
ÇEYREK ALTIN
9.384,58 -0,10%
Balıkesir Parçalı Bulutlu
Balıkesir hava durumu
8 °

Gerçek Engel Kalpte Başlar, Kalpte Aşılır

elif teke

Her yıl 3 Aralık geldiğinde, takvimlerde “Dünya Engelliler Günü” yazısı belirir. Aslında bu gün, sadece bir farkındalık etkinliği, bir kutlama ya da sosyal medya görseli hazırlama günü değildir. Bu gün, bize bir gerçeği hatırlatmak için vardır: Asıl engel bedenlerde değil, zihinlerdedir. Biz fark etmediğimiz sürece, karşımızdaki insanlar için engeli büyüten de yok eden de biz oluruz.

Ben bugün, bu köşeden sadece “farkında olalım” demek istemiyorum. Bugün, her adımlarında mücadele görmek yerine kararlılık görebilen, “yapamaz” denilenin karşısına “yaparım” diye dikilen insanların hikâyelerine saygıyla eğilmek istiyorum.

Çünkü biliyorum ki:
Engelleri aşanlar, sadece kendileri için yol açmaz; hepimize yol gösterir.

Türkiye’nin İlham Kaynakları: Engeline Rağmen Değil, Engeliyle Birlikte Başaranlar

• Sümeyye Boyacı – Dünyayı Suda Yeniden Yazdı

Doğuştan iki kolu olmadan dünyaya geldi. Pek çok kişi için bu bir “sınır” olabilirdi, ama o için dünyada sınır yoktu. Sümeyye Boyacı, daha çocuk yaşta yüzmeyi kararlı bir şekilde öğrendi. 2019’da Londra’daki Dünya Paralimpik Yüzme Şampiyonası’nda altın madalya kazandı. Madalya töreninde Türk bayrağı göndere çekilirken onun gözlerindeki ışık şunu söylüyordu:

“Bana engel dedikleri şey, aslında beni ben yaptı.”

• Abdullaziz Türk – Tek Kollu Futbolcu, Binlerce Genç İçin Umut

Doğuştan bir kolu olmayan Abdullaziz Türk, yıllar boyunca futbol oynayabilmek için durmadan çalıştı. “Olmaz, yapamazsın” diyenlere inat bugün profesyonel liglerde forma giyebilen bir sporcu hâline geldi. Onun mücadelesi, sahadaki bütün gollerinden daha değerli.

• Gökhan Koral – Görme Engelli Bir Gazeteci, Engel Tanımayan Bir Kalem

Görme engeline rağmen Türkiye’nin en üretken gazetecilerinden biri hâline geldi. Yazılarıyla, programlarıyla ve duruşuyla “engelin iş yapmaya değil, sadece mazeret üretmeye engel olabileceğini” gösterdi.

• Ayşe Begüm Onbaşı – Dünya Şampiyonu Aerobik Jimnastikçi

Küçük yaşlardan beri skolyoz sorunu yaşayan Onbaşı, “spor yapamazsın” denilen bir çocuktan dünya şampiyonluğuna uzandı. Bugün adı Türk sporunun gurur panosunda yer alıyor.

Bu isimlerin ortak noktası bir başarı madalyası değil…
Ortak noktaları kararlılık, sabır ve başkalarına ilham verme gücü.

Engel, Bir Eksiklik Değil; Bazen Bir Fazlalıktır

Bir insanın kolu olmayabilir, gözü görmeyebilir, yürümekte zorlanabilir…
Ama belki de onun kalbi, bizim hep görmek isteyip de göremediğimiz kadar güçlüdür.

Bugün toplumda “normal” kabul edilen hayatın içinde koşan bizler çoğu zaman farkına bile varmayız:
Bir kaldırım rampası yoksa, bir dükkânın kapısı dar ise, bir park yerinde işgal varsa, aslında hayatı zorlaştıran engel insanın kendi bedeninde değildir; bizim düşüncesizliğimizdedir.

Engelliler için ayrılan park yerini boş görünce dakikalarca arayan bir sürücüyü düşünün…
Bir de o park yerini “nasıl olsa iki dakika duracağım” diyerek işgal eden biri.

İşte engel tam burada başlar.

Çünkü engel sandığımız şey çoğu zaman bir engel değildir.
Gerçek engel, empati eksikliğidir.

3 Aralık, Kutlama Günü Değil; Gözlerimizi Açma Günüdür

Bugün size bir günlüğüne rol değişimi yapmanızı öneriyorum.

Bir kaldırımdaki yüksek bordürü görmezden gelmeyin, oradan geçmek zorunda kalan bir tekerlekli sandalye kullanıcısını düşünün.
Asansör kapısının önünde uzun uzun telefonla konuşmayın, çünkü belki de o asansöre mecbur olan biri vardır.
Otobüs durağındaki engelli erişim butonuna çocukların oyun alanı gibi yaklaşmayın; çünkü o buton, biri için dünyanın ta kendisidir.

Ve en önemlisi:
Bir engelli birey gördüğünüzde ona acıyarak değil, saygıyla yaklaşın.

Çünkü onlar, bizim düşündüğümüzden çok daha güçlüdür.

Toplumsal Farkındalık Küçük Bir Adımla Başlar

Engelliler için rampa yapmak bir çözüm olabilir, evet.
Braille alfabeli menüler koymak da…
Toplu taşımada erişim sağlamak, iş hayatında eşit fırsatlar sunmak, onları görünür kılmak da…

Ama asıl değişim zihniyette başlar.

Bir gün bir öğretmen bana şöyle demişti:

“Ben sınıfımda engelli öğrenci yok demem.
Varsa uyum sağlamayı görevidir, yoksa da engelliliğe dair bilinç oluşturmak görevidir.”

Toplumda değişim böyle başlar. Bir kişinin farkındalığı tüm sınıfa, tüm okula, tüm şehre yayılır. Bugün Balıkesir’de, İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de, Türkiye’nin herhangi bir yerinde yapılan küçük bir iyilik zincirin halkalarını büyütür.

3 Aralık’ın Bize Hatırlattığı En Büyük Gerçek

Engelliler “yardıma muhtaç” insanlar değildir.
Engelliler “güçlü olmak zorunda kalan” insanlardır.

Bizim onlara ihtiyacımız var.
Onların mücadeleleri, sabırları, inatları ve başarıları bize güç verir.

3 Aralık Dünya Engelliler Günü, işte tam da bu yüzden önemli bir gündür.
Kutlamak için değil…
Öğrenmek, anlamak ve yan yana durmak için.

Engel Bir Son Değil, Yeni Bir Başlangıçtır

Her bireyin yaşam hikâyesi biriciktir. Kimisi engelli doğar, kimisi bir kazayla, hastalıkla engelli hâle gelir. Ama hepsinin ortak noktası var:

Hayata tutunma güçleri.

Bugün 3 Aralık’ta kendimize şu soruyu sormalıyız:

“Ben bir engelli birey için hayatı kolaylaştırmak adına bugün ne yaptım?”

Cevap “hiçbir şey” ise başlamanın tam zamanı.

Unutmayalım:
Engelleri ortadan kaldıran şey bedenler değil, kalplerin genişliğidir.

YORUM YAP

Yorum yapabilmek için kuralları kabul etmelisiniz.

Henüz bu içeriğe yorum yapılmamış.
İlk yorum yapan olmak ister misiniz?