
Ülkemizde kitap okuma oranlarının ne kadar düşük olduğunu hepimiz biliyoruz..
Kitap okuma alışkanlığı edinemedik ama maşallah telefon sosyal medya alışkanlığımız neredeyse artık bebeklikte başlıyor..
Uzmanlar uyarıyor küçük yaştaki çocukların çok fazla ekrana maruz kalmasının getireceği olumsuzlukları. Oraya girmeyeceğim fakat bir de psikolojik etkileri var ki yadsınamaz bir gerçek.
Çocuklar artık her şeyi ilk telefondan sosyal medyadan görüyor. Neyi ne kadar gördüklerini ebeveynleri takip etse de yetersiz kalınabiliyor ve bunlar hem psikolojik sorunlara hem de akran zorbalığına kadar gidiyor.
İlkokul birinci sınıfa kadar düşen akran zorbalığına uğrayan çocuk çaresiz, veli çaresiz.. Akran zorbalığı yapan çocuğun ailesi ise maalesef çoğu zaman çocuğuna toz kondurmak istemiyor. İnkar ediyor “Benim çocuğum yapmaz öyle şeyler”..
Okul rehberlik servislerine burada çok iş düşüyor fakat biliyoruz ki çoğu okulda yalnızca bir tane rehber öğretmen mevcut. Rehber öğretmen o kadar çocukla nasıl ilgilenecek?
Aslında burada sonuç bizi yine kitap okuma alışkanlığımızın olmamasına götürüyor. Bilinçli toplum, bilinçli ebeveyn, bilinçli çocuk o-la-ma-dık!
Şöyle bir şey yapsak.. Çocuklarımıza bebeklikten itibaren kitap okuma alışkanlığı kazandıracağız. Bu serüvene önce biz onlara kitap okuyarak başlayacağız daha sonra okumayı öğrendiklerinde onlar bize okuyacak ve her gün yanyana kitap okuma saati belirleyeceğiz. Böylece hem biz hem çocuğumuz kitap okumuş olacağız ve sosyal medyadan uzak zaman geçireceğiz.
Ama önce biz.. Çocuk bizim elimizde sürekli telefon görürse “Dur ben kitap okuyayım” der mi? Okuyalım, okutalım ki bilinçli bir toplum olalım. Zaten çok geç bile kaldık!

